Kendimi korumak için ördüğüm duvar üzerime yapıştı

Güncelleme Tarihi:

Kendimi korumak için ördüğüm duvar üzerime yapıştı
Oluşturulma Tarihi: Ekim 05, 2018 11:16

Sert bakışları, güçlü sesi ve maskülen tavırlarıyla sizi oturduğunuz yere çiviliyor. Eğer bir gülüşünü yakalayıp oradan yürürseniz şanslısınız, o zaman bütün koruma kalkanları iniyor ve karşınıza neşeli bir kız çıkıyor... Klipleri 100 milyonun üzerinde izlenen Derya Uluğ’la Emrah Karaduman albümündeki yeni şarkısı ‘Sürgün Aşkımız’ için buluştuk.

Haberin Devamı

* Bakışlarınız biraz sert. Kliplerinizde her an ekrandan çıkıp bir tokat yapıştıracak gibi duruyorsunuz...

- Evet, çok sert bakıyorum. Soğuk görünüyorum. Bazen ben bile kendimden korkuyorum!

* Gerçekte nasıl birisiniz?

- İlk görüşte fazla samimiyetten hoşlanmam. Sevdiğim insanlarla yakın olmayı tercih ederim. Aslında sabırlı biriyimdir ama hoşlanmadığım şeylerle birkaç kere karşılaşırsam o zaman ‘höt höt’ oluyorum.

* Sebep ne? Kendinizi korumak mı?

- Kesinlikle. Küçük yaşta sahneye çıkmaya başladım. Gece hayatında oluşabilecek kötülüklere karşı kendimi koruma içgüdüsüyle, istemsizce bir duvar ördüm. O da üzerime yapıştı.

* Şarkılarınızdaki ‘atarlı giderli’ sözlerin sebebi de bu mu?

- Bundan sonra neredeyse hiç öyle bir şey görmeyeceksiniz. Daha çok karşı tarafı teselli eden ya da kendine kızan biri olacak sözlerde. Olgunlaştıkça yaşananları anlatım şeklim değişti.

Haberin Devamı

* Yeni şarkınız, Emrah Karaduman’ın albümündeki parçalardan biri. Birçok ismin şarkısı var o albümde ama sizinki kısa sürede en çok dinlenenler arasına girdi. Nedir çok dinlenen şarkı yapmanın sırrı?

- Bir şarkıyı çıkarırken en dikkat ettiğim şey, toplumun nabzını yoklamak. Şimdilerde etnik müzikler, house altyapılar ve içinde rap barındıran şarkılar ilgi görüyor. Tabii şarkıdaki duyguyu karşı tarafa geçirebilmek de çok önemli. 

* Türk sanat müziği eğitimi, opera eğitimi aldınız ama pop söylüyorsunuz. Para kazanmak için mi bu türe yöneldiniz?

- Bugün arabada radyo dinliyordum. Pop müzik söyleyen ve single çıkaran yeni bir arkadaşımızın röportajına denk geldim. Sonra canlı caz söylemeye başladı, “Ne kadar güzel bir ses ama çıkardığı şarkının onun bu performansıyla alakası yok” diye düşündüm. Ben de 16 yaşındayken ‘İleride caz albümü yapacağım’ diye düşünür, opera okurken ne hayaller kurardım... Gerçek hayat öyle değil! Bu üzücü bir şey belki. Ama farklı bir alanda başarılı olmaya çalışmak insanı geliştiriyor. 

* Şu an yaptığınız müzikten mutlu musunuz?

- Her geçen gün daha mutlu oluyorum. Aslında sahneye çıktığım için mutluyum, başka şeyler beni kaygılandırmıyor. Bu yaz; “Konserinize bir şarkı dinlerim diye geldim ama sesinize hayran kaldım, önyargılarım için özür dilerim” diye çok fazla mesaj aldım. Çünkü kendimi sadece sahnede gösterebiliyorum.

