Güncelleme Tarihi:
Onları yıllar önce‘Yalan Dünya’da birlikte izlemiştik. Ardından artık mizahıyla ve esprileriyle bir efsane haline gelen ‘Ölümlü Dünya’da çift olarak karşımıza çıktılar. Bu hafta vizyona giren devam filmi için buluştuk. Aralarındaki dostluk enerjisi hemen anlaşılıyor. Onlarla takılmak gülme garantili. Birbirlerinin laflarını tamamlıyorlar, espriler havalarda uçuyor. Hem şakalı hem ciddi sohbetimize başlıyoruz...
- İlk film ne kadar sevilirse devam filmi için beklenti o kadar yükselir. Sizce ‘Ölümlü Dünya 2’ ilkini aratır mı, yoksa geçer mi?
İrem Sak: O dediğin şeyler genelde ekip değiştiğinde oluyor. Bizim yazarlarımız, yönetmenimiz, yapımcımız, kadromuz aynı. Her şey aynı ama daha coşkulu, hatta daha aksiyonlu ve daha komik.
Sarp Apak: Ben de izleyici olarak bir filmi sevmişsem ikincisinden korkarım. Çünkü kafanda çok özel bir yere koyuyorsun. Biz de başta senaryoyu endişeyle aldık.
- Ve neyle karşılaştınız?
Sarp Apak: Tam hayal ettiğimiz gibi çıktı, içimiz gerçekten rahat.
- Bu filmde değişenler neler?
Sarp Apak: İlk filmdeki matematiği ikinci filme daha güçlü bir prodüksiyonla taşıdık diyebilirim.
- Hikâye ne?
Sarp Apak: Begüm (İrem Sak) çok hamile, hayat çok zor... Bir noktada Zafer (Doğu Yücel) alışveriş için şehre yakın bir yere gidiyor ve kaçırılıyor. Onu geri almak için mecburen hep beraber şehre dönüyoruz.
İrem Sak: Aileni seçemiyorsun, Zafer’in bize golüyle hikâye başlıyor.
- “Şu ölümlü dünyada çok da takmamak lazım” derler. Siz bunu başardınız mı?
İrem Sak: Bu meslek derimizi kalınlaştırıyor hakikaten. Başka insanı yıkacak bir cümleyi takmamaya başlıyoruz. Başta öyle değil ama zamanla öğreniyorsun.
Sarp Apak: Eleştirilere bağışıklık kazandık yıllar içinde. Mesela ben çok planlıydım, şu saatte şunu yerim, oradan şu işime geçerim gibi... Aksarsa acayip moralim bozulurdu, dağılırdım, özellikle baba olduktan sonra ölümlü dünyada sistemli yaşamaktan biraz vazgeçtim.
İrem Sak: Bir de pandemi o ölüm korkusunu hissettirdi, ben orada çok değiştim. Her şeye üzülür, takarken, bunlar yok oldu.
- Siz daha önce ‘Yalan Dünya’da çalıştınız. Birbiriniz için söyleyeceğiniz “Çok tatlı”, “Çok yetenekli” sözleri bir yana, dobra dobra birbirinizi anlatsanıza...
Sarp Apak: İrem enayidir. Canının kıymetini bilmez, arkadaşı için perişan olur; sonra bir bakar, arkadaşının umurunda değil.
İrem Sak: Bu enayilikleri yaptıktan sonra Sarp’ın kapısını çaldığımda da hiç sorgulamadan “Gel” der, öyle bir yakınlığımız var. Sığınacağım bir limandır ciddi anlamda.
- Sen Sarp’ı nasıl anlatırsın?
Sarp Apak: İkinci enayi de benim.
- Bu ‘enayilerin dostluğu’ gibi bir şey oldu ama...
İrem Sak: (Gülüyor) Bizim anlaşabilmemizin sebebi de biraz o aynı kumaştan insanlar olmamız. Ben Sarp’ta kendimi görüyorum.
- Birbiriniz hakkında ne söyleseniz şaşırırız?
Sarp Apak: Gördüğüm en iyi telefon kullanıcılarından biridir. Teknolojik bir yatkınlığı var.
İrem Sak: Pandemide çok kullandım. Şimdi bir şeyler çekiyor, kendim evde edit’liyorum, altına müzikler koyuyorum. Bir önceki hayatımda ya nalburdum ya kurgucu.
