Güncelleme Tarihi:
Bir süredir sosyal medyada mesaj kutularım “Lizge Cömert’le röportaj yapar mısın” diye dolup taşıyor. Onu çok seven, daha yakından tanımak isteyen ciddi bir fan kitlesi var. Sonunda buluşuyoruz. Çok genç, gençliğin enerjisini ve neşesini taşıyor. Yeteneğiyle gelecekte daha da çok karşımıza çıkacak gibi duruyor. Başlıyoruz sohbete...
- Sosyal medyada TT (trending topic listesine girmek) oluyor, çok konuşuluyorsun. Hakkında pek bilgi yok. Sen kimsin?
Ben Lizge. İnternette 1999 doğumlu olduğum yazıyor ama aslında 2001 doğumluyum. Terazi burcuyum.
- Nasıl bir ailede büyüdün?
Babam aslen Tuncelili. Ama İstanbul’da doğup büyümüş, ben de aynı şekilde. Annem beni dünyaya getirdiğinde 22, babam 25 yaşındaymış. Anne ve babam tekstille uğraşıyor. Benden 6 yaş küçük bir kardeşim var. Hem annemin hem babamın ilgisi ve sevgisini hep hissederek, aile şefkatiyle büyüdüm.
- Oyunculuk nasıl kanına girdi?
Anaokulundan beri sanata dair şeyleri çok seviyordum ama oyunculuk yolunda ilerleyeceğimi henüz bilmiyordum. Ortaokulda İstanbul Halk Tiyatrosu’na gitmeye başladım. Orada Yıldıray Şahinler ve ablasıyla tanıştım, beni çok beğendiler, ilk menajerimle tanıştırdılar. Menajerim aracılığıyla bir-iki deneme çekimine katıldım ve ‘Kardeşlerim’e seçildim.
- Peki, oyunculuk okudun mu?
Özyeğin Üniversitesi’nde mimarlık okuyorum, son sınıftayım. Oyunculuğa dair eğitimlerime ortaokulda başladım, sonrasında da okulumun yanında çeşitli hocalardan eğitim almaya devam ettim.
- Oyunculuğa ilgin varken mimarlık nereden çıktı?
Sayısalım iyi olduğu için öğretmenlerimin yönlendirmesiyle alan olarak sayısal seçtim. Zaten sanatla iç içe olan mimarlığı burslu kazandım. Mimarlık tarihini de çok seviyorum, mimarlığı belki hayatımın bir noktasında yaparım diye düşündüm.
- Ailen oyunculuğa başlayınca tepki gösterdi mi?
Evet, ‘Önce okulun bitsin’ diyorlardı, ben de okulla birlikte yürütüyorum. Okulumu hiç boşlamıyorum, bir yandan solfej ve dans dersleri alıyorum. Bir saniyem bile boş geçmiyor ama ikisini de sevdiğim için mutluyum. Artık ailem de tam destek arkamda.
- Bu işe başlarken amacın ne kadar şöhret olmaktı?
Disney Channel’da Selena Gomez’i izleyerek büyüdüm. Çocukluk hayalim dünya çapında bir aktris olmaktı. Şu an şöhretten çok, gerçekten güzel ve kendimi gösterebileceğim işlerde rol almak, kendimi zorlayacak karakterleri canlandırmak istiyorum.
- Selena Gomez’e benzeyen bir havan da var...
Küçükken çok benzetiyorlardı ama büyüdükçe değiştim sanki biraz (gülüyor).
- Ne zaman ‘Bu benim mesleğim olur’ dedin?
Kamera kayıt dediği an ‘Bu benim mesleğim olacak’ dedim. O kadar iyi ve mutlu hissediyorum ki, koşullar bazen zor olsa bile insanın sevdiği mesleği yapması muhteşem bir duygu.
- Bu mesleğe başladıktan sonra en çok neye şaşırdın?
Önceden tiyatro yapıyordum. Mesela orada en dikkat etmem gereken şey seyirciye sırtımı dönmemek ve oynamaktı. Ama kamera önünde gereken şey sadece oynamak değilmiş, kamera açısı, arka açı, ses gibi teknik kısımlar beni çok şaşırtmıştı.
LİNÇLENDİM AMA TAKILMADIM
- Geçen dört sene hayatını nasıl etkiledi?
Hayatım da, kendim de, görünüşüm de değişti. ‘Kardeşlerim’e başladığımda 19 yaşımdaydım, şimdi 23. Karakterim daha çok yerine oturdu, arkadaş çevrem büyüdü. Hayatımı hep kapalı yaşardım, şimdi biraz daha kapalı yaşamaya çalışıyorum.
- Neden?
Bilmiyorum, küçükken de herkese her şeyimi anlatabilen biri değildim. Bu güvenle alakalı bir şey değil, başkasını o sıkıntılarımla yormak bana tehlikeli geliyordu. Aksine dinlemeyi de bir o kadar çok severdim, hâlâ da severim. Belki oyunculukta başka birinin dertlerini anlatıyor olmak beni rahatlatıyor.
- Çok takipçin var. Sence takipçi ve başarı doğru orantılı mı?
