Güncelleme Tarihi:
1- Öykü Karayel: İyi oyuncu. Hele yaz ekranında, çölde vaha gibi bir şey. Hem doktorluğunu, hem uçan tekmelerini, hem gözyaşlarını inandırarak izletiyor. Ben ‘Kuzey Güney’den beri iflah olmaz hayranıyım, ödüller aldığı oyunu ‘Güzel Şeyler Bizim Tarafta’yı da o diziden sonra izlemiştim hatta ama ‘Kalp Atışı’yla birlikte daha genç ve daha geniş bir kitle de farkına vardı Öykü Karayel’in dev potansiyelinin, ne güzel.
2- Kadının gücü: Bunca ezilen, horlanan kadının boy gösterdiği ekranda sadece dirayetiyle değil, elinin (ve ayağının) tersiyle de güçlü olan bir kadın izlemek hiç yabana atılır bir şey değil, inanın. Kim bilir kaç kadın ‘Hey maşallah, bük bük, bir de benim için bük şunun kolunu!’ diye geçiriyordur içinden izlerken. Ha, şiddete şiddetle karşılık vermek ne kadar doğru tartışılır, ayrı. Ama kaba kuvvetin erkeklerin imtiyazında olmadığının altını çizmeleri belki birilerinin kafasına yerleşir, kim bilir.
3- ‘Arka Sokaklar’ damarı: Önce, oldum olası izlenen tıbbi drama unsuru var. Artık sağlığa şükretmek için mi, Allah korusun başa gelirse bilgi sahibi olmak için mi, her ne içinse çok izlenen tıbbi dramalardan aşağı kalmıyor ‘Kalp Atışı’. Ayrıca çoğunlukla polisiye bir yanı olan ve gerçek hayattan beslenen tıbbi hikâyeler, diziye bir ‘Arka Sokaklar’ tadı katıyor. Yani her daim, her kesimin ilgisini çeken ‘üçüncü sayfa hikâyeleri’ için dizinin çimentosu diyebiliriz.
4- Gökhan Alkan: Bir önceki dizisi ‘Seviyor Sevmiyor’ ile Güney Kore’de ödül almış. Yani bence en zayıf yanı olan ses tonuna rağmen ‘fandom’u sağlam bir oyuncu.
5- Tepkiler: “Sağlık-Sen İzmir 1 No’lu Şube Başkanvekili Mehmet Alper, Show TV’de yayımlanan ‘Kalp Atışı’ adlı dizide ‘hemşirelerin hastanede ruj sürerken, dedikodu yaparken gösterildiğini’ belirterek, bu duruma tepki gösterdi.” Kutsal bir meslek olan hemşireliği koruma amacıyla gösterilen bu tür tepkilerin de dizinin popülaritesinde katkısı var kuşkusuz. İnsan gerçekten merak ediyor (abartıldığı gibi bir durum yok ortada).