Göçün, bir aileyi değiştirmemesi, aidiyet duygusunu zedelememesi imkânsız

Güncelleme Tarihi:

Göçün, bir aileyi değiştirmemesi, aidiyet duygusunu zedelememesi imkânsız
Oluşturulma Tarihi: Ağustos 24, 2018 08:58

‘Şarkısı Güzel’ Dilek Neşe Açıker’in yeni kitabı... Annesini hiç bilmemiş, görmemiş bir müzisyen Neva’nın hayatını anlatıyor. Kahramanımız 26 yaşına bastığı gün kapısı çalınıyor, karşısında ufacık bir çocuk... Eline bir mektup tutuşturduğu gibi toz oluyor. “Sevgili Neva” diye başlayan, ‘Reng-i Dil’ imzasıyla biten mektup bu... İçinde neler yazdığını yazarımızdan dinleyelim...

Haberin Devamı

Sizin de bir gün kapınız çalınsa, hiç tanımadığınız bir çocuk elinize bir mektup tutuştursa ne yaparsınız?

- Neva gibi üzerinde düşünmem, hemen harekete geçerim. O an kapıdan çıkar, mektupta bahsedilen telakigâhı bulmaya çalışırım. Olayı didik didik etmeden rahat etmem.

 Okurken telakigâh diye bir yer var sanmıştım ama yokmuş galiba?

- Bunu söyleyen ilk kişi değilsiniz. Yayınevindekiler de okuyucular da böyle bir yer var zannetti. Telakigâh, Osmanlıca’da kullanılan, Farsça kökenli ‘kavuşma yeri’ anlamına gelen bir kelime. Kitabı yazarken, insanların sır saklama konusundaki zayıflığını düşündüm, böyle bir yerin var olması gerektiği hissine kapıldım. Burayı, sır sakladığımız ve bu sırları geleceğe bıraktığımız bir yer olarak tasarladım. Mirasçılar yıllar öncesinden gelen sırlara o mekânda kavuşuyor. Keşke birileri gerçekten böyle bir gelenek başlatmış olsaydı.

Haberin Devamı

Aidiyet duygusu yaşayan biri değilim

 Kendisinden saklanan sırları keşfederken “Köksüzlük benim nazarımda ruhun aynasında bir sonraki nesli, belki de sonraki nesli esir alan bir inikâstır” diyen bir Neva var. Size kökü, köksüzlüğü, kan bağını sorgulatan ne?

- Neva’yla bu konuda benziyoruz. Ben de aitlik duygusu yaşayan biri değilim.

 Toprağa mı aileye mi; neye aidiyet duygunuz yok?

- Hiçbirine. İnsan değişiyor. 20 yıl önce “İstanbul’dan başka bir yerde yaşayamam” dediğim günler oldu ama bugün dünyanın herhangi bir yerinde yaşayabilirim. Çocukken de aitlik duygum yoktu. Bu, bir yeri, bir kimseyi sevmemek anlamına gelmiyor. Kitaptaki köksüzlük kavramı, dünyada bitmek bilmeyen göç mevzuuyla ilgili. Benim ailem Balkan göçmeni. 500 yıldır bir yerde yaşarken başka bir yerde yaşamaya zorlandılar. Bunun bir aileyi değiştirmemesinin, aidiyet duygusunda bir zedelenmeye neden olmaması imkânsız gibi geliyor. Babam da bir uyumsuzdu. Ailede çok fazla uyumsuz vardı. Bunu kötü anlamda söylemiyorum ama o bağlılık hissini zayıflatmıştı neticede. Bugün de mülteciler için bir adaptasyon sürecinden bahsediliyor. Yeni çevreye uyum sağlamaya çalışıp kendi benliğinden uzaklaşmak zorunda kalmak, insanın içinde baskılanmış bir sürü değişik duyguya dönüşüyor ve bu, nesilden nesle aktarılıyor.

Haberin Devamı

 Bu aktarımı hissettiniz mi?

