Oluşturulma Tarihi: Şubat 08, 2020 07:00
Onlar kendilerine taktıkları isimlerle ‘Fındık’ ve ‘Sarı Fırtına’. Yaşadıkları aşkıysa ‘rüzgâr tadında’ diye anlatıyorlar. Aşkları ve geçen hazirandaki evlilikleri ilk günden beri gündemde olan oyuncu Müge Boz ve Galatasaraylı basketbolcu Caner Erdeniz’le Sevgililer Günü için evlerinde buluştuk. Aşklarına yön veren şarkıyı, dövme yaptırma ve ardından şarkının adını kızlarına verme hikâyelerini dinledik. İki buçuk aylık kızları Vina da bize eşlik etti.
Birbirinize olan aşkınızı birkaç kelimeyle nasıl anlatırsınız?
MÜGE BOZ: Bizim aşkımız rüzgâr gibi! Çok dinamik, enerjik... Bazen soğuk, bazen sıcak esiyor ama hep hareket halinde ve akışta.
Bu dinamik aşk hikâyesi nasıl başladı?
CANER ERDENİZ: Geçen sene 1 Şubat’ta. Biraz ‘aşk tesadüfleri sever’ kıvamındaydı. Yakın bir arkadaşımın sergisine davetliydim ama hiç evden çıkmak istemiyordum. Kazıyarak çıkarıp götürdüler. Ve o sergide Müge’yi gördüm.
Kendimizi sirtaki yaparken bulduk◊ Adeta bir tablo yani... CANER ERDENİZ: Evet, “Gerçek bir sanat eseri. Allahım bu nedir, kim çizdi bu kızı” dedim (gülüyor). Müge’nin yanındakilerden birini de tanıyordum. Fırsattan istifade, gidip arkadaşıma selam verdim. Ama arkadaşım “Dünyanın en yakışıklı, en iyi basketbolcusu” diye fazla yüksek girdi olaya. Müge mavi gözlerini kocaman açmış bakıyordu.
MÜGE BOZ: Adeta ‘Beyaz Şov’a giriş yaptı adam. Benim de basketbolla ilgili hiç bilgim yok... “Benim tek bildiğim şey steps” dedim. Düşün ne saçma bir laf (gülüyor)! Sonra sohbet ilerledi; baktık ikimiz de İzmirliyiz, ailelerimiz Karşıyaka’da. Hatta İstanbul’da da yan yana sitelerde yaşıyormuşuz.
İlk randevu?CANER ERDENİZ: İlk randevumuzda sirtaki yaptık.
Nasıl yani?MÜGE BOZ: Caner o gece kardeşim ve arkadaşlarımla da çok iyi anlaştı. İki gün sonra sirtaki programı yapan arkadaşlarım Caner’i de çağırmamı istedi. Bir anda kendimizi sirtaki yaparken bulduk. Deliler gibi tabaklar falan kırılıyor. O geceden sonra ufak ufak yemekler, aktiviteler derken neredeyse her gün görüştük. Caner bir gün “Takımın izin tarihlerine göre yurtdışı tatiline çıkalım mı” diye sordu. Ve tam 14 Şubat’ta tatile çıktık.
İlişkinizin adı orada mı kondu?MÜGE BOZ: Öyle adını koymak gibi bir şey olmadı. Her şey normal ilerledi. Kimse diğeri için ekstra bir çaba sarf etmedi. A noktası ve B noktasından yola çıkan iki araç aynı anda, aynı hızla, aynı virajları alarak tatlı tatlı buluştular sanki.
CANER ERDENİZ: Ama ilk kez 14 Şubat’ta, Atina’da el ele tutuştuk. Yürüyorduk, hava soğuktu, önce ellerin dışı birbirine temas etti, sonra ilk hamleyi kim yapacak heyecanı... Tabi ben tuttum.
Evlenme kararını nasıl verdiniz?CANER ERDENİZ: Otel odasında uzanırken Spotify listemdeki ‘Vina’ isimli şarkı çalmaya başladı; Müge’ye “Bana yaşattığın bu anı unutmak istemiyorum. Bu yüzden bu şarkının adını koluma dövme yapacağım” dedim. Müge şok! Daha iki hafta olmuş, çocuk şarkıları koluna dövme falan yaptırıyor...
MÜGE BOZ: Hiç dövmem yoktu ama o kadar etkilendim ki “O zaman hemen ben de yaptırıyorum” dedim. Sonra anlamına baktık ve Norveççede “Biz şimdi” demekmiş. Anda yaşamak...
Aşka ve mucizelere inancımızı kaybettikAma siz biraz abartıp kızınıza da Vina adını vermişsiniz...CANER ERDENİZ: Dövmeyi yaptırdıktan sonra çıktık bir restorana oturduk. İleride ilişkimiz böyle iyi giderse bebeğimizin adı Vina olsun kararı verdik.
MÜGE BOZ: “Ooo çok iyi fikir” falan diyoruz birbirimize. Üniseks bir isim de... İki buçuk ay sonra zaten evlenme teklifi aldım.
Evlenme teklifi nasıldı? MÜGE BOZ: Doğum günümdü. Caner, “İzmir’e gidiyoruz” dedi. Ben Çeşme’ye gidiyoruz herhalde diye düşünürken bir baktım, Karaburun’da deniz kenarında karavanların olduğu bir alan... Karavan otel gibi bir şey. Caner, “Birlikte güneşin doğuşunu izleyelim” dedi. Yanımızda bir polaroid fotoğraf makinesi vardı. Fotoğrafımı çekiyor gibi yaptı. Aslında evlenme teklif edeceği yüzüğün fotoğrafını çekmiş. Baskıyı aldım, kendi fotoğrafımı göreceğim diye sallayarak bekliyordum. Aniden bir yüzük kutusu içinde papatya fotoğrafı gördüm. Başta anlamadım. Baktım, fotoğrafın altına “Benimle evlenir misin?” yazmış. ‘Vina’ adlı şarkı çalmaya başladı ve kutudan yüzüğü çıkardı.