- ‘Fake’ hesaplarınız var mı?
İrem Sak: Var.
Sarp Apak: Benim de var. Mesela birine yorum yazıyorum, bazen birisi beğeniyor, hoşuma gidiyor.
- Kendine güzel yorumlar yazıyor musun mesela?
Sarp Apak: “Helal olsun Sarp, bir tane mi kötü projen olmaz” diyorum (gülüyor).
İrem Sak: Benimki sadece ‘stalk’lamak amaçlı, bakıp çıkıyorum, hiç kimseye ‘like’ atmıyorum.
- En son kimi stalk’ladınız?
İrem Sak: Magazin sayfalarına bakıyorum, kendi hesabımdan değil ama... Kim ne yapıyor, ne ediyor, kartal yuvamdan her şeye hâkimim. Her şeyi görüyorum. Kimin neyi, neden paylaştığını, mesela kahve story’si koymuşsa neden koyduğunu biliyorum.
Sarp Apak: Ben kıro gibi futbolcuları falan stalk’ladım sanırım.
- Hiç sosyal medyadan biriyle tanışıp randevuya çıktınız mı?
Sarp Apak: Evet ve evlendim. Bengi’yi (Bengisu) önceden tanıyordum ama asıl yakınlaşmamız Twitter üzerinden oldu. Daha önce kalabalık bir ortamda ortak arkadaşlarımız vasıtasıyla tanışmıştık ama çok yüzeyseldi.
İrem Sak: Bengi çok muhteşem bir Twitter fenomeni.
Sarp Apak: Ve erkek mi kız mı kimse bilinmiyordu, cinsiyetsizdi. Ben güzel bir kız olduğunu görünce “Hem de bu kadar komik” dedim; takipleşiyorduk ve buluşma teklifinde bulundum.
EVDE GÜLSE’NİN KARTONETİ VARDI
- Karşı cinste en tahammül edemediğiniz şey nedir?
Sarp Apak: Avamlık ve kekoluk.
İrem Sak: Anlayışsızlık.
- Başlayınca duramadığınız bir şey...
İrem Sak: Yemek.
Sarp Apak: Hiç tanımadığım biri bile olsa muhabbet akıyorsa uzatırım.
- Asansörde kaldınız. Bir saat boyunca oradasınız. Yanınızda kim olsun istersiniz?
İrem Sak: Furkan (Korkmaz, sevgilisi), o yoksa Beyoncé.
Sarp Apak: Bengi... O yoksa Zidan’la baş başa kalmak isterdim, sorularım var.
- Sahip olduğunuz en ilginç eşya?
İrem Sak: ‘Yalan Dünya’dan kalma Gülse’nin (Birsel) kartoneti vardı, bire bir kendi boyutunda.
Sarp Apak: Bende de Derya Karataş’ınki vardı.
- Görünce gözlerinizi alamadığınız bir şey söyleyin...
İrem Sak: Pırlanta.
Sarp Apak: Futbol topu.
- Sevgilinizin odasında bir obje olsanız ne olurdunuz?
İrem Sak: Furkan bilekliğini hiç çıkarmaz, bilekliği olmak isterdim.
Sarp Apak: Ben de Bengi’nin çıkaramadığı kulağındaki piercingi.
DRAM OYNAMAK KOLAY BİR ŞEY
- Siz hep komik miydiniz?
İrem Sak: Evet, hep eğlenceliydim. Bir anda komik olmadım.
Sarp Apak: Ben de genelde arkadaşlarımı güldürürdüm.
- Ağırlıklı komedilerde rol almakla birlikte dram da yapıyorsunuz. Ödül törenlerinde falan hep en iyi oyuncu ödülleri dram oynayanlara verilir. Komedi daha mı kolay sizce?
İrem Sak: Bence dram oynamak kolay bir şey.
Sarp Apak: Gerçekler ortaya çıkıyor...
- Neden böyle dedin İrem?
İrem Sak: Dramada iyi bir senaryo varsa ve eğer zeki bir oyuncuysan, yani role, o duyguya girmek falan bunlar kostümle, ışık gücüyle olur. Ama şaka satmak başka bir şey.
- Neden?
