Lütfen müzeyi yemeyin!

Binlerce insanın çalıştığı, 130 bin metrekare kapalı alanı olan bir yer... Hemen girişte musluğundan çikolata akan bir çeşme var. Erimiş, mis gibi sütlü çikolata. Havada, ocakta henüz pişmiş bir puding kokusu asılı... Burası, Pelit Pastaneleri’nin Esenyurt’taki fabrikasında kurulan Çikolata Müzesi. Çikolata fabrikasının uzantısı olarak açılan bu müzede hem tarihi kişiliklerin hem de ünlü mimari eserlerin çikolatadan yapılmış heykelleri yer alıyor. Pelit Pastaneleri’nin sahibi Selahattin Ayan’ın hayaliyle temelleri atılan müzedeki eserler, en başta Ayan olmak üzere, pastanenin çikolata ustalarının elinden çıkma. Kalıp ve oyma teknikleri kullanılıyor.

850 kiloluk heykel kimin?

Müzede ilk iş, ziyaretçilere çikolatanın hammaddeleri tanıtılıyor. Hemen karşısında Hansel ve Gretel’in evi var. Aynı masaldaki gibi, çikolatadan yapılmış, çikolatalı şekerlemelerle süslenmiş, iştah kabartan bir ev. Ufak barkovizyonda bu evin süslerini koparıp iştahla yiyen ziyaretçiler görülüyor. Aaa, yoksa masaldaki gibi evi orasından burasından koparıp yiyebiliyor muyuz? Yanıtı üretim müdürü Bülent Baki’den aynen alıntılıyorum: “Müzeyi niye yemeye çalışıyorsunuz?”

Bülent Baki bunu sorarken gülüyor ama müzenin yenmesi, onlar için ciddi bir sorun. Bazı heykellerin köşelerinden ufak ufak koparılmış, “Tamir etmek, yeniden yapmak yeni ürünler yapmamızı geciktiriyor, o yüzden lütfen müzemizi yemeyin” burada.

Peki, içeride ne var? Anlatalım... Nuh’un Gemisi Bölümü’nde, sütlü, bitter ve beyaz çikolatadan üretilmiş hayvanlar, tufanı daha iyi yansıtmak için ses efektiyle sergileniyor. Beyaz çikolatadan semazenler, Mustafa Kemal Atatürk’ün büstü, Seyit Onbaşı, Nusret Mayın Gemisi ve Çanakkale Şehitler Abidesi heykellerinden sonra, Sanat Holü denilen kısma geliniyor. Andy Warhol, Mona Lisa ve Van Gogh büstlerinin yanında Osman Hamdi Bey’in 850 kilogram ağırlığındaki heykeli var.

İstanbul’un en tatlı hali

Göbeklitepe, Hitit, Sümer, Antik Mısır, Antik Yunan, Japon ve Afrika medeniyetlerine ait heykellerin olduğu bölümde, geleneksel taş işçiliği örnekleriyle UNESCO Dünya Miras Listesi’nde yer alan Divriği Ulu Camii ve Darüşşifası heykeli de bulunuyor. Müzenin Kudüs Bölümü için Medine’deki Harem-i Şerif Mescidi’ndeki avizenin birebir kopyası yapılmış. İstanbul da unutulmamış: Sultanahmet Camii, Ayasofya, Hürrem Hamamı, Hipodrom, Yerebatan Sarnıcı, İstanbul siluetini yansıtan yağlıboya tabloyla çevrili bir odada... Ayrıca, Zeugma mozaiği, Mimar Sinan, Fatih Sultan Mehmet, Kanuni Sultan Süleyman büstleri de var. Fatih Sultan Mehmet’in İstanbul’a girişini resmeden 450 kilogram ağırlığındaki, beyaz çikolatadan yapılmış rölyef, müzenin en ağır heykellerinden biri. Bu eserlerin hiçbiri kaplama değil, tamamı çikolatadan. İradenize sahip çıkmak kimi zaman zor olabilir ama aklınızda bulunsun, durmadan akan çikolata şelalesinden tatmak hep serbest. 

Çikolata Müzesi’ni her gün 10.00-17.00 arasında ziyaret edebilirsiniz. Kişi başı ücret 25 TL, 0-5 yaş grubundan ücret alınmıyor. (Koza Mahallesi 1678 Sk. No:19 Esenyurt - (0212) 411 13 00.