Haberin Devamı

* Bir yandan da klipleri 100 milyonun üzerinde tıklanan şarkılarınız var. Bu size ne hissettiriyor?

- O devir geçti. İki sene önce kimin ne kadar tıklandığı adeta bir savaşa dönmüştü. Oysa her şey gerçeği göstermiyor ki. Şarkın 100 milyon tıklanmış ama konserde söyleyen yoksa ben o 100 milyonu ne yapayım? Şu an şarkılarımın ezberlenmiş olması, konserlerde hep bir ağızdan söylenmesi, radyolarda çalması, klibin dönmesi beni daha mutlu ediyor.

* Pop müzikte sizinle aynı dönemlerde çıkan, klipleri sizin kadar izlenen yeni bir jenerasyon var. Onların arasından sıyrılıp geleceğin starı olma konusunda ne kadar iddialısınız?

- Kesinlikle iddiam var. Bir insanın star olması için çok iyi canlı şarkı söylemesi, zekâsının olması, sahneye çıkınca insanları büyülemesi gerekiyor. Ben küçük yaştan beri star olmanın maddelerini biliyor ve kendimi buna hazırlıyorum. Ayrıca üretebiliyorum. Söz yazıyor, beste yapıyorum. Bir başkasına muhtaç olmak çok kötü. Kendimi geliştirmek için hâlâ bir şeyler kolluyorum.

Kendimi korumak için ördüğüm duvar üzerime yapıştı

Haberin Devamı

Birbirimizin arkasında olmaktan vazgeçmeyeceğiz

* Sevgiliniz Asil Gök’le birlikte müzik yapıyorsunuz. Başarınızda iki müzisyenin birlikteliğinin payı ne?
- Bu sizin ilişkiyi nasıl yürüttüğünüzle ilgili... Biz sahnede de birlikteyiz. Asil orkestra şefim. Besteleri birlikte yapıyor, sözleri birlikte yazıyoruz. Bazen öyle bir beste yapıyor ki tam olarak benim sözle anlatmaya çalıştığımı o müzikle anlatmış oluyor. Bunda aramızdaki kimyanın payı büyük.

* Peki birilikte çalışmanın zorluğu nerede?
- Mesela tartıştığınızda müzik yapamayabiliyorsunuz ya da beste yaparken kızgınsanız kimse diğerinin istediği şeyi yapmıyor. Sonradan da bu duruma çok gülüyoruz.

* Peki bir ayrılık yaşanırsa? O zaman birlikte yapılan şarkılar ne olacak?
- Ayrıldığımız, birbirimizi bir ay göremediğimiz zamanlar oldu ve bu hissi yaşadık. İkimiz de kendi işlerimizi yürütmeye çalışırken aynı endişelere düştük. Ama aynı zamanda çok iyi arkadaşız. Hem sevgili hem aileyiz... Öyle bir noktaya gelmişiz ki o konumda bile bizden şarkı istediklerinde bir araya gelip medeni şekilde konuşabildik. Birçok şeyi aştık. Allah korusun, ama birbirimize hep “Bir gün yollarımız ayrılırsa, birbirimizin arkasında olmaktan vazgeçmeyeceğiz” diyoruz.

Kendimi korumak için ördüğüm duvar üzerime yapıştı

Haberin Devamı

Ebru Gündeş’le geçen dört yıl
İzmirliyim. Sekiz yaşımda ulusal bir radyonun ses yarışmasını kazandım. Ardından çocuk korosuna yazıldım. Keman dersi aldım. 15 yaşımda İzmir’de sahneye çıkmaya başladım, pop-caz söylüyordum. Müzik öğretmenliği okudum. Ardından yüksek lisans eğitimi için İstanbul’a geldim ve Haliç Üniversitesi’nde opera okumaya başladım. Bu arada da Ebru Gündeş’e dört seneye yakın vokal yaptım.

Yeni bir albüm çalışmasındayım. İki eski şarkı dışında tamamı yeni şarkılardan oluşacak.

 

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!