Güncelleme Tarihi:
Melis: Gizem, sen 'Ağlayan Sumo' yarışmasını biliyor musun canım?
Gizem: Efendim? O da neymiş öyle!
Melis: Bir Japon geleneğiymiş. Geçen televizyonda gördüm. Ağlamanın sağlıklı olduğuna inandıkları için çocukları korkutup korkutup ağlatıyorlarmış.
Gizem: Korkutmanın manyakça olduğunu önemsemiyorlarsa demek… Ben hep diyorum, üremek için ehliyet alma zorunluluğu gelsin tüm dünyada diye…
Melis: Yahu geçen bizim eczacının kalfasıyla konuşuyordum. Bebekken çocuğunu şakasına bir kez korkutmuş, çocuk kekeme olmuş sonra. Adam bin pişman. Şimdi konuşma terapileri bilmem ne... Yazık günah, ruh hastası mısınız, bir de bunun yarışmasını düzenliyorsunuz!
Gizem: Ama mesela bu kış gündem olmuştu; İsveç’te aileler bir kafeye girdiğinde bebeklerini pusetlerin içinde kapıda bırakıyor. Hem soğuğa alışsın istiyor hem de içerinin daha mikroplu olduğunu düşünüyorlarmış. Tabii suç oranı o kadar düşük ki ülkede, bizim bunu anlamamız mümkün değil. “Bebek ağlarsa nasıl duyuyorlar” diye sormuştum oraya giden bir arkadaşıma. “Her pusetin içinde bir telsiz ya da kamera var” demişti.
Melis: Biliyorsun Ruslar da sağlıklı olsun diye buz gibi suya sokuyorlar bebeklerini. Haydi belki bunun bir nebze mantığı olabilir gibi ama yine de çocukcağız birdenbire o buz gibi suya girince deliye dönüyordur.
Gizem: Birdenbire o soğuk suya soktuklarını düşünmüyorum. Ben bir defa ekim ayında gitmiştim Rusya’ya, valizimde ne kadar kıyafet varsa hepsini üst üste giymiştim. Yani suyla dışarının soğukluğu 2-3 derece fark ediyordur en fazla. Ha, bir de o soğuğa alışmanın başka bir yöntemi olmayabilir (gülüyor).
Melis: Fakat yani biz burada çocuklarımızda travma yaratmayalım diye 8 bin takla atıyoruz, adamların geleneklerine bak... Biz de biraz fazla el bebek gül bebek büyütüyoruz, farkındayım. Ekâbir bir nesil yetişiyor sanki (gülüyor). Ama yani doğum gününde çocukların kafasını yere vurma geleneği nedir Allah aşkına? Eski bir İrlanda geleneğiymiş…
Gizem: Eskidir o, eski çağlarda filan belki (gülüyor.) Her ülkenin alışkanlıkları farklı tabii. Bir arkadaşım da kızı 3 yaşındayken Hollanda’ya taşındı ve kızını direkt kreşe verdi. Uzun bir süre kahvaltıda çocuklara sadece marmelat ve ekmek verilmesine alışamadı. Ama misal ben yurtdışında yaşarken de İtalyan komşularımız bizim kahvaltıda yediklerimize inanamayıp “Bunların hepsini tek bir öğünde, üstelik sabah mı yiyorsunuz” diye şoke olmuşlardı.
Melis: Hollanda’da kahvaltıda çocuklara kahve de veriyorlarmış. Oysa çocuklar için çok zararlı diye biliyorum ben kardiyolojik olarak.
Gizem: Bizde de garip gelenek ve alışkanlıklar var. Elin İsveçlisine, Japonuna laf etmeden önce kabul edelim bence. Akşam ezanında ağlayan çocuğun ağzına terlikle vurmak, boyları uzasın diye selada çocukları sallamak… Yeni doğan bebeklerin anne östrojeni sebebiyle şişen memelerini, ağrı yapar diye sıkmak… Neler gördü bu gözler. Bebeğin azıcık çıkan saçlarını kazıyıp sarımsakla ovan biliyorum ben, daha gür çıksın diye… Bizim memleket Rusya kadar soğuk olsaydı çocukların beşiği karın içine kurulurdu bence (gülüyor).
