Güncelleme Tarihi:
itap okumanın faydaları saymakla bitmez. Bizi psikolojik olarak rahatlattığını da biliyoruz. Hatta kelime anlamı ‘kitaplarla tedavi’ olan ‘bibliyoterapi’ son yıllarda terapistlerin başvurdukları bir yöntem. Fakat şunu kabul edelim; dizi, film veya kısa YouTube videolarını izlemek varken 300-400 sayfalık bir kitabı okumak birçoğumuza zor geliyor.
‘İNSAN PAYLAŞMAK İSTİYOR’
Tabii bu durum herkes için geçerli değil. Bireysel okumanın ötesinde, okuduklarını başkalarıyla paylaşacak kadar kitaplara tutkun olanlar da var. İşte onlar İstanbul Büyükşehir Belediyesi Kütüphane ve Müzeler Müdürlüğü’ne bağlı 40 kütüphanede düzenlenen kitap kulüplerine katılıyorlar. İki haftada bir toplanıp hem okuyor hem de hikâyeleri tartışıyorlar.
Kitap kulübü buluşmalarını yerinde görmek adına önce Beşiktaş İskele Kütüphanesi’ne gitmek için yola çıkıyorum. İçeri girdiğimde kitap kulübü üyelerinin çoğunun üniversite öğrencileri olduğunu fark ediyorum. Sessizce yanlarına oturuyorum. 3 kadın, 3 erkek ve kitap kulübü yürütücüsü Seval Uslu’dan oluşan masada herkesin önünde Ferit Edgü’nün ‘Hakkâri’de Bir Mevsim’ kitabı açık. Bir taraftan kitabın satırlarını okurken diğer yandan kendi hayatlarından ve ailelerinden örnekler veriyorlar. Kitaptaki karakterlerin davranışlarını ve hikâyenin geçtiği coğrafyanın kimyasını anlamak için birbirleriyle tartışıyorlar.
Etkinliklere düzenli olarak katılan Busenur Çelebi (26) kitap kulübünü bir podcast sayesinde keşfetmiş. “Bir gün iş çıkışı şansımı deneyip geldim. Harika bir toplulukla karşılaştım ve sonra kulübe gelmeye devam ettim. Daha öncesinde bibliyoterapi yapıyordum. Kendi başıma kitaplar okuyordum. Ama şimdi burada bir grupla duygularımı ve fikirlerimi paylaşıyorum. Diğer insanlar senin gibi düşünmüyor ve bu sana birçok şey katıyor” diyor. Ayhan Aycan (26) ise “İlk kez etkinliğe katıldığımda tatlı bir heyecan yaşadım. Hemen içim ısındı. Çünkü insan paylaşmak istiyor” yorumunu yapıyor. Üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu kütüphanelerde veliler de var. Esengül Görçek (55) kitap kulübünü tesadüfen keşfedenlerden biri ve o da şunları söylüyor: “Kızım kütüphanede çalışıyordu. Onu almaya gitmiştim. Kitap kulübünden arkadaşlarla o zaman tanıştım. Bir denemek istedim. Katıldığım günden bugüne okuduğum kitapların sayısı gittikçe artıyor.”
‘DEPRESYONU YENDİM’
İkinci durağım etkinliklerin düzenlendiği, İstanbul’un en güzel kütüphanelerinden biri olan Fatih’teki Kütüphane Troleybüs. Bu kez üyelerin önünde Oğuz Atay’ın ‘Bir Bilim Adamının Romanı’ kitabı açık. Kütüphane Troleybüs birim sorumlusu ve kitap kulübü yürütücüsü Songül Kıl (42), Atay’ın hayatıyla ilgili önemli anekdotları katılımcılarla paylaşıyor. Kitabın yapısına uygun olduğu söylenerek önce Yahya Kemal Beyatlı’nın ‘Rindlerin Akşamı’ şiiri okunuyor. Ardından okuma ve tartışma aşamasına geçiliyor.
Genç katılımcılardan Diğdem Talün (20), kitap kulübü sayesinde topluluk karşında konuşmak konusunda özgüven kazandığını belirtiyor ve şunları ekliyor: “Buraya geldiğimde okuduğum kitaplara tek bir açıdan baktığımı fark ettim. Farklı düşünceleri duymanın ne kadar önemli olduğunu anladım. Toplum içinde fikrini belirtmek çok zordur ya, burada kimse sizi yargılamıyor. Sanırım biraz da kendimi sosyal hayata hazırlamak için buraya gelmeyi tercih ediyorum.”
65 yaşındaki üniversite öğrencisi Fatma Perçin de müdavimlerden. Malatya ve Adana’daki deprem felaketlerini yaşadıktan sonra İstanbul Üniversitesi Siyasal Bilimler Fakültesi’ni kazanıp İstanbul’a gelmiş. O da “Kitap kulübüne katıldığımda kendimi çok daha iyi hissettim. Zaten okumayı çok seviyorum. Kitap okuyarak depresyonu yendim” diyor.
Eğer siz de etkinliklere katılmak isterseniz ataturkkitapligi.ibb.gov.tr adresindeki haber/duyuru bölümüne girerek programları takip edebilirsiniz.
‘HAYATIMIZDAN ÖRNEKLER VERİYORUZ’
Kütüphane Troleybüs birim sorumlusu ve kitap kulübü yürütücüsü Songül Kıl (42) katılımcıların hangi duyguları yaşadıklarını paylaşıyor...
“Kütüphaneye gelenler sohbetimize kulak verdikten sonra ‘Evet, denemeye değer, ben de okuyabilirim’ deyip söyleşiye katılıyorlar. Herkese kapımız açık. Kütüphanemizde belirli periyotlarla çay ikramı yapıyoruz. Kitabın bizdeki etkilerini ölçebilmek adına kendi hayatımızdan örnekler veriyoruz. Kitaptaki hikâye yarasına dokunduğu için ağlayanlar oluyor. Sonra ‘Niye ağladım ki’ deyip gülüyoruz. Yetişkin kitapları okuduğumuzdan 18 yaş üzeri kişileri bekliyoruz. Okuduklarımızın bizde bıraktığı izleri paylaşmak, daha fazla yazarın, düşünürün hayatını öğrenmek amacıyla buradayız. Gönüllülük esas olduğu için herhangi bir yaptırımımız da yok.”
‘BİBLİYOTERAPİ GİBİ OLUYOR’
Beşiktaş İskele Kütüphanesi kitap kulübü yürütücüsü Seval Uslu (25) etkinlikleri nasıl organize ettiklerini anlatıyor...
“Martı Kitap Kulübü’nün kurucusu Yasemin Sungur, İBB kütüphanelerindeki kütüphanecilere kitap kulübü lideri olma eğitimi verdi. Ardından İBB kütüphanelerinde kitap kulübü buluşmalarını başlattık. Kitapları ödünç-iade mantığıyla okurlara veriyoruz. Buraya geldiğinizde önce kitabı tanıtıyorum, sonra herkes birbiriyle tanışıyor. Burası katılımcılarımıza bir bibliyoterapi gibi oluyor. İnsanlar kitaptaki karakterlerden yola çıkarak kendi katarsislerini yaşıyorlar. Hayatlarındaki sorunları hikâyeyle bağdaştırarak içlerini döküyorlar. Etkinliklerimizden haberdar olmak isteyenler İBB kütüphaneyi Instagram’dan takip edebilir ya da ‘İstanbul Senin’ uygulamasından kayıt yaptırabilirler. Katılımcılarımızdan herhangi bir ücret talep etmiyoruz.”