Güncelleme Tarihi:
2010'dan haberler: Hakan Yıldırım, Paris’te defile yaptı. Podyumda Lara Stone yürüdü, izleyiciler arasında Kate Moss vardı. Sonra Fransız Kültür Bakanlığı’nın her sene genç tasarımcıları desteklemek üzere verdiği prestijli Andam Ödülü’nü aldı. Koleksiyonunu Paris’te sergiledi, Sonra Londra Moda Haftası’nı salladı. Jennifer Lopez gibi yıldızları giydirdi. Madonna, sahne kıyafetlerini tasarlaması için onu seçti. Gururluyduk: Moda dünyasına yeni bir yıldız kazandırmayı başarmıştık. Sonunda...
◊ İddialı bir çıkış, muhteşem bir yükseliş ve sonra kayboluş... Neden böyle bir ayrılık yaşandı?
- Evet, bir süre ayrı kaldık. Çünkü canım bir şey yapmak istemiyordu. Defile yapmadım, basına da bir şey vermedim. Çalışmaya devam ettim ama sadece özel müşterilerime dikim yaptım, hepsi bu. Onları kıramadığımdan... Uzun bir arındırma sürecinden geçtim. İçsel olarak çok ciddi bir eğitimim oldu. Kız kardeşim Nezihe’yi kaybetmek de benim hayatımı çok değiştirdi. Her şeyi bir yana bırakın, sorumlulukklarım arttı. Kafamı çok hızlı çalıştırmam, zamanı çok iyi kullanmam gerekiyor. Ama bu coğrafya bana yapılmazı yapmayı öğretti. Zorlu oluyor, ama oluyor.
◊ Tamam, defile yapmadınız ama en azından sosyal medya üzerinden varlığınızı sürdürebilirdiniz. Böyle biraz ‘kayboluş’ gibi olmadı mı?
- Ben hiçbir zaman sosyal medya manyağı olmadım. Kendisini göstermek isteyen biri de değilim zaten. Kimseyle yan yana durup fotoğraf çektirmeye uğraşmam. Mesela Cara Delevingne ile aram çok iyi, sağlam dostuz ve onu görmekten çok mutlu oluyorum. Ama eğer defileme çıkmadıysa, birlikte fotoğraf çektirip bunu paylaşmak anlamsız geliyor. Ondan faydalanmak benim yapımda yok.
- Çekilmedim, bir ara vermeye karar verdim. Markam çok büyümüştü ve çok yalnızdım. Birşeylerin değişmesi gerekiyordu. Bir CFO’ya, yatırımcıya ihtiyacım vardı. Huzura ihtiyacım vardı. Kendimi ait hissetmiyordum. Şu anda bir şeylerden vazgeçmiş gibi görünsem de, aslında kendimden vazgeçmedim. Zaten kaynağı benim ve bunu gerçekten istediğim zaman geri alabilirim. Her şey bir mail atmama bakar. Dışarıdan bu durumu ‘ah ah, vah vah’ diye değerlendirenler var. Ama ben hiç böyle görmüyorum.
◊ Peki bu sessiz geri dönüşünüzün sebebi ne?
- Bir şeyleri yapmaya yeniden kendimi hazır hissettiğimde yapacağım dedim. Ve öyle de yaptım. İstanbul’daki defilem, yeni bir başlangıcın önsözü. Bunu bambaşka bir hale çeviririm. Bu bir sene olur, iki sezon olur. Ama olacak.
◊ Sizin sekiz sene önce ortaya koyduğunuz tarzın ekmeğini, muhtelif tasarımcılar uzun süre yedi. Şimdi biraz daha farklı bir tarz var sanırım...
- İçimdeki duyguları yansıtmaya çalıştım. Koleksiyonda renk patlaması var ama verdiği duygu bambaşka. Yeni olmasını istiyordum, bir zamanı olmasın istiyordum, sürreel olmasını istiyordum. Fellini filmi gibi. Baktığımda da tüm bunların karşılığını bulduğunu görüyorum.
Tasarımcının couture koleksiyonunda, eski stilinden farklı olarak daha renkli ve avangard parçaları görmek mümkün.