Güncelleme Tarihi:
Kamp organizasyonunun emektarı Gündüz Vassaf ile Büyükada iskelesinde buluşuyoruz. Bir süre sohbet ederek yürüdükten sonra karşımıza kampa katılacak gençler çıkıyor. Bir arada duruyor, kendi aralarında konuşarak tanışıyorlar. Bu arada Vassaf’la sohbetimiz birden kesiliyor. Gözünden akan yaşlardan, titreyen sesinden ağladığını anlıyorum Gündüz Vassaf’ın. Zorla “Mutluluk gözyaşları” diyebiliyor ancak. Yol boyunca anlatılanların ötesinde işte o an kampın sadece hoş bir organizasyon olmadığını, aynı zamanda ileriye dönük bir umut da olduğunu anlıyorum. Vassaf da bunu “Gençler, gezegenli olma bilinciyle türümüzün tarihinde yeni bir aitlik oluşturan, ulusal, dini, etnik, cinsel ve coğrafi kimliklerini aşabilme eşiğinde ilk küresel kuşaklar. Dünyayı değiştirmenin yolu direnişten çok, gençlik-yetişkin birlikteliğinde, suya atılan taş gibi dalga dalga genişlemekten geçiyor” diye ifade ediyor.
Kampa gelen gençlerde de durum farklı değil. Söylediklerinden anlıyorum ki onlar da umutlu ve bir şeyleri değiştirmek için istekli. Kampa katılmayı istemelerinin tek nedeni tatil değil. Hemen hepsi nereye geldiklerini, niçin geldiklerini ve neleri amaçladıklarını biliyor. Kampın hayatlarına katacaklarını da... Kamp sonunda önce kendilerinden başlayacak bir değişimin, ardından bunu hayata aktarma isteklerinin altını çiziyor herkes tek tek. Gençlerin dile getirdiği bir diğer ortak görüş de kampta kuracakları dostlukların daha sonra da devam etmesi.
Dünya onlarla değişecek
Kartal Belediyesi’nin sponsorluğunda Nâzım Hikmet’in edebi mirasçısı olarak Gündüz Vassaf, Adalar Vakfı ve Toplum Gönüllüleri Vakfı işbirliğiyle düzenlenen kamp 28 Ağustos–7 Eylül arasında Büyükada’daki Ada Kartal Tesisleri’nde gerçekleştiyor. Türkiye’nin 80 ilinde çalışmalarını yürüten Toplum Gönüllüleri Vakfı, kampın program ve koordinasyonunu yürütüyor. Türkiye’nin her yerinden seçilen gençler, edebiyat, sözlü tarih çalışması, yerel yurttaşlık, medya okuryazarlığı gibi çeşitli atölyelerle Nazım Hikmet Yaz Kampı’nda bir araya geliyor.
Küresel yurttaşlar duyarlılığında ‘Ben ne yapabilirim?’ sorusu karşısında kampın ana temaları yerel yurttaşlık/kent yurttaşlığı, dünya edebiyatından akraba, yabancı yazarlar ve sözlü tarih. Kültürlerarası diyalog, karşılıklı anlayış, kent, çevre, ekoloji, iklim değişikliği, ayrımcılık gibi evrensel değerler çerçevesinde gençlerle el ele verilip ortak farkındalıklarla, Nazım Hikmet’in ‘Güzel günler göreceğiz çocuklar’ dizelerinin yaşama dönüştürülmesinde birlikte adımlar atılacak.
Adalı gençlerle kaynaşarak gerçekleştirilecek alan araştırmalarında toplumda gençlere yönelik hizmet ve etkinliklerin değerlendirilerek bunların dönüştürülüp geliştirilmesi için adımlar atılacak, kampın çeşitli atölyelerinde, gençlerin çevrelerine, dünyaya yenilikçi bakışlarıyla katkıda bulunmalarının yolları araştırılacak.