‘İki Yalancı’ dizisinin oyuncuları da yalancı çıktı!

KEREMCEM: Topkapı Sarayı’nın arazisi benim

◊ Son diziniz ’O Hayat Benim’ dört sezon sürdü. Biter bitmez ‘İki Yalancı’nın setine girdiniz. Neden hiç ara vermediniz?
- Bu diziyle kendimi dramdan arındırıyorum. ‘O Hayat Benim’de bünyeme fazla doz dram verilmiş gibi hissediyordum. Silahlar, gözyaşları, şantaj ve ölümle geçen 131 bölüm... Bittiği sabah “Bundan sonra gelecek senaryo sadece romantik komedi olursa kabul edeceğim” dedim, akşamına Gani Müjde aradı.

◊ Yüzüm eskir diye korkmuyor musunuz?
- Yüksekteyken aşağı bakarsan korkarsın, korkarsan da düşersin. Bir de galiba benim yüzüm pek eskimiyor.

◊ Şarkıcı olarak tanındınız ama artık daha çok dizileriniz konuşuluyor. Buna bozuluyor musunuz?
- Önceleri bozuluyordum. Müziğe ihanet ediyormuş gibi hissettiğim zamanlar oldu. Artık hayat mottom şu; hayat siz planlar yaparken başınıza gelenlerdir.

◊ Peki yine ekranda genelde romantik karakterleri oynuyorsunuz. Bu naif adam imajından sıkılmadınız mı artık?
- Bu dizideki iki yalancıdan biri Serkan. Onu naif olarak değerlendirmek, naiflik olur. Zaten bir karakteri romantik, naif, iyi, kötü olarak tek boyutlu tanımlayamazsın.

◊ Kaçamak cevap... Ben sizden bahsediyorum. ‘Beyefendi’ algısının arkasındaki Keremcem’den...
- Bu beni rahatsız etmiyor çünkü efendi insanları severim. Birçok bakımdan öyleyim. Ama kendimi tanımlasam ‘beyefendi’ demezdim. Çünkü hakkımda çok şey biliyorum!

Ezgi tanıdığıma mutlu olduğum kadındır

◊ Ezgi Asaroğlu ile ayrıldıktan sonra ekranda iki sevgiliyi canlandırmaya devam ettiniz. Zor değil miydi?
- İkimiz de birlikteliğimizi veya ayrılığımızı işimize karıştıracak oyuncular değiliz.

◊ Ayrılıktan sonra hiç konuşmadınız. İlişkiniz neden bitti?
- İkimiz de birlikteliğimizi veya ayrılığımızı magazine malzeme etmedik. Ezgi, dört sezonluk ‘O Hayat Benim’ maratonunda en büyük desteğim, birlikte çalışmaktan gurur duyduğum oyuncu ve tanıdığıma mutlu olduğum kadındır. Benim için değerini hiç kaybetmedi, hiç de kaybetmeyecek.

◊ Artık set aşklarına mesafeli misiniz?
- ‘Set aşkı’ tanımını sevmiyorum. Ne yani, barda tanışınca ‘bar aşkı’ mı oluyor? Hayatınıza değişik vesilelerle sevgiler giriyor. Bu konuda her türlü kategorizasyona karşıyım.

◊ Asaroğlu ile biten ilişkinin bir sene öncesinde de bir boşanma yaşadınız. Yaşadığınız şeyler sizi aşktan soğuttu mu?
- Aşklar biter, aşk bitmez.

◊ Peki bundan sonra evliliğe karşı daha mesafeli misiniz?
- Biz Seda’yla başarısız bir evlilik geçirdik, kötü bir evlilik değil. Neşesiyle, hayata bakışıyla, bıraktığı arkadaşlıklarla bana bir sürü şey kattı. Evliliğe karşı mesafem evlenmeden öncekiyle aynı. Sadece biraz daha tecrübeliyim. Bir evlilik kadar...

YAĞMUR TANRISEVSİN: Geçen hafta Ronaldo’yla nişanlandım

◊ Mersinlisiniz... Seramik okudunuz. Peki hikâyeniz başrole nasıl uzandı?
- Evet, Mersin’de doğup büyüdüm. Annem ev hanımı, babam ticaretle uğraşıyor. Bir ablam var. Mersin gibi bir yerde büyümek tabii ki avantajdı. Bol bol sokaklarda oyun oynadım. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’ni kazanmak İstanbul’a gelişime vesile oldu. Üniversiteye başladığım andan itibaren okulla iş hayatını birlikte yürüttüm. En büyük şansım ‘Adını Feriha Koydum’ ve ‘Güneşi Beklerken’ gibi şahane projelerle bu sektöre adım atmaktı.

