Güncelleme Tarihi:
Son dönemde kiminle konuşsam onun adını duyuyorum. Çok beğeniliyor, merak ediliyor. Halit Özgür Sarı’yı daha yakından tanımak için sözleşiyoruz. Set günü çekimi bitiyor ve akşam saatlerinde stüdyoya geliyor. Bütün gün çalışmış olmasına rağmen yüzünde sürekli bir tebessüm var. Uzun boylu, esmer, beyefendi...
Ekranın bütün kriterlerine uyuyor. Sohbet etmeye bayılıyor. Birer kahve alıp başlıyoruz sohbete.
Özellikle kadınlar sana bayılıyor. Takipçi sayın kısa sürede milyonu geçti. Başrollerde karşımıza çıkmaya başladın. Ama hakkında pek bilgi yok. Nerede başlıyor hikâyen?
Annem ve babam Antepli. Ben İstanbul’da doğup büyüdüm. Annem ev hanımı, babam serbest meslekle uğraşıyordu. Bir ablam var, o benim için şanstı. Hep desteğini gördüm. Benimki sorunsuz, klasik bir büyüme hikâyesiydi diyebilirim.
Ben de bilmiyorum, matematiğim iyiydi, ondan seçmiş olabilirim (gülüyor). Ama karakterime göre bir bölüm seçerek üniversiteye gitmedim. Zaten oyunculuk için okulu yarıda bıraktım.
O halde oyunculuk üniversitede mi girdi kanına?
İçimde hep bir ateş yanıyordu ama o ateşin ne için yandığını bilmiyordum. Sebebini üniversiteye giderken buldum.
Peki ne yaptın?
Bulunduğum hayata, akademik dünyaya kendimi ait hissetmiyordum. Okulu bırakmam gerektiğini anladım.
Ailen nasıl tepki verdi?
Bu durumdan ailemin iki sene sonra haberi oldu (gülüyor).
İki sene mi? Uzun süre. Saklamayı nasıl başardın?
Evden okula diye çıkıyordum, bütün gün arkadaşlarımla görüşüyor, oyunculuk eğitimleri alıyordum. Sonra okuldan dönmüş gibi eve gidiyordum.
Nasıl itiraf ettin peki?
İtiraf etmek zorunda kaldım diyelim. Ablam da aynı üniversitenin mezunu, her şey çevrimiçi işliyor ya, ablam ders sonuçlarımı görmek isteyince “Ben okulu bıraktım” dedim. Beklediğim kadar büyük bir tepki vermediler... Keşke en baştan söyleseymişim.
Amaç gerçekten oyunculuk muydu yoksa şöhret olmayı mı istiyordun?
Şöhret hiçbir zaman umurumda olmadı, benim için bir sonuç da değildi. Tanınan biri olmak da benim için çok fazla önemli değil açıkçası.
Nedir senin için önemli olan?
Ben sadece yaptığım herhangi bir şeyi iyi yapmak istiyorum, ne yaparsam yapayım! Tarımla da uğraşsam böyle, öğretmen de olsam böyle... Şu an
oyunculuk yapıyorum ve iyi yapmaya çalışıyorum. Kendi açımdan şöyle bir mottom var: Olmak gibi bir düşüncem yok, olma halinde, olma yolculuğundayım. Bunu da seviyorum ve keyif alıyorum.
Evet, ben jönüm de...
Seni ilk kez dört sene önce ekranda gördük. Şimdi başroldesin. Başrol olmak korkutuyor mu?
Korkutmuyor, dört sene önce yaptığımdan farklı bir şey yapmıyorum, yine oyunculuk yapıyorum.
Nasıl bir yolculuktu senin için?
Benim için genel olarak hayatta sonuç değil, gittiğin yol önemli. Yolculuğumda birinci sıraya şansı, ikinci sıraya emeği koyarım. Geçen zaman içinde bu yolu severek, inanarak ve çalışarak gittim.
Yakışıklılık bu saydıklarının arasında yok mu?
