Güncelleme Tarihi:
Kahvaltı, günün en sağlıklı yemeği” denir. Doğru herhalde. Ama doğrusunu isterseniz ben bu zevkten, kültürden ve yaşam tarzından mahrum yaşıyorum. Çekim günleri kahvaltı fırsatım olsa bile, kim iyi bir kahvaltı edip sonra saatin onunda tattığı ciddi yemeklerin hakkını verebilir ki? Ayrıca balon gibi olurum herhalde hem kahvaltı hem ciddi öğle yemeği yesem. Evde de yaşam şartları imkânsız kılıyor. Sabah 5.30’da uyanıp, Ceylan Handan’ı besleyip, dayak yer gibi evden çıkıyoruz hafta içinde. Hanımın vakti yok. Olsa bile Amerikalıların kahvaltıda yediği tatlı waffle, pancake falan beni açmıyor. Son zamanlarda bulduğum çözüm, ağzıma biraz kuruyemiş ve kurutulmuş meyve (bazen taze) atmak ve bir bardak, içinde limon olan su içmek.
***
Belki böylesi daha iyi. Bize özgü harika bir serpme kahvaltıyı özlüyorum. Diyarbakır’da Kahvaltıcı Mustafa örneğin... 12.5 TL idi ve adeta gerçeküstüydü. Geçen yaz da Leyla Tabrizi’nin Sudan’ında kalırken, kahvaltı o kadar iyiydi ki ceviz ağaçlarının gölgesinde, taze meyve suyu içerek ettiğimiz kahvaltıları düşündükçe acıkıyorum.Sorun şu ki böyle bir kahvaltı yaptıktan sonra öğlen acıkamıyorum. Yazın bu özellikle bir sorun çünkü gittiğiniz her plaj sizden bir şeyler ısmarlamanızı bekliyor. Ismarlamayınca da kendimi suçlu hissediyorum.
Ama İstanbul’da böyle bir sorun yok. Galata’daki Privato gerçekten çok iyi bir kahvaltıcı. Malzemeler özenle seçilmiş, fabrikasyon hiçbir ürün yok. Mekân son derece sevimli, canayakın. Trendleri değil, mal sahibinin zevkini ve değerlerini yansıtıyor. Böyle bir mekân ancak İstanbul’da bulunabilir. Belki can cekişen ama hâlâ Doğu ile Batı arasında bir köprü olma özelliklerini koruyan İstanbul’da... Değerini bilenler de bizden çok, yabancılar. Artık tek tük kalan Batılı yabancılardan bahsediyorum. Özellikle de gençler. İki kişilik serpme kahvaltı 80 TL. Bugünlerde Boğaz manzaralı yerlerde standart. Evet, tadına baktım. Bana göre değil; çünkü Moda’da alışveriş edip daha kaliteli bir kahvaltı masası kurmak mümkün. Maliyeti aşağı çekmek temel kaygı diyelim bu tip manzaralı kahvaltılar için.
ŞEKERSİZ REÇELLER
Gerçekten zıtların bir arada olduğu bir kent İstanbul. Privato’da dört-beş çeşit ev reçeli veriliyor. Mevsimine göre değişiyor. Değişmeyen şey, şekersiz olmaları. Köy peynirleri de değişiyor. Altı-yedi çeşit. Süpermarketlerden alınmış ve süttozundan yapılmış, kauçuk lezzetinde ve plastiğe sarılı peynirler değil bunlar. Antakya’nın sürk peyniri genelde bulunuyor ve denenmeli. Çerkes acukası da başka yerlerde kolay kolay bulunmayan nefis bir lezzet.
O akşam, adını vermeyeyim, çok lüks ama mutfağı kibrinin ve şöhretinin çok gerisinde bir lokantaya gidiyordum. Sürk peyniri, Çerkes acukası ve ev yapımı olan fındık ezmesinden biraz istedim ve altı kişiye ikram ettim. En azından aç kalmadık! Başka güzel sürprizler de var serpme kahvaltıda. Örneğin Bolu’dan manda kaymağı, Bitlis’ten şekersiz doğal bal. Trabzon Vakfıkebir tereyağı piyasada paketlenmiş olanlardan iyi ama genelde ben kalitenin düştüğünü düşünüyorum. Herhalde yeni ve eski yağları karıştırıyorlar. Oradayken yediğim ve köy pazarlarında bazen bulunan otantik tereyağlarını İstanbul’da bulamıyorum.
***
Zeytin çeşitleri de etkileyici. Didim, Kaz Dağları, Bodrum ve Fethiye gibi farklı bölgelerin zeytinleri. Ne kadar şanslıyız ülkemizin bir zeytin cenneti olmasından dolayı. Sıcaklar da yabana atılır gibi değil Privato’da. Ayrı ısmarlamak gerekiyor. Örneğin pancake ABD’de yediklerimden çok iyi. Peynirlisi de var, tatlı olanı da. Gözleme iyi. Gerçek köy yumurtası bulunuyor. Hellim peyniri benim çok ilgimi çekmiyor ama sucukları iyi.Bir de mercimek çorbalarının tadına baktım. Acımsı ve çok iyi. Bu yazıyı yazarken canım çekti. Hanımdan rica ettim. ABD’de master yaparken Ceylan’a epey emeği geçmiş ve hem güzel hem iyi bir kız olan Yıldız’dan öğrendiği mercimek çorbasını yarın pişirecek. Patates ve domates ezmesi, soğan ve tereyağı ve basmatı pirinçli mercimek çorbası. “Privato ve Kaan Sakarya’nın mercimek çorbalarıyla kıyaslayacağım, ona göre” dedim. Korkudan dizleri titriyor tabii ki! Şaka. Şaka. Beğenmezsem akşam kuruyemişe talim ettirir beni.