Güncelleme Tarihi:
Melis: Biliyorsun biz ailece COVID atlattık. Doktora gittiğimde ilk söylediği “Evde oksijen ölçme cihazınız vardır herhalde” oldu. Ben iki çocuklu evde tam teçhizatlı bir anayım, evde yok yok ama oksijenölçerimiz eksikmiş meğer.
Gizem: Oksijen ölçme cihazından kaçımızın haberi var Allah aşkına! Benim evimde düne kadar ateşölçer bile yoktu.
Melis: Ateşölçer nasıl olmaz ama ya?
Gizem: Lorin pandemi bebesi olduğu için, 1.5 yaşına kadar kalabalık nedir görmedi. İlk hastalandığında utana sıkıla komşudan ateşölçer istemiştim. Ateşi çıktığında epey şaşırmıştık, doktor ateş düşürücü ilaç verin dediğinde elim ayağıma karışmıştı. Şimdi var bir şeyler ama ne yalan söyleyeyim bende de oksijenölçer yok.
Melis: Ben evde her ilaç ya da alet olsun derdindeyim ama bir kere ateş düşürücü şurubumuzun tarihi geçmişti. O ateş de hep gece çıkar ya malum. Ferhat gece gece nöbetçi eczanenin yolunu tuttu. O arada piyasada bulunmuyormuş, 4 eczane gezmişti. Kız ateşten ağla ağla helak olmuştu, ben de delirmiştim tabii.
Gizem: Sorma, şu hastalıkta gece işi çok zor ya. O saatte kimi arayayım, kimin kapısını çalayım! Bir gün Lorin de klasik, gece hastalandı ve bir diğer klasik, ben evde yalnızım. Aradım doktorunu, “Ateş düşürücü verin, takip edelim, bir de aspiratörle burnunu temizleyin” dedi. Sana yemin ediyorum 10 saniye aspiratör ne diye düşündüm. “O nedir” diye de soramadım, “Yok ama o bizde” diyebildim. “O zaman burun spreyini sıkın sadece” dedi. Bu sefer “Benimki olur mu” diye sordum. Doktor artık dalga geçerek “Hayır, tabii ki” dedi. Epey utanmıştım. Sonra baktım olacak gibi değil, aldım Lorin’i, hastaneye gittim.
Melis: Kıyamam. Canım biz de anneliği yaşaya yaşaya öğreniyoruz işte.
Gizem: Şimdi şırıngadan tut da yastığına damlattığım nefes açıcı damlaya kadar var. Ama itiraf edeyim, geçen gün öksürük şurubunun ölçüsünü biraz kaçırdım. Sadece birkaç güncük.
Melis: Hiç üzülme, oluyor öyle şeyler.
Gizem: Yok üzülmedim, daha çabuk kesildi öksürüğü sanki (gülüyor).
Melis: Bizde neler yaşandı bu yaşlarına gelene kadar. Memo hastalandı bir gece, öyle bir öksürüyor ki, nefes alamıyor. Bizimkiler zaten alerjik oldukları için evde nebulizatör vardı. Fakat havayı geçiren kablosunu bunlar çeşitli yerlerinden dişleyip delmiş.
Gizem: Sözünü kesiyorum ama iki şey soracağım. 1-Nebulizatör nedir? 2-Kablosunu dişlemek nedir?
Melis: Nebulizatör çocuklara buharla ilaç verdiğin bir alet.
Gizem: Ne yaptınız peki?
Melis: Tabii ki alet çantasını çıkardık. Ferhat söylene söylene tamir bandıyla bantladı her yerini ama yine de elimizle tutmamız gerekiyordu hava kaçmasın diye. Bir çocuk, bir kablo, dört el derken geceyi atlattık.
Gizem: Ben onunla uğraşana kadar kesin hastaneye gitmiştim. Bunları öğrendiğim iyi oldu, Allah’tan yakınız, hastane yerine sana koşarım artık.
Melis: Tabii ki. Bak, bizim evin demirbaşlarını sayayım sana.
Gizem: Say, say merak ettim. Ev değil, medikal depo mübarek. Bizde de evde sanki çocuk değil de arada bir yatıya gelen yeğen varmış havası esiyor.
Melis: Buhar makinesi (Doktor bunu odalarındaki kaloriferi kapayıp kullanmamızı söyledi). Satürasyon cihazı, derece (3 çeşit), aerochamber (alerji ilacını uygulamak için), antialerjik döşek ve nevresim takımı, hepa filtreli süpürge ve hava temizleyici.
Gizem: Artık o ne, bu ne diye sorup daha fazla rezil olmak istemiyorum. Evimde çok şükür bir ateşölçer var. Onu da Lorin kendini Doktor Dottie zannederken kırdı. Bantladım, aşağı yukarı bir şeyler ölçüyor işte. Anne olduğumdan beri en büyük duamla kapatayım: “Keşke çocuklar hiç hasta olmasa.”