Yakışıklıyı oynadığım işler oldu, ‘Gizli Saklı’da da öyle bir karakteri canlandırıyorum ama yakışıklıyı oynamadığım işlerim de var.
Yani yakışıklı olmasan bugün burada olur muydun?
Olurdum. Ben sana bir soru sorsam...
Tabii...
Şimdi benimle röportaj yapıyorsun. Beni merak ediyor musun?
Evet...
Emin ol, yakışıklı olmasam da beni merak ederdin!
Güzel cevap. Her gün yeni bir oyuncu giriyor hayatımıza. Senin farkın ne?
Klişe gibi ama ben işimi gerçekten severek yapıyorum. Bir de kalbiyle yaşayan biriyim.
O ne demek?
Beyniyle davrananlar vardır, daha stratejik insanlardır. Ben kalbimin tarafında duruyorum. Bir tercih değil bu. Şimdiye kadar kalbim beni hiç yanıltmadı.
Seni yeni neslin iddialı jönleri arasında gösterenler var. Sen jön müsün?
Ben jönüm de... Aynı zamanda herhangi birini, yarın bir gün jön olarak adlandırmayacağınız bir karakteri de canlandırabilirim. O yüzden “Evet, ben bir jönüm de...” derken o sonraki “de” çok önemli.
Duştan çıkınca saç yağımı sürmezsem günüm kötü geçiyor
Yeni işinden bahsedersek... Sen kendi gözünden karakterini nasıl anlatırsın?
İki karakteri oynuyorum, Pamir ve Levent. Pamir bir komiser, işinde iyi. Ustalıkla her şeyi yapabilen, soğukkanlı bir adam. Hikâyede Pamir kimlik değiştirerek Levent oluyor. Şimdilerde hem Pamir karakteri hem de ben Halit olarak, Levent’i keşif halindeyiz. Bu arayış çok keyifli.
Dizinin isminden yola çıkarsak, senin hayatında gizli saklı nelerin var?
Mesela garip batıl inançlarım var.
Ne gibi?
Bu aralar çok sık anayollarda hayvan ölüleri görüyorum ve gördüğüm zaman günümün kötü geçeceğini düşünüyorum. Annemin aldığı bir kolye var, onu takmazsam kendimi şanssız hissediyorum. Sonra duştan çıkınca saç yağımı sürmezsem
o gün kesinlikle kötü geçiyor (gülüyor).
Zıt karakterlerin birbirine çekimini görüyoruz. Aşk sence de zıt kutupların çekimi midir?
Aşk, zıt karakterlerin çekimi olabilir, çok aynı olup ilişkilerini sürdürenler de var. Aşkı tek bir kalıba koymak bana yanlış geliyor.
Sen aşkı nasıl anlatırsın?
Zor ve sabır gerektiren bir şey aşk.
Realist misin romantik mi?
İkisi de... Ama çok romantikliklerim de vardır.
En romantik hareketin neydi?
Bir kere bir kız arkadaşımın evini tamamen balonlarla kaplamış, mumlardan bir yol yapıp çok güzel bir yemek masası hazırlamıştım.
Kral tacı takıntım var
En çok neye sahip olmak istersin?
Öncelikle kendi biyolojik ailem, sonra kendi seçtiğim, şu an ailem olarak bildiğim insanlar, başarı ve sağlık benimle olsun.
Yapmaya başlayınca duramadığın şey nedir?
Yalan söylemek.... Yalan yalanı doğuruyor çünkü.
Yaparken yakalandığın ve en utandığın şey neydi şimdiye kadar?
Bu sabah yaşadım, sete gidiyordum, arabada sevdiğim bir rap şarkısı çıktı. Söyleyerek ve saçma şekilde dans ederek arabayı sürüyordum. Kafamı bir çevirdim, bir baktım ki bizim settekiler yan araçta!
Gördüğünde gözünü alamadan baktığın bir şey?
Kral tacı. Bende kral tacı takıntısı var.
Bunu ilk kez duydum...
