Güncelleme Tarihi:
Bu haberi okuyan çoğu kişi hayatı boyunca bir ya da birkaç kritik sınava girdi. Belki bu nedenle içinizden “Ne var bunda, hepimiz geçtik aynı yollardan” diyorsunuz ama acele etmeyin. Çünkü bu yıl sınavın ‘dokunduğu’ insanların stres katsayısını arttıran özel bir durum var: 2012-2013 eğitim-öğretim yılında 4+4+4 sistemine geçilmesiyle okula başlama yaşı 60 aya çekilince
6 ve 7 yaşlarındaki çocuklar okula birlikte başladı. İşte o öğrenciler bu yıl 8’inci sınıftan mezun olacaklar. Bu da zaten
1 milyon öğrencinin girdiği sınava bu yıl 1 milyon 600 öğrencinin gireceği anlamına geliyor. Okulların kontenjanlarıysa değişmedi, bu da öğrenciler arasındaki rekabeti katlıyor.
Sadece öğrencilerin mi? En az onlar kadar bu işe angaje olan, strese girip yükünü çeken bir kesim daha var: Anneler. Önceki yıllarda çocukları büyük sınıflara giden tanıdıklar uyarmaya çalışsa da kendi başıma gelip gerçekle yüzleşmeden ne olduğunu tam olarak anlamamıştım. Abarttıklarını düşünüyordum.
Tehlikenin farkında mısınız?
Okul yönetimleri beden, resim, müzik gibi dersleri kaldırıp yerine deneme sınavlarını koyduğunda işin ciddiyeti anlaşılmaya başlıyor... Ama asıl açılış, ‘bilinçli’ velilerin senenin hemen başında oluşturduğu ‘LGS anneleri’ WhatsApp grubu ile yapılıyor. Gece yarılarına kadar eğitim sisteminin, okulun, öğretmenlerin irdelendiği bu gruplar insanın zaman zaman tansiyonunu yükseltiyor. Aile içi ilişkiler bozulabiliyor. Maalesef babalar çok etkin rol oynamadığından anne gerginliğine kimi zaman anneanne, kimi zaman babaanne baskısının eklendiği de oluyor.
Sınav haziran ayında ama konuştuğumuz öğretmen Ali Öğmen’in de söylediği gibi sınav takvimi açısından “3 aylara girdik”... Ebeveynler, özellikle de annelerlede ‘çektiklerini’ konuştuk ve uzmanlarla yardımcı olacak bir yol haritası çıkarmaya çalıştık.
Hürriyet Eğitim Servisi Müdürü Nuran Çakmakçı
Sorunlardan biri de annelerin hemcinsleriyle girdiği rekabet
* Sınav stresi denilince ailelerde çocuklardan kimi zaman daha büyük bir telaş var. Gözlemleriniz neler?
Bence eğitim sisteminin en önemli sorunu anneler. Kendilerince saçlarını süpürge edip çocuklarını en iyi okullara sokmak, sonra da bununla gururlanmak istiyorlar. Sıkıntıdalar ve maalesef çevreleri için de sıkıntı yaratıyorlar. Babalarsa çocuklarıyla para vermek dışında ilgilenmiyorlar maalesef... Bir başka sorun da annelerin hemcinsleriyle girdiği rekabet. Sınav kaygısını yaratan da bu yarış. Okulları zorluyoruz. Her şeyin merkezinde duruyoruz. Ama bunu besleyen okullar da var tabii.
* Bu yıl sınava geçen yıldan 600 bin fazla çocuk girecek. Hepsi başarılı olsa da okulların kontenjanı kısıtlı...
Aslında kontenjanlar henüz netleşmedi. Sayı arttığında pastadan pay almak zorlaşıyor, bu da herkeste daha fazla kaygı yaratıyor. Bildiğim kadarıyla şu anda var olan sistemde devlet okullarında kapasite yetersiz. Kısa süre önce bu işlerden sorumlu bakan yardımcısı Mahmut Özer’le konuştum. Bazı önlemler alıyorlar. Biliyorsunuz Anadolu liseleri, fen liseleri, imam hatip gibi okul türleri var. Muhtemelen az tercih edilenlerin kontenjanlarını Anadolu liselerine aktaracaklar.
