Güncelleme Tarihi:
Yolu New York’taki Central Park’a düşenler 11 Ağustos akşamı kendilerini dev bir patenli disko partisinde buldu. Parti Madonna’nın dün çıkan ‘Finally Enough Love: 50 Number Ones’ albümünün tanıtımı için düzenlenmişti. Rengârenk ışıklarla ve dev disko toplarıyla süslenmiş alanda DJ gece boyunca şarkıcının hitlerini ve disko klasiklerini çaldı. Hatta bir ara gecenin ‘onur konuğu’ Madonna dört tekerlekli patenlerini ayağına geçirip yıldızların altında kaydı.
Çok değil, birkaç hafta önce de Beyoncé’nin 70’ler disko müziği altyapılı şarkılar içeren yeni albümü ‘Renaissance’ piyasaya çıktı. Plak şirketinin gönderdiği albüm tanıtım metninde şöyle diyordu: “Four-on-the-floor disko ritmini yeniden inşa eden ‘Renaissance’ın amacı, ruhunuzu harekete geçiren ve sizi dansa teşvik eden bir müzik sergilemektir.”
Albümün amacını anlamak için çok beklememiz de gerekmedi. ‘Renaissance’ın yayımlandığı hafta İstanbul’da Salon İKSV’de özel bir parti düzenlendi. Sony Music Türkiye’nin gerçekleştirdiği parti de disko temalıydı. DJ Discoben, Donna Summer gibi 70’lerin ikonik isimlerinin disko şarkılarını çaldı. Beyoncé’nin albümünden parçalar dinlendi. Gece boyunca gençler disko müziğin etkilediği figürlerle dans etti.
Aslında modasıyla ve tavrıyla bir yaşam biçimine dönüşen disko müziği 1980’lerde yeraltına çekilmiş görünse de müzik dünyasındaki etkisini hiç yitirmedi. Doja Cat, Dua Lipa gibi isimlerin son çalışmalarında disko ritimlere yer vermesi belki de bugünlerin habercisiydi. Son dönemde bizde de müzisyenler şarkılarında disko altyapısını daha fazla kullanır hale geldi. TikTok gibi sosyal medya platformlarında yayımlanan disko dans videoları yeni kuşakları da bu kültürle tanıştırdı. Bu yaz sahil şeridinde sıkça rastladığımız patenleri veya İspanyol paça pantolonları gördüğünüzde siz de kendinizi o yıllara ışınlanmış gibi hissetmiyor musunuz? Müziğiyle ve modasıyla görkemli bir yükseliş bu. Bakalım bizi ne kadar etkisi altına alacak?
80’lerde de disko kültürünün en önemli temsilcilerinden biri Madonna’ydı, bugün bu akımın yeniden yükselişine öncülük ediyor.
‘Bu krallık yıkılmaz’
Tolga Akyıldız-Müzik yazarı
* Disko müziğin ortaya çıkışında, insanların hakkını vererek dans etme arzusu yattığına inanıyorum. Çünkü diskonun funk, soul, R&B, salsa gibi türlerden, dolayısıyla blues ve cazdan feyzalıp 70’lerdeki patlamasından önce insanlar salonlarda dans ediyordu.
* Ancak disko yüzeysel ve dönemsel akımlardan; en azından amacı geniş kitleleri uyutmak olan sermaye aygıtlarından biri de değildir. Siyahlar, hispanikler ve eşcinseller gibi altkültür ‘azınlık’ların sahiplenmesiyle ortaya çıkmıştır. Disko kültürü; bol gişeli filmlere (‘Cumartesi Gecesi Ateşi’-John Travolta) vesile olduğu gibi Bee Gees, Barbra Streisand, ABBA gibi dev isimleri müzikal anlamda yönlendirmiştir. Sonra büyük müzik şirketlerinin devreye girmesiyle disko bayrağını da beyaz müzisyenlere teslim etmiştir. Bu nedenle Stüdyo 54 gibi disko kulüplerinin varlık ve efsane olma sebebidir.
* 80’li yılların ortasına bile gelmemişken dans müziğinde masa başı imalata geçilmesi disko coşkusuna son verir. Ancak ince işçilik gerektiren gerçek disko müziği o kadar güçlüdür ki gölge varlığını popüler alanda hep sürdürür. Bu krallık yıkılmaz.
* Beyoncé ve Madonna’nın referanslarıyla yeniden gündemimize giren diskonun artan etkisinin içinde bulunduğumuz 10 yıllık döneme güçlü izler bırakacağına eminim.