Melis: Ay ben bunları ilk kez duyuyorum. Eskidendir o ya, çağlar öncesinden belki (gülüyor). Bak benim başıma da ne gelmişti… İlk regl olduğum gün anneme koştum hemen tabii. Annem birden suratıma tokat attı. Şoke oldum. Hayatında bana fiske vurmamıştı annem. “Neden yaptın” dedim. “Anneannen de bana vurmuştu, vurulurmuş öyle ilk kez regl olan kızlara” dedi.
Gizem: Yanakları al al olurmuş kızların. Tokattan sanılsın, regl olduğu anlaşılmasın diye duymuştum ben.
Melis: Kızlar genç kız olunca aklını başına alsın diye yapıyorlarmış diye duydum ben de. Aklını başından aldıklarını fark etmiyorlardı sanırım.
Gizem: Olabilir, o kadar saçma bir şey ki farklı cevaplar uydurma gereksinimi duymuşlar herhalde.
Melis: Diyeceğim o ki, gelenek diye sorgusuz sualsiz hiçbir uygulama yapmamak lazım çocuklara. Tüm dünya ebeveynlerini aklını başına toplamaya davet ediyorum buradan.
Gizem: Bu uluslararası seslenişinin özellikle İrlanda’da yankı bulacağına eminim (gülüyor). Okurlarımızın bildiği farklı gelenekler varsa, bize @hurriyetcocuklahayat Instagram hesabı üzerinden yazsınlar, paylaşalım bence.
Melis: Merakla bekliyorum…
HADİ GİDELİM
Minik şefler mutfakta
EKS Mutfak Akademisi, mutfağa meraklı minikler için ‘Çocuk Şefler Mutfakta’ başlıklı bir atölye yapıyor. Menüde cheddar’lı burger, fırında el yapımı patates, el yapımı kokteyl sos ve ikram olarak milkshake var. 2 saatlik atölyede çocuklar önce pişirip sonra yaptıklarını yiyecekler…
Yer: İstanbul, Koşuyolu, EKS Mutfak Akademisi
Tarih: 3 Haziran Cumartesi
Saat: 13.00
Yaş: 9-12
İletişim: (0216) 325 15 00
Ücret: 600 lira
‘Çizmeli Kedi’ sahnede
Klasik hikâye ‘Çizmeli Kedi’den uyarlanan müzikli oyun, çocuklara eğlenceli zamanlar vaat ediyor.
Yer: Ankara, Actor Studio Panora AVM
Tarih: 4 Haziran Pazar
Saat: 13.00
Yaş: Her yaş
İletişim: (0555) 992 52 82
Ücret: 101,75 lira
Usta sihirbazdan etkileyici gösteri
Yılların sihirbazı Sermet Erkin çocuklar için bir kez daha sahnede… Ülkemizde bugüne dek 4 bin 500’den fazla gösteri yapan usta sihirbazı izlerken çocuklar gözlerini bir an bile sahneden ayıramayacak.
Yer: Barış Manço Kültür Merkezi
Tarih: 4 Haziran Pazar
Saat: 13.00 ve 15.00 saatlerinde iki seans
Yaş: Her yaş
İletişim: (0216) 418 95 49
Ücret: 134,50 lira
Fındıkkıran’ı izlemeden olmaz
Klasik bir bale eseri olan ‘Fındıkkıran’ çocuk versiyonuyla sahnede. Bu etkinlikte Öykü Sanat İstanbul öğrencileri dans ederken, profesyonel tiyatro oyuncuları da onlara eşlik edecek.
Yer: KKM Gönül Ülkü ve Gazanfer Özcan Sahnesi
Tarih: 5 Haziran 2023
Saat: 18.30 ve 20.30 saatlerinde iki seans
Yaş: 3 yaş ve üzeri
İletişim: (0216) 658 00 14
Ücret: 168 lira