Hiç alakası yok. Ben Instagram’ı bile bu işle beraber açtım, öncesinde hiç kullanmazdım.
- Bu kadar çok hayranın olması eminim çok güzeldir. Ama tedirgin eden bir yanı da oluyor mu?
Bu hayalim olduğu için o tedirginliği yaşamıyorum. Tam aksine beni bu kadar çok seven varken daha çok çaba göstermeliyim diye düşünüyorum. Çünkü insan sevenlerini ve kendini hayal kırıklığına uğratmak istemiyor.
- Oynadığınız dizide karakterlerin hepsinin fanları var. Hikâyeye göre karakterlerden bazıları ön plana çıkınca da sosyal medyada linçler başlıyor.
Ben de linçlendim ama takılmadım, oraya bağlı yaşarsan kendini ilerletemezsin. Oyunculuğum hakkında eleştiri olduğu zaman bakar ve dikkate alırım ama onun dışındaki konulara o kadar takılmıyorum.
- Genç bir oyuncu olarak kendine bir uyarıda bulunacak olsan ne derdin?
Unutma, takipçilerin olabilir, insanlar seni beğenebilir ama olmadın. Hiçbir zaman da oldum demeyeceksin. Dikkat edilmesi gereken şeyler de var... Her zaman oyunculuğunla, yeteneğinle ön planda olmaya çalış. Profesyonelliği hiçbir zaman elden bırakma.
İÇİMDE ÖYLE BÜYÜK BİR OYNAMA İSTEĞİ VAR Kİ...
- Oyunculuk sana ne ifade ediyor?
Huzur bulduğum, çalışırken ‘çalışıyor’ gibi hissetmediğim bir alan.
- Yeni bir isimsin ve her gün oyunculuk dünyasına başka yeni isimler katılıyor. Bu seni korkutuyor mu?
Korkum yok, hepimizin farklı renkleri var. Bu, telaş veya korkudan çok bana mutluluk veriyor.
- Neden seni izleyelim, senin farkın ne?
Öğrenmeye açık, çalışkan olmam ve yeteneğim için diyebilirim. Bu üçünün beni her gün daha da geliştirdiğini düşünüyorum.
- Dört sezondur aynı dizidesin. Bundan sonrası için hayallerin neler?
Çok heyecanlıyım. Her şey benim için yeni başlıyor gibi hissediyorum. İçimde o kadar büyük bir oynama isteği var ki... Dört yıldır ‘Kardeşlerim’de çok güzel anılar biriktirdik, çok güzel şeyler öğrendik. ‘Kardeşlerim’ dizisinden sonra da bu öğrendiklerimi farklı karakterlerde göstermek, kendimi deneyimlemek istiyorum.
- Oynamak için hayalini kurduğun isimler var mı?
Tabii, bir sürü isim var ama herkesin ilk başta diyeceği gibi Haluk Bilginer ve Zerrin Tekindor’u sayabilirim.
DUDAĞIMA İLTİFAT ALIYORUM
- Güzelliğin mesleğine etkisi ne oldu?
Güzelliğin bu meslekte etkisi vardır ama kariyerini sadece bunun üzerine kurmamalısın. Asıl başarı ve yetenek oyuncuyu güzelleştiriyor. Yeteneğinle kendine hayran bırakman gerek diye düşünüyorum.
- Estetik operasyonun var mı?
Hiç yok ama herkes estetiğim var zannediyor.
- Hayranlarından aldığın en ilginç iltifat neydi?
Öyle spesifik hatırladığım bir şey yok ama genelde burnuma ve dudağıma iltifatlar alıyorum.
HİÇ GERÇEKTEN ÂŞIK OLMADIM
- ’Kardeşlerim’deki karakter aşkla birlikte değişen bir kız, sence aşk birisini değiştirir mi?
Evet, aşk insanları değiştirir. Bence aşk insana iyi gelen, enerji veren bir şey.
- Dizideki gibi aşkta statü olur mu?
Ben daha çok mantığımla hareket ederim ama aşkı durdurmak çok zor. Nereye kadar set çekebilirsin!
- Aşk dizide karakterleri değiştiriyor. Sen hiç aşkın için değiştin mi?
Ben hiç gerçekten âşık olmadım ama âşık olsam değişirdim herhalde.
- Hiç erkek arkadaşın olmadı mı?
Oldu ama aşk olarak nitelendireceğim bir şey değildi. Zaten çok zor ilişkiye başlayıp zor seven biriyim.
- Hiç âşık olmamış biri olarak aşk tanımın var mı?
İnsanın mantığını devre dışı bıraktığı kısım aşk olsa gerek.
- Dizideki partnerin Yiğit Koçak’la neredeyse her ay aşk haberleriniz çıkıyor. Aranızda bir şey var mı?
Biz arkadaşız, her defasında olmadığını söylüyoruz ama yakıştırıyorlar. Öyle bir durum yok aramızda.
- Diziniz ABD’den ‘Turkish Drama’ ödülü aldı. Nasıldı?
ABD’de dizi yayımlanmıyor, buna rağmen etkinlikte çok tanınıyorduk. Farklı ülkelerden de insanların sevgisini hissetmek çok güzel.