Güzellik, çirkinlik gibi kavramları kenara bırakırsak daha mutlu oluruz

◊ Sayenizde “Türkiye’den top model çıkmaz” kuralı yıkıldı. Bu başarınızı neye bağlıyorsunuz?
- Başlarken koyduğum hedeflere ve özverili çalışmaya bağlıyorum. Türkiye’deki çoğu model için ilk sezonlarında İstanbul Fashion Week’te yer aldıkları şovlar yeterli oluyor. Sonrasında dünyada ne var ne yok takip etmeyi bırakıyorlar. İnsanlar modelliği kolay bir şey sansalar da moda haftaları sırasında bir model bir ay boyunca günde ortalama 18 saat çalışıyor. Büyük stres ve sorumluluk altında çalışmak; üstelik son dakikaya kadar süren belirsizlik. İnanın özveri gerektiriyor. Şovdan sonra o kadar yorgun, bitkin ve halsiz oluyorsunuz ki sevinemiyorsunuz bile.

◊ Londra Moda Haftası yoğun geçti; sırada Milano ve Paris var. Sizi hangi şovlarda göreceğiz?
- Bildiğiniz gibi Londra’da Burberry, Erdem ve Bora Aksu defilelerinde yürüdüm. Bu sezon için önümde iki hafta daha var; çalışmaya devam ediyorum. Her gün bir defileye çıkıyorum. Son dakikaya kadar hangi şovda yürüyeceğim belli değil. Her saniye büyük bir yarış var. Yani öyle önceden hangi şovlarda yürüyeceğimiz belli olmuyor.

◊ Bu zamana kadar sizi en çok heyecanlandıran iş neydi?
- Tabii ki geçen sezon yürüdüğüm Gucci şovu. Şu an dünyanın en çok satış yapan, en çok konuşulan markası. İlk şovumu Gucci için yapmak inanılmaz büyük bir mutluluktu. Markanın baştasarımcısı Alessandro Michele ile tanışma şansı da cabası. Muhteşem bir deha.

◊ Geçen hafta yürüdüğünüz Burberry defilesine dahil olma sürecinden bahseder misiniz?
- Günde 7-8 seçmeye gidiyorum. Hepsi şehrin farklı lokasyonlarında oluyor. 12 saat boyunca oradan oraya metroyla, taksiyle koşarak... Burberry de onlardan biriydi. Seçmelerini yaptıktan sonra kıyafetli olarak denediler, beğendiler. Sonrasında bir gece önceden şov için onaylandığımı haber verdiler. Tabii ki çok sevindim ama o gece Burberry şovuna heyecanlanmaktansa uyumayı tercih ettim.

Burberry-Gucci-Erdem

◊ Sosyal medya üzerinde, görünümünüzle ilgili bazı tepkiler aldınız... Sizce neden böyle reaksiyonlarla karşılaştınız?
- Bunu Türkiye’deki kadınların özgüvensizliklerine bağlıyorum ve üzülüyorum. Niçin bir kadın başka bir kadına böyle laflar sarf eder, anlayamıyorum. Açıkçası olumlu ya da olumsuz pek bir şey hissetmedim. Bu tip konularda da hepimiz benim gibi bu durumu fikir özgürlüğü çerçevesinde değerlendirip, güzellik-çirkinlik gibi kavramları bir kenara bırakırsak daha mutlu oluruz. Bu tip yorumlar yapan insanlar olumsuzluktan besleniyor. Bense iyilikten ve anlayıştan beslenmemiz gerektiğini düşünüyorum.

◊ En büyük hayaliniz ne?
- Aslında bir modelin gelebileceği en önemli noktaya ulaşmış durumdayım. Bunun bir yukarısı ‘celebrity’ yani ‘ünlü’ olmak; onu da pek istemiyorum. Yakaladığım başarıyı kariyerimin sonuna kadar sürdürmek en büyük hayalim. Çalışmayı çok arzuladığım iki marka var: Givenchy ve Balenciaga. Bu iki markayla da işbirliğine gidersem mutlu olacağım. Ayrıca Türkiye’deki kadınlara örnek olmayı çok istiyorum.

◊ Şu aralar hayatınız nasıl geçiyor?
- İstanbul-Paris-Milano-Londra-New York arasında mekik dokuyorum. Uçak minibüse dönüşmüş durumda. Bir gün gelip okulda proje teslim ederken, öğleden sonra Milano’ya uçup moda haftasında defileye çıkabiliyorum. Sürekli oradan oraya yolda geçiyor hayatım. Blu TV için çekilen bir belgeselde yer aldım, 8 Mart Kadınlar Günü’nde yayımlanması planlanıyor. Şu an Milano Moda Haftası’ndayım ardından Paris’e geçeceğim, döndüğümde ise okula ağırlık vermem gerekiyor. Zaman kalırsa İstanbul Moda Haftası’nda da defileler yapabilirim. Hafta sonları ve boş günlerimde de dergiler için çekimler
yapacağım.

◊ Eğitim demişken; Bilgi Üniversitesi’nde mimarlık eğitimi alıyorsunuz; ilerisi için daha farklı planlarınız var mı?
- Uluslararası anlamda modellik Türkiye’deki gibi ömrünüz boyunca yapabileceğiniz bir şey değil. 25-26 yaşınıza geldiğinizde kariyeriniz bitmiş oluyor. Mimarlık eğitimime devam ediyorum; başarılı da bir öğrenciyim. Modellik kariyerim sonrasında mimarlık yapacağım.