Güncelleme Tarihi:
Aşk Zamanı’ çıktı, hayırlı olsun. Nasıl bir hazırlık süreci yaşadınız?
ÇAĞRI ÇETİNSEL: Şarkıları seçmemiz bir yıl sürdü, üç-dört ay da kayıtlar devam etti. Bu albümün diğerlerinden farkı, grupta hemen herkesin ürettiği bir şarkının yer alması oldu. Ataol Behrmoğlu ve Nâzım Hikmet’in şiirlerinin de besteleri var.
NADİR GÖKTÜRK: Grubumuzun solisti değişti; aramıza Deniz Sujana katıldı. Her solistin kendine göre bir şarkı söyleme tarzı ve dili vardır. Böyle bir farklılık da albüme rengiyle, sesiyle mutlaka yansıyacaktır.
◊ Şarkı seçme sürecinde Ezginin Günlüğü adına önde gelen unsur söz müdür?
NADİR GÖKTÜRK: Evet, öyledir. Ama şarkı seçme sürecinde değil, daha hazırlama aşamasında biz sözlere önem veririz.
◊ Albüme alınmayan ama insanın aklında kalan şarkılar da oluyordur mutlaka...
NADİR GÖKTÜRK: Evet, tabii. Çağrı’nın vardır 20 şarkısı, Can’ın vardır 10 şarkısı, aralarından seçmek hem zaman alıyor, hem karar vermek güç oluyor. Birçok şeyi dikkate alıyoruz ama seçimi çok mu iyi yapıyoruz, bilmiyorum. Mesela biz ‘Düşler Sokağı’ şarkısını albüme bile koymayacaktık. Daha sonra karar değiştirdik, klip çektik. Ezginin Günlüğü’nün en popüler şarkısı oldu.
◊ ‘Aşk Zamanı’ albümündeki şarkılar ne anlatıyor? Ülke olarak zor zamanlardan geçiyoruz, dinleyiciler umut bulacak mı?
NADİR GÖKTÜRK: Hazırlık aşamasında dikkat ettiğimiz şeylerden biri de buydu. Politik duruşumuza rağmen çok fazla karamsar mesaj vermek istemedik. Ama muhakkak kaçınamadığımız noktalar da olmuştur. Şarkıların genel konusu aşk, ayrılık, umut ve umutsuzluktur. Bunlardan kaçmanın imkânı yok. “Haydi, göbek atalım” diyebileceğimiz bir albüm değil, onlardan zaten çok var. Ama savaştan, kandan uzak durmaya çalıştık.
ÇAĞRI ÇETİNSEL: Hayalperest diye bir şarkımız var mesela, orada “Dünya yangın yeri” diyor ama devamında da “Bir martı olsaydım keşke” şeklinde devam ediyor.
◊ Ezginin Günlüğü 36 yıldır ayakta olan bir grup. O günden bugüne grup elemanlarının yanı sıra neler değişti?
NADİR GÖKTÜRK: Bu kadar uzun bir süre içinde insanlar hayatlarında değişiklikler yapmak isteyebiliyorlar. İlk başladığımızda 12 Eylül’ün baskıcı ve gerilimli ortamı vardı. Yeni başladığımız için ne yapacağımızı tam bilmiyorduk, ağırlıklı olarak türkülerden oluşuyordu albümlerimiz. 90’dan sonra özel televizyon hayatımıza girince, dinleyici kitlemizde genişleme oldu. Barlarda çıkmaya başladık. Bu değişimlerin de gruba birçok yansıması oldu. 35 sene aynı şeyi yapmak da zaten saçma olurdu.
◊ Can Bey siz kaç yaşındasınız, grup kurulduğunda hayatta değildiniz sanırım, şimdi babanızla beraber müzik yapıyorsunuz...
CAN GÖKTÜRK: Evet, ben daha doğmamıştım, Çağrı (Çetinsel) 2 yaşındaydı. Tam anlamıyla Ezginin Günlüğü ile büyüdük. 2015’ten beri resmi olarak grupta çalıyorum ama daha önce de bazı albümlerde bulunmuştum. Konservatuvar okudum, o sürede de hep babamla ve grupla birlikteydim. Hep samimi ve arkadaşlık ilişkimiz olduğu için hiç babamla sahnedeymiş gibi hissetmedim.
90’dan sonra özel televizyon hayatımıza girince, dinleyici kitlemizde genişleme oldu. Barlarda çıkmaya başladık. Bu değişimlerin de gruba birçok yansıması oldu. 35 sene aynı şeyi yapmak da zaten saçma olurdu.