- Hep hissederim. Genetiğinizle oynanır gibi varoluşunuzla oynanması sizi biraz mutant bir karakter haline getiriyor. Genelleme yapmak doğru değil ama en azından bizde böyle bir tesiri oldu. Anlatmaya çalıştığım, bunun bir yansıma olduğu. Hep bir gitme isteğim vardı. Gidip geri dönmek de olabilir ama hep uzaklaşmak isterim. Ayağım hiçbir zaman yere sağlam basmaz. Aileye gelirsek, kan bağı zorunlu bir beraberlik dayatıyor. Küçük ailemi severim ama herkesin gerektiğinde kendi yoluna gidebilecek kadar bağımsız olmasını tercih ederim. Aile bağlarının da insanları bir arada tutması gerektiğini düşünmüyorum.

Göçün, bir aileyi değiştirmemesi, aidiyet duygusunu zedelememesi imkânsız


İstanbul’da hafızam silinmiş gibi...

Haberin Devamı

 Neva kim olduğunu çözmeye çalışırken toplum üzerine de sorular soruyor. Romanınızın sosyolojik bir yönü de var mı?

- Bu, özellikle yaratmak istediğim bir arka plandı. Toplumun küçük bir kesiminin fotoğrafına bakıyor, daha geniş kesimi üzerinde düşünmeye sevk ediyor. Neva’nın annesi Neveser’in hikâyesini dinlerken aradan geçen 20 yılda toplumda nelerin değiştiğini de görüyoruz. İçinde yaşadığımız şehir çok değişti. Üniversite dönemlerimdeki İstanbul’la bugün içinde yaşadığım İstanbul iki başka şehir. Hafızam silinmiş gibi hissediyorum. Çocukluğumda evimizin karşısında, Vatan Caddesi’nde bir lunapark vardı. Gözümün önünden ilk o uçup gitti. Sonra müzik dinlediğim mekânlar, sinema salonları birer birer kapandı ya da değişime uğradı. İnsanlar da değişti. Tanıdığım insanların çoğu artık bu şehirde yaşamıyor. Binalarla birlikte insanlar değişti; yollar, yer tariflerimiz değişti. Bunu birileri dinamizm gibi tanımlayabilir ama İstanbul’da doğmuş büyümüş benim için anılarımın üstünün çizilmesi demek...

Haberin Devamı

Evde müzik sesi yoksa maç sesi vardır

Devlet Konservatuvarı’ndan mezun bir müzisyensiniz. Söz yazarlığı ve bestecilik yaptınız; sonra metin yazarlığı, derken spor yazarlığı ve akabinde de öykücülük/romancılık... Kafanız mı karışık?

-Değil (gülüyor.) Birçok işi bir arada yapanlardan biriyim sadece. Çoğu yazmakla ilgili zaten. Müzik sektöründe uzun yıllar çalıştım, daha da çalışırdım ama talihsiz bir olay yaşadım, mesleğimi de etkiledi.

 Menajeri olduğunuz Barış Bey’in (Akarsu) vefatını söylüyorsunuz.

- Evet. Onun vefatı beni başka bir şey yapmaya itti. Çünkü hayatım bıçak gibi kesilmişti. Biz birbirimize çok bağlıydık. O tür bir bağlılığı yeniden yaşayamayacağımı düşündüm. Kendimi çok yorgun hissettim. Sonra hayatıma spor yazarlığı girdi.

Haberin Devamı

 Haftada yedi-sekiz futbol maçı izlediğiniz doğru mu?

- Doğru, izlerim. Birçok ligi takip ederim. Evde müzik sesi yoksa maç sesi vardır. Babam Fenerbahçe’yi benden ve kardeşimden daha fazla seviyordu. Bundan çok eminim. Sülalemizde profesyonel olarak futbol ve basketbolla ilgili bolca insan var. Babam sayesinde 3-4 yaşımdayken İngiliz ve Alman takımlarının ilk 11’lerini ezbere sayardım. Yazlıkta çekirdek paketlerine kum doldurur, BJK-FB kavgası yapardık. Futbola çok maruz kalarak büyüyünce sevmemenize imkân yok, hep de hayatımda oldu. Türkiye’de spor medyası sert bir ortam ve çok eril. Mutsuz olmaya başladığım yerde bıraktım.

Göçün, bir aileyi değiştirmemesi, aidiyet duygusunu zedelememesi imkânsız

Şarkısı Güzel Dilek Neşe Açıker Doğan Kitap 262 sayfa 25 TL

 

 

 

BAKMADAN GEÇME!