‘Komedi değil iyi senaryo arıyorum’

Güncelleme Tarihi:

‘Komedi değil iyi senaryo arıyorum’
Oluşturulma Tarihi: Kasım 16, 2024 07:00

Tiyatro ve sinemanın sevilen isimlerinden Onur Buldu 22 Kasım’da vizyona girecek ‘Paranoya’ adlı filmiyle izleyiciyi bambaşka bir karakterle tanıştırıyor. Bir gazetecinin paranoyası nedeniyle başına açtığı komik ve tuhaf işleri konu alan film vizyona girmeden önce onunla buluştuk. Kariyerinden, ailesinden ve ‘Güldür Güldür’den bahsettik.

Haberin Devamı

Güler yüzüyle karşılıyor bizi. Fotoğraf çektirmek için yanına gelen hayranlarını da kırmıyor. “Çevremde popülariteden karakteri bozulan biri hiç olmadı. Öbür türlüsü bana tuhaf geliyor. Senin bir manavdan farkın yok, iş bu” diyor. ‘Güldür Güldür’ün hayatının kırılma noktası olduğunu söylüyor. 2,5 yaşındaki kızı Masal’ı, terapi olarak gördüğü Beşiktaş maçlarını ve yeni filmi ‘Paranoya’yı konuşuyoruz.

‘Komedi değil iyi senaryo arıyorum’

22 Kasım’da vizyona girecek ‘Paranoya’ isimli filmde paranoyak bir gazeteciyi canlandırıyorsunuz. Bu role nasıl hazırlandınız?

Bu tarz psikolojik rahatsızlıkları olan insanları araştırdık. Psikiyatr Samuray Özdemir ile konuştuk. Paranoyakların nasıl bir ruh hali içinde olduklarını ve olaylar karşısında nasıl tepkiler verdiklerini öğrendik.

Haberin Devamı

Canlandırdığınız Muntazam isimli karakter bir şiir yazdıktan sonra hapse giriyor ve bu nedenle babasının cenazesine katılamıyor. Sonra paranoyası başlıyor. Toplumda da benzer bir paranoya hali görüyor musunuz?

Bence tüm toplum paranoyak oldu. Yaşım 43. Eskiden sokakta biriyle karşılaştığımızda ya da asansörde biriyle denk geldiğimizde gülümserdik. Şimdi insanlar, altında bir şey arıyor. “Neden selam verdi, niye gülümsedi” gibi sorular soruyor. Toplumsal paranoyamız artıyor. Neşemizi kaybettikten sonra geldik bu noktaya. Geçim derdi, ay sonunu nasıl getireceğim kaygısı yaşamdan aldığımız zevki ortadan kaldırıp hayatı bir mücadeleye dönüştürdü.

Aslında siz bir komedyen olarak tanınıyorsunuz. Böyle farklı bir yapımda rol almak bir anlamda konfor alanınızdan çıkmak mı?

Ben komedi değil, iyi bir senaryo arıyorum. İyi bir dram hikâyesi gelirse oynamak isterim. İyi bir komedi senaryosu gelirse de yine orada olmak isterim.

Komedyen olarak bilinmek sizi rahatsız etmiyor o halde?

Hayır, demek bir şeyleri kıvırabilmişim ki insanlar bu etiketi yapıştırmış bana. Tabii ki “O komedi oyuncusu” gibi bir laf bazı durumları engelliyor. Çok seviyorum yaptığım işi. Yaş aldıkça da bu algının değişeceğine inanıyorum. Aslında değiştirmek için elimden geleni yapıyorum ve o mücadele hoşuma gidiyor. Bir amaç veriyor bana.

Haberin Devamı

“Keşke rol alsaydım” dediğiniz film türü hangisi?

Bir eve dönüş hikâyesi. Çok örneği var; ‘Babam ve Oğlum’ gibi mesela. Karakter kasabasına veya şehrine geri döner ve neden oraya gitmek istemediğini adım adım anlarız. O tür filmlere bayılıyorum.

Birlikte rol almak istediğiniz isimler kimler?

Bülent Emin Yarar, Haluk Bilginer, Şener Şen...

‘Komedi değil iyi senaryo arıyorum’


‘BİRAZ YEREL KALIYORUZ’

‘Güldür Güldür’de canlandırdığınız Bilal Koçyiğit karakteri izleyiciler tarafından çok seviliyor. Bu tiplemeyi yaratırken sizi etkileyen, ilham aldığınız şeyler oldu mu?