◊ Dizileriniz dışında pek ortada yoksunuz. Çizdiğiniz kontrollü portrenin ötesindeki sizi anlatır mısınız?
- Genelde yakın arkadaşlarım beni eğlenceli ve komik bulur. Canı sıkkın olan hemen beni arar; iyi bi dinleyici olduğumu, güzel enerji verdiğimi söylerler. Umarım beni kandırmıyorlardır (gülüyor). Fazla disiplinliyim. Çalışmayı ve yeni şeyler öğrenmeyi severim. İşini özensiz yapanlara biraz kızarım, sevinmek için ise bahanem çok. Köpeğim Alf ve kedim Suşi’yle oynarken de sevinirim...

◊ Kendinizi öyle bir anlattınız ki... Mükemmel kadın maşallah! Hiç mi arızalarınız yok?
- Taşınmayı çok seviyorum ve her yıl taşınmak istiyorum. Yeni evin uğur getirdiğine inanıyorum.

◊ Peki ne söyleseniz bizi şaşırtırsınız?
- Sokak sanatına ve grafitiye özel ilgim var. Gezdiğim her şehirde grafitilerin olduğu yerleri arar, bulurum.

◊ Biraz pürüzsüz bir hayat değil mi? Hiç mi acılarınız yok?
- Onlara ‘acı’ olarak bakınca insanı daha karamsar yapıyor. Yoksa kimsenin hayatının pürüzsüz olduğunu düşünmüyorum. Benim yolumda da engeller, yokuşlar oldu elbette fakat hiçbir zaman şikâyet etmedim, her şeyi iyiye yorarak yaşıyorum hayatı.

Oğuzhan’ın merhametinden etkilendim

◊ Dizide en büyük sorun karşınızdaki yalancı erkek. Peki özel hayatınızda hangi özellikler bir erkeğe olan güveninizi kırar?
- Yalan. Bunun kadını, erkeği de yok. Güven, bir ilişkinin en önemli unsuru.

◊ Erkek arkadaşınız Oğuzhan Koç bir röportajında sizin ‘sakin ve duru’ olmanızdan etkilendiğini söylemişti. Peki Oğuzhan Koç’ta sizi etkileyen ne?
- Pozitif enerjisi. Sadece bana değil; herkese ve her şeye karşı merhametli ve sevgi dolu biri olmasından etkilendim.

◊ Aynı meslekten iki kişinin ilişkisinde zorluklar yaşanıyor mu?
- Bu biraz o iki kişiye bağlı. Biz aynı sektörde farklı işler yapan bir çiftiz, bunu da avantaj olarak görüyoruz. Uzun uzun birbirimizin işlerini konuşup karar konularında birbirimize yardımcı oluyoruz.

◊ O sizi kıskandığını itiraf ediyor, peki ya siz?
- Birbirimizi kıskandıracak şeylere ihtimal vermeyerek yaşıyoruz diyelim.

Diziniz yalan üzerine kurulan bir aşk hikâyesini anlatıyor. Sizin yalanla ilişkiniz nasıldır?
◊ Keremcem: Yalanı sevmem. Bana söylenen yalan mı diye sorgulamam, sorgulanmaktan hoşlanmam. Ama yalan görürsem de orada durmam.
◊ Yağmur Tanrısevsin: Ben bazen küçük, beyaz yalanlar söylemek zorunda kalabiliyorum.

O zaman en sık kullandığınız beyaz yalanınızı alayım...
◊ Yağmur Tanrısevsin: İstanbul’da yaşayan herkes, geç kaldığı her toplantıya trafik yalanını söyler herhalde...
◊ Keremcem: Yağmurcum, saçın çok güzel olmuş (gülüyor)...

Şimdiye kadar söylediğiniz en ağır yalan?
◊ Keremcem: En ağır yalanımı dizide söylüyorum: “Topkapı Sarayı’nın arazisi benim.”
◊ Yağmur Tanrısevsin: Aynısı benim için de geçerli: “Geçen hafta Ronaldo’yla nişanlandım.” Şaka bir yana, hayatımı etkileyecek kadar büyük bir yalan hiç söylemedim, umarım hiç ihtiyacım olmaz.

Kolay yoldan zengin olma hayalleri kuran arkadaşlarının ısrarlarıyla kendilerini yalanlar içinde bulan ikiliyi canlandırıyorsunuz. Dizinizin hikâyesi kulağa çok Türk filmi klişesi gibi geliyor...
◊ Yağmur Tanrısevsin: Türk filmi esintileri dizimizde sık sık yer bulacak. Bu bilinçli bir tercih. Yeşilçam ruhunu yaşatmak hedeflerimizden biri.