Kral taçlarını seviyorum, ileride de evimde cam fanuslara küçük ışıklarla kral taçları koyacağım, sergi gibi...
İlk randevuda neye dikkat edersin?
Tavra.
Bir kadında asla neye tahammül edemezsin?
Yalana.
Sevgilinin odasında bir obje olsan ne olurdun?
Aynası olurdum.
Aşkı düşündüğüm bir zamanda değilim
Geçen sene Instagram’da 40 bin takipçin vardı, bugün 1 milyonu geçmiş. Ün korkutuyor mu?
Hayır, çünkü hayatımda hiçbir şey değişmeyecek. Ne hayatımdaki insanlar, ne hayatı yaşayış şeklim ne de benim kendi varoluşuma ait düşüncelerim... O yüzden çok rahatım bu konuda. Hani bazısını korkutabilir, bazısını şaşırtabilir, bu arada beni de tökezletebilir, çok büyük konuşmamalıyım ama tekrar söylüyorum, etrafım o kadar mükemmel insanlarla çevrili ki onlara çok güveniyorum.
Bu popülerlikle kadınların ilgisinde neler değişti?
Kadınların ilgisinin şöhretle doğru orantılı olmasını istemem Hakan.
Sosyal medyadan ahlaksız teklif alıyor musun?
Hayır.
Yalan...
(Gülüyor).
Çapkın mısın?
Öyle bir şey düşündüğüm bir dönemde değilim. Çok şanslı bir adamım, etrafım beni düşünen, savunan insanlarla donatılmış vaziyette. Ben de bu şansımı iyi kullanmak istiyorum ve bunun kıymetini biliyorum. Bir de gerçekten obsesif şekilde işime odaklanmış haldeyim. Haftanın beş-altı günü çok yoğun çalışıyorum.
Şu anda âşık mısın?
Gerçekten çok fazla aşkı düşündüğüm bir zamanda değilim.
Hayallerimin sınırı yok, benim için limit gökyüzü
Seni yakışıklı, çekici bulanlar çok. Sen kendini beğenir misin?
Bunu fiziksel olarak algılama, ben kendimi bir bütün olarak beğeniyorum. İnsani yanlarımla da... Neyim varsa bir daha hayatım olsa yine aynısını isterdim.
O zaman insani yanlarına gelelim. Seni hiç tanımayan birine kendini nasıl anlatırsın?
Benimle çok eğlenirsin, sohbet edebilirsin, bana güvenebilirsin.
Karanlık taraflarında neler var?
Çok kafanı şişirebilirim. Konuşmayı ve sohbeti seven biriyim. Çok soru sorabilirim. Böyle biriyim, böyle de kabul görmek istiyorum.
İnsanlar seninle tanışınca en çok neyine şaşırıyor?
Dış görünüşümle karakterim arasındaki farka. Dış görünüşüm sert, kirli bir adam gibi ama karakterim çok daha eğlenceli, şakacı ve güleç...
Hayatta neler seni kızdırır?
Yalan. Yakaladığım zaman da tepkim direkt kestirip atmaya yönelik olur. Haksızlık ve adaletsizlik de beni çok kızdırır.
Şimdi hayal kursak... Beş sene sonra yeniden buluşmuşuz. Sence karşımda nasıl bir adam olarak oturuyor olurdun?
Öncelikle benim hayallerimin sınırı yok. Benim için limit gökyüzü... O yüzden hayal kurmak konusunda kendime güveniyorum. Çok fazla hayal kuruyorum. Belki de bu yüzden bazı olmayacak şeyleri oldurabiliyorum. Şimdi de hayal kuralım o zaman. Beş sene sonra oturduğumuzda sana ‘Beş sene önce konuştuğumuzdan çok daha iyi bir oyuncuyum’ demek isterim. Şu an herhangi bir şey yazmıyorum ama işe giderken, duş alırken, dişimi fırçalarken kafamda hikâyeler oluşuyor. Onlardan birini gerçekleştirip anlatabilirdim.