İrem Sak: Bir zamanlaması var; “Tam şurada es vereceksin, sonra şakayı yapacaksınız”, bu birine anlatılacak bir şey değil. O nedenle komediyi yapan benim için gerçekten çok yeteneklidir. Komediyi yapan dramayı hakikaten...
Sarp Apak: Yapar ama orada tercih edilmez.
İrem Sak: Ben ikisini de yapabildiğim için bildiğim yerden sordun, hiç mütevazı olamayacağım.
Sarp Apak: Özlemişiz valla İrem Sak’ın bu zehir zemberek açıklamalarını (gülüyor).
BENİM İÇİN DUYGUSAL ZEKÂ ÖNCELİKLİ
- Güldüren kişi ilişkilerde 1-0 önde midir?
Sarp Apak: Kim hoşlanmaz güldüren insandan?
- Siz hiç güldürerek tavladınız mı?
Sarp Apak: Bengi’yi öyle tavladım.
İrem Sak: Hadi bakalım...
Sarp Apak: Benim için duygusal zekâ öncelikli, mizah da duygusal zekâ göstergelerinden biri.
- Sarp’ın evliliğini konuştuk, peki senin ilişkin nasıl gidiyor İrem?
İrem Sak: Çok güzel gidiyor.
Sarp Apak: Yırtabileceğini zannettin ama Hakan burada be!
- Bir süredir Amerika’dasın... Artık orada yaşayacak, oyunculuk yapmayacaksın gibi şeyler yazılmıştı.
İrem Sak: Furkan (Korkmaz) NBA’de oynadığı için Amerika’da yaşıyor. Ben de onun yanında olmak istedim. İşimi ilişkime göre ayarlayabilen biri olduğum için de şanslıyım. İki yıldır beraberiz ama bir yandan da sürekli çalışıyorum. Seslendirme de yapıyorum. Burada da projelerimi yapıp oraya dönüyorum.
KAOS SEVENE DE BİR ŞEY DİYEMEM
- Filmde evli bir çifti canlandırıyorsunuz. Aşkı anlatsanıza biraz...
Sarp Apak: Aşk genelde ‘Benimle ilgileniyor mu o’ gibi belirsizliği sevdiğimiz bir şeye sıkışıyor. Ama o şey gerçekten bir ilişkiye dönüşüp iki insan birlikte yaşamaya başladığında yeni bir sınav ortaya çıkıyor. Ben o sonsuz kaygı ve tutku bağımlılığını değil huzuru seviyorum.
İrem Sak: Ben mutlu ettiğim ve mutlu olduğum sürece varım. Yoksa âşık olsam da pılımı pırtımı toplayıp gitmesini bilirim.
Sarp Apak: Kaos sevene de hiçbir şey diyemem.
İrem Sak: Buyursunlar tabii. Toksik ilişkiler var.Asla yaşamak istemediğim bir şey ama ilgimi çeken de bir konu, onunla ilgili notlarımı alıyorum
Sarp Apak: Arkadaşlarımızdan biliyorum, nasıl seviyorlar, o kadar da hoşlarına gidiyor ki...
İrem Sak: Kavga dövüş, kapı, duvar, vazolar, evler paramparça...
İLK İŞ, BİR VÜCUT GELİŞTİRİCİYLE ÇALIŞIRDIM
- Genç jenerasyonun fiziksel benzerlikleri ya da yetenekleri eleştiriliyor. Siz nasıl bakıyorsunuz?
Sarp Apak: Güzel, yakışıklı; yetenekli olanlar kalacak, olmayanlar elenecek. Ama ben de 22 yaşında bir oyuncu adayı olsam ilk iş, iyi bir vücut geliştiriciyle çalışırdım. Çünkü şu an dünyada da böyle...
İrem Sak: Ben izleyici olarak da şu an dizi sektörünün geldiği noktadan süper rahatsızım. Her diziye bakıyorum, diyorum ki “Senaryolar, oyunculuklar nereye gidiyor”... İyi bir yere gitmiyor.
- Neden böyle oldu?
Sarp Apak: Dizilerin yurtdışına satışları biraz ayarları bozdu.
İrem Sak: Bir de her güzel ya da yakışıklı insan oyunculuk yapmalı mı? Hayır. Ama piyasada “Çok güzelsin, oyuncu olsana” gibi bir durum var.