İnsan evleneceği kişiyi nasıl anlıyor?MÜGE BOZ: Kişinin ne istediğini çok iyi biliyor olması lazım. Bir de bu iş için yola çıkmamalı. Akışta yaşamalı. Çünkü sonu böyle olsa da seveceksin, olmasa da...
“Çocuk için mi evlendiler?” eleştirilerine maruz kaldınız. Bunlar size ne hissettirdi?CANER ERDENİZ: Birilerine bir şey kanıtlamak için evlenmedik. Kendi hissettiklerimizi yaşadık. Bu yüzden takılmadım.
MÜGE BOZ: Ben üzüldüm. Çünkü o lafların arkasında hep “Bu adam seninle evlenmeyecekti, hamile kaldığın için evlendi” vardı. Burada kadını değersizleştirmek, erkeği her zaman kadından daha üstün tutmak gibi şeyler var. Mucizelere ve aşka inancımızı kaybetmişiz. Ama hayatta insanlar beraber çocuk yapmaya da karar verebilir. Bu tip şeyler göründüğünde altında bir şey aranmamalı. Ben de YouTube kanalımdan yaptığım programlarla aşkımızı ve hikâyemizi insanlara anlatmaya çalışıyorum.
Yıllarca âşığı canlandırdım, şimdi kendi aşk hikâyemi yaşıyorumMÜGE BOZHayatım boyunca
filmler ve dizilerde hep başkalarının yazdığı aşk hikâyeleri içinde oynadım. İçten içe hep kendi aşk hikâyem olduğunu hayal ettim. Şu an o aşkı yaşıyorum. Neden kendi yaşadığım aşk hikâyesini filmleştirmeyeyim? Bunu çekmeye hazırlanıyorum.
Darmaduman ettiniz bütün karizmamı!Evlilik ve bebekten sonra aşk şekil değiştirdi mi?MÜGE BOZ: Tabii biraz değiştiriyor çünkü bebek daha odak noktası oluyor. Hayatına daha fazla plan ve program geliyor.
CANER ERDENİZ: Ama önemli olan ikimizin arasındaki ilişki, aşk, sevgi. Bu bebeği de etkileyecek zaten. Bu aşkı ve ateşi korumak da bizim elimizde.
Evde birbirinize taktığınız isimler var mı?MÜGE BOZ: Caner’e ‘Fındık’ diyorum.
İki metrelik bir adama mı?MÜGE BOZ: Evet, bir gün kıvrılmış uyuyordu, kıvırcık saçlarıyla aynı fındık gibi... (gülüyor)
CANER ERDENİZ: Ben de ona ‘
Sarı Fırtına’ derim.
O zaman bu, ‘Sarı Fırtına ve Fındık’ın aşk hikâyesi... CANER ERDENİZ: Bak sakın böyle başlık atma Hakan! Fındık ne ya! Darmaduman ettiniz bütün karizmamı!
MÜGE BOZ: Hayır, fındık olmak karizmatik bir şeydir Caner.
Müge Hanım vegan besleniyor. Siz sporcusunuz; et yemek, protein almak istiyorsunuzdur. Zor olmuyor mu?CANER ERDENİZ: Karşında “Et getirin bana” diye çıldıran bir koca var. Şaka tabii. Müge o kadar sert bir vegan değil. Özgürlükçüyüz. İsteyen istediğini yiyor.
“Evlenme teklif edeceği yüzüğün fotoğrafını çekmiş. Aniden bir yüzük kutusu içinde papatya fotoğrafı gördüm. Başta anlamadım. Baktım, fotoğrafın altına ‘Benimle evlenir misin?’ yazmış.”Bebek altı temizlemede bir dünya markasıyımBir şarkı adını önce dövme, sonra bebeğinize isim yapıyorsunuz. Doğuma kadar bebeğinizin cinsiyetini öğrenmiyorsunuz. Kendinizi biraz çılgın bulduğunuz oluyor mu?MÜGE BOZ: Çılgın ve deli bir çift olup oralardan buralardan atlayıp koşmuyoruz. Kendi dinamiğimiz içinde bir deliliğimiz var.
Neden bebeğin cinsiyetini öğrenmediniz doğuma kadar?MÜGE BOZ: Hayatta bizi şaşırtan çok az an var.
Dokuz ay şaşırmak için mi beklediniz?MÜGE BOZ: Evet (gülüyor). Bekleme anı çok heyecanlıydı.
İyi ama o ana kadar hazırlıklar, bebek odası yapılır. Kıyafetler alınır. Hem pembe hem mavi mi aldınız?MÜGE BOZ: Herkes bunu söyledi ama çok kalıplaşmış bir fikir. Renk ayrımı yapmayı sevmiyorum, bir sürü renk var. Hastaneden ilk çıktığında bebek kundakta oluyor ve beyaz giyiyor.
Caner Bey siz bebek altı falan açıyor musunuz?CANER ERDENİZ: Ben daha fazla açıyorum. Bebek altı temizlemede bir dünya markasıyım.
14 Şubat planınız ne?CANER ERDENİZ: Bebek bezi değiştirme challenge (meydan okuma) yapacağız (gülüyor). Ama takımdan iznim olursa bu sefer Atina’ya Vina ile gidip aynı şeyleri bir kere daha yaşamak istiyoruz.