Güncelleme Tarihi:
Beyoğlu’na gitmek için nedenimiz her gün azalırken, Yapı Kredi Kültür Sanat Binası’nın açılış haberi cankurtaran gibi yetişti. İki yıl öncesine kadar alt katındaki kitapçıda zaman geçirdiğimiz, arkadaşlarla önünde buluştuğumuz o tanıdık bina, bugün hem aynı hem değil. Teğet Mimarlık tarafından yeniden tasarlanan yapı, artık çok daha şeffaf. Hatta içinden Beyoğlu geçiyor!
Çocuklar da düşünüldü
Binanın Galatasaray Lisesi’ne bakan yan cephesi şimdi tamamen cam. Üstelik parlama yapmayan bir tür cam... Bu nedenle orada olup olmadığından bile emin olamıyorsunuz. Dışarıdan bakınca dört katın kesitleri, merdivenler, sergi salonları hep görünüyor. Ve yüksekten Beyoğlu’na bakan, kollarını açmış sizi bekleyen ‘Akdeniz’...
Binanın davetkâr oluşunun tek sebebi cam cephesi değil. İstiklal Caddesi’ne bakan cephesi boyunca bir portiko (sundurma) uzanıyor girişinde ve kapıları ardına kadar açık olacak. Yani yaya trafiği, binanın içinden de akacak. Bu sundurmadan sergi alanına veya kitabevine geçilebiliyor.
Yapı Kredi Kültür Sanat Yayıncılık’ın Genel Müdürü Tülay Güngen, “Kentle iç mekân arasında ara bir mekân oluşturmuş olduk. Girişteki atrium ısıtılmıyor, soğutulmuyor. Sokağın devamı gibi. Kent havasını solumaya devam ediyorsunuz” diyor.
Geniş, ferah, içinde bir kafe, asma katında okuma bölümü var. Çocuk kitapları için özel bir bölüm ayrılmış, bitişiğindeyse çocuk etkinlik alanı var. Çocuğunuzu buradaki etkinliklerden birine bıraktıktan sonra siz sergilerin veya kitabevinin tadını çıkarabilirsiniz.
Kültür ve sanatın bankasıyız
İkinci ve üçüncü katlarda sanat galerisiyle Yapı Kredi’nin dünya çapında önemli sikke koleksiyonunun sergileneceği müze var. Üçüncü kata, caddeden görülebilecek şekilde ‘Akdeniz’ heykeli yerleştirilmiş. Şehirle iç içeliğin altını çizdiğinden, katlar arasında dolaşırken tırmanması son derece rahat olan merdivenin kullanılması teşvik ediliyor ancak merdiven çıkamayacak durumda olanlar için her katta asansörler ve engelli tuvaletleri var. ‘Akdeniz’in yanından geçerek çıkılan dördüncü katta ziyaretçileri, Yapı Kredi Bankası’nın kurucusu ve kurumun kültür-sanat vizyonunu oluşturan Kazım Taşkent’in bir sözü mavi neon formunda karşılıyor: “Biz kültür ve sanatın bankasıyız.” Bu katta bir performans alanı bulunuyor. Beşinci kattaki araştırma kütüphanesi yalnızca üyelerin kullanımına açık ancak açılış sergisi boyunca nadir el yazmalarını görmek üzere herkese serbest.
403 eser, 12 altbaşlık
Binanın açılış sergisi ‘Sarmal’ başlığını taşıyor. Beş kata yayılan serginin küratörü Dr. Necmi Sönmez, tasarımcısıysa Yeşim Demir. Yıl sonuna kadar devam edecek sergideki parçalar, bankanın koleksiyonundaki binlerce eser arasından seçildi. Seçilen 403 eser, 12 altbaşlık altında düzenlendi. Alt başlıklar, ‘Karşı Karşıya’, ‘Konstantinopolis’ten Megaşehire’, ‘Savaşa Hayır’, ‘Acı Odası’, ‘Kalp Coşkusu’, ‘İstihsal’ (Üretim), ‘Formun Dönüşümü’, ‘Kozmik Işınlar’ gibi isimler taşıyor. Yer heykelleri, Selahattin Giz fotoğrafları ve edebiyatçıların videoları, bölümler arası geçişi sağlıyor, bölümleri birbirine bağlıyor.
Seçkide, Türk resminin başyapıtlarından siyah-beyaz Selahattin Giz fotoğraflarına, önemli sikkelerden nadir yazma eserlere pek çok farklı parça var. Estergon Kalesi’nin sancağı, 3. Selim’in ilk kez sergilenecek elyazması bir güftesi, Aliye Berger’in Yapı Kredi tarafından açılan İş ve İstihsal yarışmasında birincilik ödülü aldığı ‘Güneşin Doğuşu’ isimli tablosu, Strabon’un coğrafya kitabı, Kâtip Çelebi’nin ‘Kitab-ı Cihannüma’sı, Baki’nin ‘Divan’ı sergide yer alan ve öne çıkan eserler arasında.