Aslı BARIŞ / Muhsin Akgün/MAStüdyo
Oluşturulma Tarihi: Eylül 28, 2018 16:48
Stil ikonu ve oyuncu yazarımız Ece Sükan, dokuz yıl aradan sonra yeniden ekranda. ‘Gülperi’ dizisinde Şeyma karakterini canlandıran Sükan’la yeni projesini, canlandırdığı karakteri, stil kodlarını ve kadın-erkek ilişkilerini konuştuk: “Bir taraf kendi serüveniyle ilgili mutsuz olunca, bu kaçınılmaz olarak ilişkiye de yansır.”
Gülperi’ dizisiyle yeniden ekranda görüyoruz sizi. Neden bu kadar ara verdiniz, kendinizi özletmek mi istediniz?
- Aslında hayatın akışıyla ilgili bir durum bu. Organik olarak böyle gelişti diyebilirim. Ben birçok işi bir arada yürüten biriyim. Hatırlarsanız oyunculuk anlamında en son ‘Aşk Yakar’ı yapmıştım, o da Yavuz Turgul’un bir projesiydi. Ondan sonra, modaya yoğunlaştığım bir dönem geçirdim. Aynı zamanda biraz oyunculuk, biraz televizyon sunuculuğu yaptım. Yine aynı dönem Vogue Türkiye gelmişti, o ekiple çalışmaya da başladım. Yurtdışı seyahatlerim çok sıklaştı. Aynı dönemde evlendim, eşim moda tasarımcısı, onun işlerine de yoğunlaştım. Türkiye’de, sette düzenli olarak dizi çekme imkânım yoktu. Yani zamanlamayla ilgili...
İnce eleyip sık dokuma durumundan değil yani...- O da var tabii. Çok kuvvetli bir oyuncu kadrosu ve başarılı bir ekip var projede. O yüzden çok heyecanlı, bir o kadar da stresliyim. Aslında oyunculuğu özlemişim. Uzunca bir süredir yarım bıraktığım oyunculuğa geri dönme isteği vardı içimde. “Nasıl olur” derken böyle bir teklif geldi; bir anda çekimlere başladık!
Son yıllarda uluslararası moda haftalarında, New York-Londra-Milano-Paris hattındaydınız. Şimdi setlere döndünüz. Nasıl yürüyecek ikisi? - Artık set birinci önceliğim. Bu yüzden New York Moda Haftası’na katılmadım bu sefer. Bu hafta da iki günlüğüne Milano-Paris yapıp döneceğim. Genelde burada olacağım. Ama şikâyet edemem çünkü seti çok özlemişim. Yönetmenimiz Cem Karcı o kadar harika bir insan ki, onun enerjisi kostüm sorumlusundan figüranlara, oyunculardan
yemek ekibine herkese yansıyor. Kısa zamanda aile gibi olduk ve bir hayli ahenk içinde çalışıyoruz. Timuçin (Esen) ve Nurgül (Yeşilçay) müthiş oyuncular. İkisini de önceden tanıyor, oyunculuklarına da hayranlık besliyordum. Hatta “Onların yanında nasıl yapacağım” diye tedirgin oldum ama hep destek oluyorlar. Beğenilerini de belirtiyorlar, çok mutlu oluyorum.
Canlandırdığınız Şeyma nasıl bir karakter?- Çok ilginç, katmanlı biri. Analiz ederken, derinliğine inerken Şeyma’yı sarıp sarmalamak istiyorsunuz. Çünkü sevgisiz büyümüş; altı aylıkken annesini kaybetmiş. Babası ikinci kez evlenmiş, üvey anne, diğer çocuklar derken kendi kendini yetiştirmek durumunda kalmış. Bu yaşadığı küçüklük travması yüzünden dikkat çekmeye ve başarılı olmaya kendini kodlamış. Kendi çabalarıyla İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’ni kazanıyor. Hem çalışıyor hem okuyor. Hayali hep başarmak! Sevilmeyi ve sevmeyi başarmak istiyor aslında. Ama bunun nasıl yapıldığını bilmiyor. Sevmek isterken aslında belki fazla kontrolcü, fazla mükemmeliyetçi. Ve bu yüzden kaybediyor. Bu onu çok yıpratıyor. Çünkü onun başarı tanımında bir aile kurmanın yeri de çok büyük. Bu, onun en büyük hırsı, eksikliğini hissettiği en büyük şey. Yeri geliyor, mesleğini bile ikinci plana atabiliyor. Bu bilinçli bir tercih ama zaman içerisinde işteki başarının da eksikliğini hissediyor. Ve bu tabii aile yaşamına da yansıyor. Bir taraf kendi serüveniyle ilgili mutsuz olunca, bu kaçınılmaz olarak ilişkiye de yansır. Zaten ilişki çatışma değil midir? İki insanı bir araya getiriyorsun, ikisinin de kendi hayalleri, kendi yolculuğu var. İki taraf da birbirine uyum sağlamaya çalışırken illaki bir şeyler çıkıyor.
Sıkı bir dizi izleyicisiyim
Şeyma’nın tarzına gelirsek... Sizinkiyle örtüştüğü yerler var mı?- Şeyma sağlığına, tükettiği besinlere çok dikkat ediyor, iyi yaşama kodlarını çok iyi benimsemiş. Kızının sağlığı da onun için inanılmaz önemli. Tarzına gelince; modern ve sade. Hafif maskülen yaptık. Dizilerde gördüğümüz maddi durumu iyi ama sorunlu kadın karakterlerdeki kıyafet kodlarından bir hayli uzakta. Ben de son dönemde daha pantolon-gömlek-deri ceket üçlemesine döndüm, örtüşüyor diyebilirim.
Sizin stil kodlarınıza gelelim; “Bunsuz yapamam” dediğiniz bir parça var mı?-
Vintage deri ceketler. Maskülen kesimli gömlekler. Pantolonla giymeyi seviyorum. Eskiden çok elbise giyerdim ama bu aralar pek tercih etmiyorum. Loafer ve bot seviyorum, sneaker giymeyi çok sevmiyorum. Çünkü bir şey aşırı trendy olduğu zaman hoşuma gitmiyor. Trend takip etmek bana göre değil.
Fransız şıklığını seviyorum, çabasız ve cool bir hava hoşuma gidiyor.
İyi bir dizi izleyicisi misiniz? - Evet, sıkı bir dizi izleyicisiyim. ‘Sharp Objects’i yeni bitirdim. Geçen sezondan ‘Kadın’ da bir hayli başarılı bir işti, onu da iyi takip ettim.