* Sistemde neyi değiştirmek lazım sizce?
Sınavı bu kadar değerli kılan Türkiye’de diplomanın kapı açması. İçi dolu ya da boş fark etmiyor, diplomaya gereğinden fazla anlam yüklüyoruz. Dünyada durum böyle değil. Öyle bir hale geldi ki insanlar çocukları daha iyi eğitim alsın diye ülkeyi terk ediyor... Devletin yapması gereken şu: İstanbul Erkek Lisesi, Galatasaray Lisesi ya da Robert Kolej ayarındaki okulların sayısı ve ulaşılabilirliğini arttırılırsa bu tıkanıklık aşılabilir.
Neyle karşı karşıya olduğumuzu bu yıl anladık
Özlem Altay
Önceden, sınava girecek çocukların ailelerinin neden bu kadar gergin olduklarını anlamıyorduk. Sonra çevremizdeki herkes bir anda sadece bu konuyu konuşmaya başladı. Biz, “Daha bir buçuk yıl var” diyorduk ama meğer dershaneleri, kursları ve özel dersleri o zamandan planlamak gerekiyormuş. İtiraf etmeliyim ki neyle karşı karşıya olduğumuzu bu yıl anladık. Bu, çocuğun tek başına geçirebileceği bir süreç değil. Gerilimi hep birlikte yönetmeye çalışıyoruz.
Beykent Üniversitesi Çocuk ve Ergen Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Neslim G. Doksat
Kaygı bozukluğu yaşayan velinin tedavi görmesi şart
* Sınav koşulları ağırlaştıkça hem çocuklar hem de ailelerin yaşadığı stres artıyor. Buna bağlı olarak ne gibi tablolar görülebiliyor?
Ailenin aşırı başarı beklentisi en çok çocuğa zarar veriyor.
* Veli gruplarından aldığım izlenim bu duruma biraz da annelerdeki kaygı bozukluklarının yol açtığı yönünde. Sizin gözlemleriniz nasıl? Bu sadece çocukla ilgili bir durum olmasa gerek, ne dersiniz?
Evet, çocuğun sınav kaygısı bozukluğuna yol açan nedenler arasında genel olarak başarı beklentisi yüksek aile profilleri var. Bu ebeveynlerin bir kısmı açık ve net olarak çocuklarından yüksek bir başarı beklediklerini ifade ediyorlar. Ebeveynlerin bazılarında bir şeylerin yolunda gitmeyebileceğine dair aşırı kaygılı bir ruh hali görülüyor. Bunlar, mükemmeliyetçi, kaygılı, aşırı koruyucu-kollayıcı, otoriter ve/veya baskıcı ebeveynler. Bir kısmı, zamanında kendilerinin gerçekleştiremediği hayallerini çocuklarının üzerinden yaşamak isterken, bir kısmı kendileri kaygı bozukluğu yaşayan kişilikler.
* Çocukla ilgilenirken anne-babaları da iyileştirmeniz gerekiyor o zaman...
Kesinlikle. Kaygı bozukluğu tanı kriterlerini karşılayan ebeveynlerin, mutlaka bir psikiyatrdan ebeveyn danışmanlığı almaları ve gereken durumlarda kaygı bozukluğu tedavisi görmeleri şart.
Sağlıklı anne-baba davranışı nasıl olmalı?
* “Elinden gelenin en iyisini yapmanı, çaba harcamanı bekliyoruz. Sonucun, senin için iyi olmasını diliyoruz. Her durumda yanındayız” demek en doğrusu.
* Ebeveynler çocuklarına sürekli olarak ‘çalış’ komutu vermemeli, sadece en uygun çalışma düzenini belirlemeleri konusunda kılavuz olmalılar.
* Çocukların başarısı başka öğrencilerle kıyaslanmamalı, onları incitecek veya demotive edecek ifadeler kullanılmamalı.
