Güncelleme Tarihi:
Geçen hafta perşembe günü sabahın ilk saatlerinde kendimi Bodrum uçağında buluyorum. Dev bir uçak. Tek boş koltuk yok. Bodrum’a tam vaktinde iniyoruz. Kalacağım otele gitmek üzere arabaya bindiğimde çağdaş sanatçı Koray Tokdemir’le karşılaşıyorum. Tokdemir, birkaç saat sonra gezeceğim sergide işleri bulunan isimlerden biri. Sanat ve medya üzerine sohbet ederek geçen araba yolculuğumuz Türkbükü’ndeki Maçakızı Otel’de son buluyor. Yeşillikler içindeki otele davet edilmemizin nedeni ne denize girmek ne de güneşlenmek. İSTANBUL’74’ün yaz boyunca otelde ziyarete açık olacak sanat ve tasarım sergisi ‘İnsan ve Doğa Arasında’yı ilk kez gezecek şanslı gruptayız.
Define avına çıkmış gibiyiz
Odalarımıza yerleştikten sonra küratörlüğünü Demet Mütfüoğlu-Eşeli’nin yaptığı sergiyi sanatçılarla gezmeye başlıyoruz. Farklı disiplinlerden sanatçıların bölgenin karakteristik özellikleriyle harmanlanmış eserleri otelin dört bir yanında sanatseverlerin karşısına çıkıyor. Adeta define avında gibiyiz. Yabancı sanatçıların bir kısmı sergiden önce Bodrum’a davet edilmiş. Burada kendilerine tahsis edilen atölyelerde doğal ve yerel malzemeleri kullanarak eserlerini üretmişler. Yerel zanaatkârlarla çalışmışlar. O isimlerden biri Arjantinli endüstriyel tasarımcı ve sanatçı Cristian Mohaded. Denizin üzerinde kayaların arasında sergilenen ‘Waving Towers’ (Dalgalanan Kuleler) adlı el dokuması eserinde malzeme olarak hazeranı (bir çeşit hasır örgü tekniği) tercih etmiş.
İsviçreli sanatçı Federica Perazzoli de mayıs ayında Bodrum’a gelip iki hafta kalmış. Sanatçı doğanın feminen enerjisi ve formundan etkilenerek ürettiği eserlerine de ‘Burcu’, ‘Begüm’, ‘Yaprak’ gibi doğayla bağlantılı Türkçe kadın isimleri vermiş. Mexico City’den gelen Carlito Dalceggio, Fas’ın güneyinde elle yapılan seramik vazoları Gambiya ve Senegal’den pigmentlerle boyamış.