Güncelleme Tarihi:
Erkek giyim markası Faruk Saraç 40’ncı yılını kutluyor ve artık yönetim ve tasarım koltuğunda Orhun Faruk Saraç oturuyor. Eğitimini Milano’da Istituto Marangoni’de pazarlama ve yönetim alanında tamamlayan Saraç, “Ben kendimi bu markaya ait hissediyorum” dediği gün bayrağı babasından teslim almış. Markanın yeni nesil yöneticisi ilk projelerini anlattı.
◊ 40 yıllık bir markayı devralmak ne hissettiriyor?
Sorumluluğu gerçekten çok fazla. Gelir seviyesi yüksek bir kitleye hitap ettiğimiz ve genelde özel dikim yapan bir marka olduğumuz için beklentiler de oldukça yüksek. 40 yıldır süregelen memnuniyet seviyesini sürdürmeyi çok önemsiyorum.
◊ Peki nedir bu kadar uzun süre ayakta kalmanın sırrı?
Markamızın sırrı çok özverili olmamızda. Bir de Faruk Saraç’ın yalnızca tasarımcı değil, eğitimci kimliğinin de bu başarıda önemli bir rol oynadığına inanıyorum.
◊ İlk hazırladığın koleksiyonda nasıl parçalar görüyoruz?
Müşteri kitlemizin isteklerinin ve kalıplarımızın dışına çıkmadan, iyi ve kaliteli kumaşlar kullanarak özellikle detaylarda farklılaştığımız bir koleksiyon yarattım.
◊ Markanız özellikle özel dikim ve daha çok takım elbise üzerine çalışmalar yapıyor. Senin gelişinle birlikte Faruk Saraç markasını gündelik ya da sportif kategorilerde de görecek miyiz?
Dünyada bunun örneklerini görüyoruz. Mesela, Armani’nin Armani Jeans, Emporio Armani, Giorgia Armani gibi birçok alt markası var. Faruk Saraç için de böyle bir çalışma yapabiliriz. Dünyaca ünlü markalar logolarını bile değiştiriyorlar, o nedenle yenilik yapmakta bir sakınca görmüyorum. Ama önceliğim mevcut hedefleri gerçekleştirmek.
◊ Neler bunlar?
İlk projelerimden biri olan online mağazamızı geçen haftalarda hayata geçirdik. En büyük hayalim Faruk Saraç markasını farklı ülkelerde görmek. İlk hedefim de Londra’da bir Faruk Saraç mağazası açmak.
İlk kural, kişisel bakım...
◊ Türk erkeklerinin giyim tarzı hakkında ne düşünüyorsun?
Türkiye’de gündelik giyimde Amerikan tarzının baskın olduğunu düşünüyorum. Özellikle bol tişörtler ve eşofmanlar bu tarzı yansıtıyor. Ben biraz daha klasik giyimden yanayım. Ama klasik giyimde oturmuş bir Türk erkeği tarzı olduğunu düşünmüyorum. İdol alınan isimlerin tarzlarının bire bir kopyalandığını görüyorum. Ama bu şekilde kendi stilimizi yaratamayız.
◊ Kendi stilimizi nasıl yaratırız?
Kıyafetimiz bir yana, kişisel bakımımıza verdiğimiz önem stilimizi yaratmanın ilk kuralı diyebilirim. Sonrasında vücudumuzu tanımamız çok önemli.
◊ Kimlerin tarzını beğeniyorsunuz?
Tarzından hiçbir zaman ödün vermeyen Sadettin Saran’ı çok beğenirim. Bir de renkleri çok iyi bir araya getirdiğini düşündüğüm Serdar Gülgün’ü...