İki sergi birden açan fotomuhabiri Bünyamin Aygün: Savaş muhabirliği, duyarlılığı geliştiriyor
Güncelleme Tarihi:
Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün, önce Tanzanya’daki albinoların zorlu hayatını gözler önüne serdiği ‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ sergisini, daha sonra ise Demirören Medya’nın emekçi kadınlarını fotoğrafladığı ‘Buradayım!’ sergisini açtı. Aygün, “Fotomuhabirlerinin yaşanan bir acıya kayıtsız kalması mümkün değil” diyor.
Milliyet Gazetesi Fotoğraf Servisi Müdürü Bünyamin Aygün kısa zamanda iki sergisiyle fotoğrafseverlerin karşısına çıktı. Aygün’ün Tanzanya’daki vudu büyücülerinden kaçan albinoları fotoğrafladığı ‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ sergisi, İstanbul Kültür Üniversitesi Sanat Galerisi’ndeydi. Demirören Medya’nın emekçi kadınlarını fotoğrafladığı ‘Buradayım!’ başlıklı sergiyse Demirören Medya Center’da...
Kadınların emeklerinin karşılığını vermek istedik
35 yıllık kariyeri süresince ABD’nin Irak operasyonunu, Filistin intifadasını, Suriye iç savaşını, İsrail’in Gazze bombardımanını ve Mısır darbesini yerinde takip eden; 2013’te Suriye’de IŞİD tarafından kaçırılarak 40 gün esir tutulan deneyimli fotomuhabiri tüm bu savaş muhabirliği tecrübesinin hassasiyetlerini geliştirdiğini anlatıyor.
‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ da ‘Buradayım!’ sergisi de bu duyarlılığın bir yansıması... Aygün, “Savaş muhabirliği duyarlılığı geliştiriyor. Van depreminde de en uzun süre görev yapan gazetecilerden biriydim. Namık Durukan’la birlikte gündüzleri çalışıyor, akşamları da yardımları dağıtıyorduk. Seve seve yaptık. Acı çeken insanların arasında yaşadığınız zaman bu acıya ortak oluyorsunuz. Bir acı yaşanınca hiçbir savaş muhabiri kayıtsız kalamaz. Üstelik iyi fotoğraf çekmek için de gitmez o acılı yere. Bu olayı dünyaya duyurmak için gider. Canı pahasına” diyor.
‘Buradayım!’ sergisiyle başlayalım...Aygün, fikrin Demirören Medya İnsan Kaynakları Müdürü Elif Karacaoğlu’na ait olduğunu anlatıyor: “Emekçi kadınlarımızı görünür kılmak istedik. Yazarlarımız başarılarıyla kendilerini gösteriyordu. Bize yemek yapanların, terzimizin, sayfa tasarımcılarımızın emeklerinin karşılığını vermekti amacımız.”
Tanzanya’daki albinolar için üç tehdit var: Onları AIDS’in çaresi olarak görenler, vudu büyücüleri, ve Afrika’nın yakıcı güneşi!
‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ Ankara yolunda
Bu sergiyi çok kısa sürede hazırladığını hatırlatan Aygün şöyle devam ediyor: ”Bana ‘Zor olmadı mı?’ diyorlar... Olmadı. Bir kere kadınlarla çalışmak dünyanın en kolay şeyi. Neden? Çünkü ne demek istediğini anlıyor. E bir de erkeğe göre daha zarifler. Zarafet olunca bize sadece deklanşöre basmak kalıyor.”
Gelelim ‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’na... Albinolar, Tanzanya’daki yerel inançlar nedeniyle zor bir yaşam sürüyor. Aygün, 2014’te bunu dünyaya duyurmak için bölgeye gitti. Dönemin Darüsselam Büyükelçisi Ali Davutoğlu ve eşi Yeşim Davutoğlu da sorunla ilgileniyordu.
Aygün’e göre ülkedeki albinolar için üç büyük tehlike vardı: “Albinoların en büyük sıkıntısı vudu büyücüleri. Onlardan kurtulsalar AIDS hastalarının cinsel saldırılarına uğruyorlar. Çünkü Afrika’da yaygın yerel bir inanç var; bir albinoyla cinsel ilişkiye girdiklerinde AIDS’ten kurtulacaklarını sanıyorlar. Üstelik kolay hedef oldukları için çocuklar seçiliyor. En büyük sorun da güneş!”
Aygün, ‘Kara Kıtanın Beyaz Çocukları’ sergisinin yakında Ankara’da açılacağını söyledi. Üstelik sergi Almanya’ya doğru başka bir yolculuğa da çıkabilir. Çünkü Tanzanya’nın Almanya Büyükelçisi de albino; Abdallah Saleh Possi...
Bünyamin Aygün