Güncelleme Tarihi:
Vegan kelimesinin sadece bir beslenme şeklini temsil ettiğini düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. Hem moda hem de kozmetik dünyasında ‘veganlık’ gün geçtikçe daha fazla duyduğumuz bir sözcük olmaya başladı. Çok değil, daha 10 yıl ön-
cesine kadar yalnızca derileri ve
kürkleri için herhangi bir hayvanı öldürmek moda dünyası için rahatlıkla kabul edilebilirdi. Sevindirici haberse şu: Bugün birçok lüks marka gerçek kürk kullanımından vazgeçti. Balenciaga’dan Bottega Veneta’ya, Burberry’den Chanel’e lüksün merkezindeki markalar uzun süredir hiçbir koleksiyonunda kürk kullanmıyor. Ancak deri deyince işler biraz daha karışık. Deri üreticilerinin ve firmaların bir tedarik zinciri var. Yani markalar anlaşmalı oldukları tedarikçilerden deri alıyorlar. Tüketicinin de kalıplaşmış gerçek deri algısını bir günde değiştirmek zor.
Sektörün öncüleri
‘Vegan deri’ tam olarak ne demek? Gerçek deriye alternatif olur mu? Hayvan katliamını önler mi? Doğaya zararlı mı değil mi? Bunların cevabını bulmak için farklı kaynaklardan araştırmalar yapmam gerekti. Çünkü her yerde değişik bilgiler vardı ve vegan derinin doğaya daha zararlı olduğuna dair tartışmalar da azımsanmayacak kadar çoktu.
Global hayvan hakları savunucusu PETA vegan deriyi iki kategoriye ayırıyor. Birincisi suni deri, yani polimer ve poliüretan gibi materyallerden üretilen vegan deri. İkincisi de ananas yaprakları, elma kabuğu, mantar, geri dönüştürülmüş plastik ya da farklı meyve atıklarından elde edilmiş vegan deri. Bu versiyonu daha sürdürülebilir ve yenilikçi olarak görüyorlar. Çevreye daha çok zarar verdiği iddia edilen deri türüyse tahmin edeceğiniz gibi poliüretan içeren birinci tip. Plastik ve petrol bazlı bu kumaş türü, özellikle hızlı moda markaları tarafından günümüzde sıkça tercih ediliyor.
Sürdürülebilir moda alanında başarılı işlere imza atan ünlü tasarımcı Stella McCartney, vegan deri kullanımında bayrağı elinde taşıyor. Hiçbir zaman kürk ve gerçek hayvan derisi kullanmayan marka yalnızca ayakkabı ve çantalarını değil ceket, pantolon gibi deri görünümlü ürünlerini de vegan üretiyor. Dünyanın en lüks çantalarını yapan Hermès ise MycoWorks isimli şirketin ortaya çıkardığı miselyum mantarıyla çantalar tasarlıyor. Böylece milyon dolarlık endüstriyi dönüştürecek bir harekete öncülük ediyor.
Kozmetikte neler oluyor?
Hayvansal madde içermeyen ve hayvan deneyleri yapmayan markalar bu aralar gündemimde. Örneğin B-Good Care, anne-bebek ürünlerinden yetişkinlere kadar geniş bir yelpazeye sahip. Ayrıca paraben, sülfat gibi kimyasallar içermiyor. Flormar’ın ‘Green Up’ isimli vegan makyaj koleksiyonu da dikkatimi çekiyor. Yüzde 97 oranında doğal içeriklerden oluşan bu ürünler kozmetik dünyasında da vegan seçenekler sunmanın mümkün olduğunu kanıtlıyor.
Vegan aksesuarlar üreten Up To You’nun kurucusu, eski Türkiye güzeli Sinem Güven’le konuştuk...
‘Kızımın hikâyesi markama ilham oldu’
◊ Markanız nasıl ortaya çıktı?
Biraz hüzünlü başlıyor ama güzel bitiyor. Bundan 5 yıl önce kızım lösemi oldu. Şifacı bir arkadaşım kızım hastanedeyken onu ziyarete gelmişti ve çıkarken Allah’tan onun iyi olacağına dair bir işaret göstermesini istemişti. Tam o anda eline bir yusufçuk kondu. Ben de tekrar bir işe girişmek istediğimde logosunun yusufçuk olacağını biliyordum ama işimin ne olacağını bilmiyordum. Derken başka bir arkadaşımın vesilesiyle cep telefonu aksesuarı yapmaya başladık.
◊ Ürünlerinizden bahseder misiniz? Bazılarında vegan bazılarında da suni deri yazıyor, farkı nedir?
Vegan olarak adlandırdığım tasarımların maliyeti yüksek. Bunların tabaklama yöntemi farklı; yalnızca kurumsal satışlar için üretiyorum. Perakende satışlarımda suni deriyi tercih ediyorum. 28 farklı renkte, 4 farklı ürün çeşidimiz var. Veganda 7 farklı ürün ve 2 farklı renkte üretim yapıyoruz. Cep telefonu çantası, küçük kartlık, clutch, anahtarlık, airpods kılıfı ve köpek tasmalarımız var.
◊ Markanızın satış noktaları nerelerde?
Kendi internet sitemiz üzerinden ve Beymen mağazalarından ürünlerimize ulaşabilirsiniz.