İstanbul’a hayat veren mekân

2018’in son güzel haberlerinden biri geçen hafta bomontiada’dan geldi. 50’inci yılına özel bir seçki hazırlayan Time Out dergisi sayfalarında bomontiada’dan bahsediyordu, üstelik dünyanın en havalı mekânlarından biri olduğunu söyleyerek. Listenin içeriği dünyanın gezilmesi gereken en havalı mekânlarından oluşuyor. Bu en iyi 50 mekân, dünyanın 400 farklı noktasından kültür-sanat, yeme-içme ve seyahat editörüyle 200 uzman yazarın, 5 bin farklı mekân önerisinin yanı sıra, 15 bin okuyucunun önerileri arasından seçildi ve mekânlar benzersizliği, zamansızlığı, coğrafi çeşitliliği, sunduğu kültürel yapı açısından değerlendirildi.

bomontiada da bahsedilen bu özelliklerden ötürü listenin 31’inci sırasında yer aldı. Bu sevindirici haber sebebiyle 2015’ten bu yana Bomonti’deki bira fabrikasına yeniden ruh veren mekânı mercek altına aldık, direktörü Emrah Yamaç’a başarının sırrını sorduk...

Trafiğe kapalı açık alan

Yamaç özellikle kültür-sanat alanında şehrin buluşma noktalarından biri olan bomontiada’yı ‘üreten bir fabrika’ olarak tanımlıyor. Ona göre fabrikanın belirli bileşenleri, değerleri var. Bunları ticari olan ve olmayan noktalar olarak ikiye ayırabiliriz. Adanın içinde yer alan tüm mekânlar bomontiada’nın kiracısı. Konser alanı olan Babylon’da uzun zamandır takip ettiğiniz yabancı bir sanatçıyı ya da yerli bir ismi haftanın farklı günlerinde dinlemeniz mümkün.

Kilimanjaro, Delimonti, Popülist, Monocrome ve Kiva gibi yerler farklı gastronomik lezzetleriyle meraklılarını adanın avlusunda toplamayı başarıyor. Trafiğe kapalı olan açık alanı sayesinde hafta sonları özellikle çocuklu aileler tarafından tercih ediliyor. Bir de hava güneşliyse oturacak yer bulmak neredeyse imkansız hale geliyor. ‘Co-working place’ yani ortak çalışma ve atölye alanlarının yer aldığı bölümdeyse hem yetişkinler hem de çocuklar için sıradışı çalışmalar yer alıyor.

Time Out dergisi bomontiada’yı şöyle tanımlıyor: “2015’te açılan bomontiada, uzun zamandır sessizliğini koruyan eski İstanbul’un en kozmopolit mahallelerinden birine nefes oldu.”

Ara Güler Müzesi

Emrah Yamaç kendilerini ‘İstanbul’a hayat veren mekân’ olarak tanımlamalarının sırrını, ticari olmayan noktalarda hazırladıkları programlara bağlıyor. Bunların başında bir süre önce sahne sanatlarına daha çok yer verebilmek için kurulan bomontiada-Alt yer alıyor. Burada sahne bulmakta zorlanan sanatçıların işleri sergileniyor. Hemen yanında Ara Güler Müzesi bulunuyor. Yaklaşık bin metrekarelik Leica yerleşkesindeyse akademi, mağaza ve galeri kısmı yer alıyor.

Adanın 3 bin metrekarelik orta alanıysa konser, sinema, festival gibi ücretsiz kamusal programlar çerçevesinde herkese açık. Bu yaz gerçekleşen Avluda Caz ve Açık Hava Sinema geceleri bu programların en keyifli örneklerindendi.

Üç yıl gibi kısa bir sürede önce bulunduğu semti canlandıran, daha sonra şehrin sayılı etkinlik alanlarından biri olmayı başaran bomontiada yoluna ilk günkü hedefiyle devam ediyor.

4 BİN KİŞİ

Yazın cuma akşamları yapılan ‘Avluda Caz’ etkinliğine katılan ortalama insan sayısı

6 BİN KİŞİ

Paristanbul, Oktoberfest gibi festivallere günlük ortalama katılan insan sayısı