‘Güldür Güldür’ benim malzememe uygundu ve kendimi gösterebilmem için mükemmel bir platform oldu. Senaristlerimiz beni iyi tanıdıkları için çok uygun skeçler yazdılar, ben de elimden geleni yaptım. İzleyicilerden ilgi gördüğüm için de çok mutluyum. Hayatımın kırılma noktası... Maddi değil, manevi olarak iş seçebiliyorum. Bir oyuncu için bu gerçekten bulunmaz nimet.

Haberin Devamı

Türk komedi sahnesini nasıl değerlendiriyorsunuz?

Zayıf yanı biraz yerel kalmamız. Filmler ve dizilerde komik karakterler daha çok yerel oluyor. Yerel olunca da yalnızca lokal bir komik olarak kalıyor. İngilizler ve Amerikalılar bunu aşmış durumda; dünyaya hükmediyorlar. Yeni nesil bunu değiştirebilir. 

Oralardan beğendiğiniz bir sitcom var mı?

 

‘SEİNFELD’!

Yeni projeleriniz neler?

Uğur Bilgin, Aziz Aslan ve ben kendi hikâyelerimizi anlattığımız bir gösteri hazırladık. Bir kez oynayabildik, düzenleyip tekrar oynamak istiyoruz. Sahnede kendim olmayı sevdim. Enteresanmış o his. Sonra biraz durmak, yaptığım şeyleri gözden geçirmek istiyorum.

‘Komedi değil iyi senaryo arıyorum’


Haberin Devamı

‘YENİ GELMEDİK, GERİ GELDİK!’

Oyuncu olmanın getirdiği yoğun tempoyla baba olmayı nasıl dengeliyorsunuz?

Kızım Masal doğduktan sonra iki sene çalışmadım. ‘Güldür Güldür’e ara vermiştim ama artık çalışmak gerekiyor. Arkadaşlarım ve yapımcımız Necati (Akpınar) Abi ısrar edince geri döndüm. Orası benim evim gibi. “Yeni gelmedik, geri geldik” lafı var ya, ona çok gülüyorum. Geçen onun geyiğini yaptık. Kaldığım yerden devam ediyorum.

Masal’ın ileride oyuncu olmasını ister misiniz?

Tabii ki, benim elimde değil ama yeteneklerini de görüyorum. Sürekli bizi güldürmeye çalışıyor. Aynada kendi kendine mimikler deniyor, ilginç ve biraz korkutucu (gülüyor). Eşim Duygu’ya geçenlerde “İçine bir şey kaçmış gibi” dedim (gülüyor). Masal çok sevgi dolu ve mutlu; bu da beni mutlu ediyor. Annesi daha çok ilgileniyor onunla, öğretmen kendisi ama şu an mesleğe ara verdi.

Haberin Devamı

Nasıl tanıştınız?

Tatilde, Kaş’ta. Kaş’ı çok severim; gittiğimde en az bir ay kalırdım. Bir Antalya güneşinde tanıştık. 

Boş zamanlarınızda neler yaparsınız?

Hayattaki tek lüksüm Beşiktaş maçları. Kombinemin olması ve iç saha maçlarını izlemek çok özel benim için. Genelde 10-12 kişi gidiyoruz. Çok sevdiğim kardeşim Sarp Apak (oyuncu) dahil. Maçtan önce Dolmabahçe’de sohbet ederek yürüyoruz. O nasıl bir terapidir...

 

‘HİKÂYECİLİK GENLERDEN...’

Anneniz ebe, babanız öğretmen... Nasıl bir çocukluk geçirdiniz? Oyuncu olmaya nasıl karar verdiniz?

Bergama’da, Ferizler Köyü’nde büyüdüm. Ege köyleri sevimli, şakacı, neşelidir; öyle insanların yanındaydım. Ailem de çok neşelidir. Babam komik bir adamdı. Sanırım hikâyecilik biraz genlerden geliyor. Mesleki olarak aklımda olan bir şey değildi. Lisede tiyatro yaptım. Sonra Menemen Belediye Tiyatrosu’nda devam ettim. Orada Selim Taylan Ertuğrul adında bir abi vardı. Beni çalıştırdı, sınavlara girmeme vesile oldu. Dokuz Eylül Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazandım.

BAKMADAN GEÇME!