‘Müzik türünün ötesinde bir yaşam biçimi’
Sarp Dakni-DJ
Türün günümüzde neden büyük bir patlama yaşadığını iyi anlamak için köklerine dönmek bence en doğrusu. Fransızcadan gelen ‘diskotek’ kelimesinin en kısa/yalın tabiriyle ‘plak arşivi’ gibi bir anlamı var. Zamanla plakların çalındığı gece kulüpleri de bu ismi aldı. 60’ların sonu ve 70’lerin başında siyah ve Latin topluluklar, New York’un gizli kulüplerinde buluşuyor ve diskoya evrilmeye başlayan R&B ve funk parçalarıyla çılgınca dans ediyordu. Giorgio Moroder ve Larry Levan gibi efsanevi prodüktörlerin hipnotize edici ritimleri, Studio 54 gibi çekim noktalarının sağladığı sınırsız özgürlüğün içinde yankılandı. Disko, anaakımı sarsan bir müzik türü olmanın ötesinde bir yaşam biçimine dönüştü. 80’lerin başında muhafazakâr toplulukların boy hedefi haline gelince yeniden yeraltına çekildi ancak hiçbir zaman tam ölmedi. Dâhiyane bir bakış açısına sahip siyah ve Latin toplulukların ‘ballroom’ etkinlikleriyle form değiştirdi, kendini sürekli güncelledi ve hayatta kaldı. 90’ların başında Malcolm McLaren ve Madonna’nın ‘Voguing’i (bir dans türü) onurlandıran kayıtlarıyla ayrıcalıklı beyazların yeniden dikkatini çekti. Bana kalırsa, disko kültürünün yeniden tüm dünyanın odağı olmasının sebebi, sürekli güncellenmesini sağlayan esnekliği ve asla yok edilemeyecek kadar güçlü oluşu.
Unutulmayan disko hitleri
* ‘Love to Love You Baby’
Donna Summer
* ‘I Will Survive’
Gloria Gaynor
* ‘Boogie Wonderland’
Earth, Wind&Fire ft. The Emotions
* ‘You Should Be Dancing’
Bee Gees
* ‘Le Freak’-Chic
Dansını da öğrenelim
CNBC’de yayımlanan bir haberde Beyoncé’nin yeni şarkıları referans gösterilerek dans etmenin mutluluğu arttırdığı belirtiliyordu. Stanford Üniversitesi’nden bir profesörün yaptığı açıklamalara dayanan haberde sevdiğiniz bir şarkı eşliğinde dans etmenin beyinde endorfin, dopamin ve adrenalin hormonlarının salımına etki ettiği anlatılıyordu. Biz de ODADans’ın yöneticisi Ozan Aydemir’den disko dansını değerlendirmesini istedik.
“Enerji yüklü, pozitif ve şaşaalı disko dansı piste çıkıp dans etme algısını daha çok geliştirdi. Bu tarz hem dans eden hem de izleyen kişiler üzerindeki olumlu ve eğlendirici etkisiyle çok büyük kitleler tarafından kabul gördü. Disko dansında üst gövde hareketleri ağırlıktadır. Enerjisi yüksek adımlar ve dönüşlerden oluşan seriler halinde yapılıyor diyebiliriz.”
Nerede, kimi dinlemeli?
* DJ/prodüktör Aksak setlerinde funk, disko ve soul parçalara yer veriyor. Festivallerde denk gelebilirsiniz.
* Discolog da disko müzik denince ilk akla gelen DJ/prodüktörlerden. Bu hafta sonu Kocaeli Seyrek Plajı’nda gerçekleşen WOLFEST’te çalıyor.
* DJ Duygu Çiftçioğlu, 29 Ağustos’ta Dorock XL, Kadıköy’de ‘Are You Disco?’ gecesi düzenliyor. Çiftçioğlu, “90’lar ve 2000’ler disko etkili şarkılar dinleyiciyi mutlu ediyor. Madonna’nın ‘Vogue’unu ve Gala’nın ‘Freed From Desire’ını mutlaka çalarım” diyor.
* Bebek’teki Backbar ve Asmalımescit’teki Corridor’da da DJ’ler belli günlerde disko ağırlıklı çalıyor.
* Naz’ın son teklisi ‘Kaçmasın Diye’ dinleyenleri disko ortamına ışınlıyor. Bestesi Evrencan Gündüz’e ait şarkının düzenlemesini Genco Arı yapmış.
* Su Soley’in son albümü ‘Kabuk’ da disko tınılarına rastladığımız çalışmalardan. Bu albümde de Evrencan Gündüz ve Genco Arı isimlerine rastlamak sizi şaşırtmayacak.