Güncelleme Tarihi:
Bütün dünyada sabit kameralı sitcom ve kahkaha efekti antika bir televizyon hatırasına dönüşürken, bizim en iyi komedi yazarlarımızdan birinin bu ‘Çocuklar Duymasın’ ortamında sıkışıp kalmasını kabul etmek zor.
‘Jet Sosyete’ bir ‘Avrupa Yakası’ değil. Olması da şart değil. O bu zamana ait, şimdinin hassasiyetleriyle, gündemiyle bağlantılı bir dizi. En çiçek dönemlerimizden birini yaşamadığımız da aşikâr. Böyle zamanlarda en çok zorlanan alanlardan biri mizah, hatta daha çok televizyon komedileri.
Eski NBC yöneticilerinden Lauren Zalaznick, ülkede işler sıkıntılı olduğunda televizyon izleyicisinin komedi yerine peşin hükme, yargılamaya ihtiyaç duyduğunu, bu tür programları izlediğini söylüyor. Bu nedenle herkesin birbirine girdiği ve intikam dolu duygularla adadan gönderme kudretimiz olan ‘Survivor’ı ‘Jet Sosyete’ye tercih ediyoruz.
Böyle bir ortamda Gülse Birsel çok cesur bir iş yapıyor. Hep aynı şeyi yaptığı, kendini tekrar ettiği eleştirisi de yersiz. Bu işi, yani kentliliği, kaymak tabakayı ve kaymak tabaka gibi yapanları en iyi gözlemleyen yazarlardan biri Birsel. En iyi yaptığı iş yerine başka bir iş yapmasını neden bekleyelim?
‘Jet Sosyete’ de ‘Avrupa Yakası’ ve ‘Yalan Dünya’ gibi fenomenlerini yaratmak üzere. ‘Gündüz’ (Bartu Küçükçağlayan) ve ‘İlayda’ (Deniz Cengiz) şimdiden güçlü adaylar. ‘Zahide Hanım’ın (Ayşenil Şamlıoğlu) durup durup ‘İstanbullu Gelin’in ‘Esma Sultan’ına bağlaması da dizinin en komik esprisi olabilir.
Her şeye rağmen, ‘Jet Sosyete’, insanı hayattan soğutan onlarca dram arasında süper neşeli bir şey yapıyor. Tüm teknik meseleler bir yana, uzun zamandır Birol Güven komedisine kalan dar alana tazelik, ferahlık getiriyor. Sırf bunun için bile bol bol şans vermeye değer.