* Seçilecek hedeflerde ebeveynin kendi beklentisi değil, çocuğun ilgisi, yeteneği ve kapasitesi esas alınmalı.
* Kaygı bozukluğu yaşayan veya hatalı ebeveyn tutumu sergileyen anne ve babaların da bir psikiyatrdan destek almaları gerekiyor.
VELİLER YAŞADIKLARINI ANLATIYOR
Öğretmenler rahat gelsin diye taşındık
Ayça Ergün
Okulumuz bu sene LGS’ye yönelik çalışmalara başladı; deneme sınavları, etüt çalışmaları yapıyorlar. Eğitimci olmamama rağmen yeterli olduğunu düşünmüyorum. Sınav nedeniyle hayatımızda büyük değişiklik oldu. Ders aldığı öğretmenlerin gelebilmesi ve okulunun Avrupa yakasında olmasından dolayı oğlumla Avrupa Yakası’nda, anneannede yaşamaya başladık. Eşim Anadolu Yakası’nda kendi evimizde, günaşırı geliyor.
Aileler birbirinden bilgi saklıyor
R. Ç.
Sınav stresi hayatımızın merkezine oturdu, tek kelimeyle içim içimi yiyor. En önemli soru: N’olacak bu çocukların hali, geleceği? Aileler birbirinden bilgi saklıyor, çocuklar hocadan hocaya, etüt merkezinden kurslara koşarken birbirlerinden uzaklaşıyor, deneme sınavları sürekli ‘başarısız’ olduğunuz gerçeğini yüzünüze vuruyor. Bu baskılar yüzünden kızımla ilişkimiz maalesef çok dengesiz.
Erken menopoza girdim
E. U.
Sürekli bir gecikme duygusu yaşıyorum. Uykularım bozuldu. 40’lı yaşlarda erken menopozla tanıştım. Psikolojik ilaçlar değil ama hormonal destek alıyorum. Doktorum buna yaşadığım aşırı stresin neden olduğunu söyledi.
Tüm ailemiz etkilendi
A. O.
Sınav baskısı tüm aileyi etkiledi. Babaannemiz bizimle yaşıyor ve oğlum düşük not aldığında inanılmaz tepki veriyor. Eşimle aramız bozuldu. Sınav yaklaştıkça gerilim daha da artacak gibi görünüyor.
Çocuklardan çok aileler yarışıyor
Funda Koçak
Oğlumun pazar günlerini istediği gibi değerlendirmesi için boş tutmaya çalışıyoruz. Aksi durumda haftaya negatif başlıyor. Onun bilgisi dışında notlarını, denemelerdeki başarısını takip ediyorum. Gerekli konularda dershanedeki hocalarıyla koordine oluyoruz. Benim gördüğüm, çocuklardan çok aileler yarışıyor. Özellikle anneler olarak kendimizi frenlememiz lazım.
Sürekli bir vicdan azabı
Yıldız Şahinler
Çocuklarımdan biri geçen sene lise, diğeri üniversite sınavına girdi. Kendimi her türlü sonuca hazırladım. Sürekli bir vicdan azabı vardı içimde. Arkadaşlarımın bu yıl sınava girecek çocuklarına da yardımcı olmaya çalışıyorum.
Psikolojik destek aldık, nefes terapisi yaptık ama...
Hilal Gül
LGS süreci bizim gibi sporcu anneleri için çok daha stresli geçiyor. Haftanın beş-altı günü yolculuk dahil, dört saat de spora ayırmak zorundayız. Dershane programına uyum sağlayamadığımızdan özel ders almaya başladık. Hep planlı olmak zorundayız. Anne olarak işin bu kısmını üzerime aldım. Maddi yıpranma dışında manevi yıpranma da söz konusu. Eskiden çocuğumla antrenmana giderken yolda eğlenirdik ama şimdi birbirimize sesimizi yükseltiyoruz. Birkaç seans psikolojik destek aldık, nefes terapisi uyguladık ama bu stresli süreç sona ermeden netice almak zor.