‘Kardeş yapacak mısınız?’

Güncelleme Tarihi:

‘Kardeş yapacak mısınız’
Oluşturulma Tarihi: Ekim 09, 2021 07:00

Başlıktaki soruyu ne biz sormuş olalım ne de siz duymuş olun sevgili okur! Her anne-babanın şartları, maddi ve manevi gücü farklıdır. Dolayısıyla kaç çocuk istediklerine, toplum olarak bırakalım kendileri karar versin!

Haberin Devamı

Gizem: Neee, sen de mi Brütüs!

Melis: Şaka şaka, tabii ki sana böyle bir soru sormam. Zira haddim değil. Kimsenin haddi olmadığı gibi...

Gizem: Aa, olur mu? “Ne zaman evleniyorsun”dan başlıyor, “Ne zaman çocuk yapacaksınız”a, hatta sonra “İkinci ne zamana, ilkini kendin için yaptın ikinciyi onun için yap, bir kardeşi olmasın mı”ya kadar gidiyor. Olmasın efendim, kardeşi olmasın. “Siz mi bakacaksınız” diye sorasım geliyor.

Melis: Sor zaten. Bu hadsizliği bir kenara bırakacak olursak... Bir de gerçekten “Kardeş şart mı” sorusu var. Tek çocuklular fikrimi sorduklarında şöyle diyorum: “Her aile ve her çocuk biriciktir; şartları, psikolojileri, karakterleri bambaşkadır. Bir çift beş çocuğu şahane büyütürken başka bir çift tek çocuğu zor büyütebilir. Başkalarının tavsiyelerini bir kenara bırakın. Kendi yaşamınıza, ne istediğinize bakın.

Haberin Devamı

Gizem: Benim abim var ve çok net söyleyebilirim ki; kardeş şart değil! Tek çocuk bencil olurmuş da bilmem ne... Uydurma tüm bunlar. Artık araştırmalar tek çocukların daha paylaşımcı olduğunu bile ortaya koydu. Yani evde yalnız olmakla ilgisi yok... Üstelik kardeş kavgası çekilecek dert değil! Onu da yine abim ve kendimden biliyorum. Birbirini kıskanmak, delilerce kavga etmek ve evdeki herkes tımarhanelik duruma gelmişken hiçbir şey yokmuş gibi kuzu sarması olmak...

Melis: Evet, bir ikiz anası olarak söyleyebilirim ki; kardeş kavgası bir annenin iliğini kemiğini tüketebiliyor. Gerçi bir çocuk psikoloğuyla konuşmuştum. “Kardeş kavgası kaplan yavrularının boğuşmasına benzer; fiziksel zarar verme durumu olmadığı sürece karışmayın” demişti.

Gizem: Ben de psikolog Abdurrahman Buğday’ı sosyal medyadan takip ediyorum bir süredir. “Kardeşler arasında eşit değil, adil olunmalı” diyordu bir paylaşımında. Denge kurmak isteniyorsa herkesin ihtiyacına göre davranılmalı sanırım.

Melis: O adaleti sağlayabilmek de kolay değil... Bir örnek vereyim. Mehmet’in bir rahatsızlığı vardı, biliyorsun. 4 yaşındayken 3 gün hastanede yattı. Deniz’e anlattım, “Kardeşin basit bir operasyon geçirecek ama 3 gün hastanede kalacağız. Anneannen, halan senin yanında olacak. Ben de 3 gün sonra geleceğim” dedim. Ama epey sonra anladım ki; Deniz terk edilme duygusu yaşamış. “Annem kardeşimi alıp gitti” gibi... Sonra Deniz, Mehmet’in kıyafetlerini giymeye başladı. Meğer ‘Mehmet gibi olursam annem beni de sever” gibi hissediyormuş. Tabii bunu birkaç sene sonra psikolog yardımıyla öğrendik. Bugün 9 yaşındalar ama hâlâ ‘Kimi daha çok seviyorsun’ sorusu gelmeye devam ediyor.

Haberin Devamı

Gizem: Bence o soru bir süre daha devam eder, kendimden biliyorum ama artık eminim ki sağlıklı bir annenin çocuklarını ayırt edebilme ihtimali yok.

Melis: Ama sana şunu da söylemeden geçemeyeceğim Gizem; iki kardeş birbirlerine sarıldıkları zaman dünyanın en büyük mutluluğunu yaşıyor olabilirim. Eee, bu kadar muhabbetin üzerine söyle bakalım, Lorin’e kardeş yapacak mısınız?

Gizem: (Gülüyor) Eskilerin bir lafı vardır “Tek çocuk hiç çocuk” diye... Annemin de güzel bir lafı var “Çok çocuk çok dert” diye... Bana sorarsan tek de zor, çift de, üç de, beş de.. Ve hepsinin de ayrı ayrı yaşattığı muhteşem duygular var. Tam da böyle bir delilik hali bence annelik. Maddi, manevi gücü olan yapsın üç-beş tane. Sorunun cevabı da şu: Hayatta hiçbir şeyden bu kadar emin olmamıştım: Asla!

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!