Güncelleme Tarihi:
Hollywood sarışınlığı diye bir kavram varsa bunun yeni karşılığı o olmalı. Filmde Tom Cruise’a eşlik eden Sarah Wright ancak Amerikan televizyon izleyicisinin aşina olacağı bir isim. Bir tür Jessica Simpson’ın ‘geliştirilmiş’ ve ‘akıllanmış’ versiyonu. ‘Barry Seal: Kaçakçı’ da onun için gecikmeli bir ‘şeytanın bacağını kırma’ filmi. İlk kez büyük bütçeli, yüksek beklentili bir yapımda ‘yan’ rolde. Filmin son derece ‘pop’ tadı ve ‘önceki bölüm klibi’ kurgusu sayesinde neredeyse ‘figüran’ seviyesine çekilen sahneleri dışında, ‘oyunculuğunu’ gösterebildiği 3-4 sahne var.
İlk bakışta sarı saçı, hokka burnu, saten gecelik içinde kusursuz salınışı sayesinde rolü kaptığını düşünmenizde hiçbir sakınca yok. Aktör eşi Eric Christian Olsen de aynı fikirde. Birlikte katıldıkları bir söyleşi programında birbirlerine ilk kez karşılaştıklarında neler düşündüklerini itiraf ederken benzer noktalara vurgu yapıyor.
Yaş farkı malum. Tom Cruise’un ‘Top Gun’ yılları, Wright’ın gençlik yıllarına denk geliyor. Gözlerinin ışıltısından anlıyoruz ki bugün 30’larındaki kadınlar için Tom Cruise, Oprah’ın koltuğundan zıplayan bir Scientology maymunundan çok, yaşlanmayan bir poster çocuğu. “Hayatımda, kalbimin bu kadar hızlı atabileceğini düşünmezdim!”
‘Barry Seal: Kaçakçı’, Sarah Wright için bir tür ‘şeytanın bacağını kırma’ filmi sayılır. Yönetmen Doug Liman, tıpkı Tom Cruise gibi amatör bir pilot.
YANLIŞ EŞLE YAPILAN ANLAŞMA!
Barry’nin ‘asıl’ eşi hâlâ hayatta, hatta filme ilişkin açılan davaların birinde başrolde. Film es geçse de Barry aslında üç kez evlenmiş ve ilk evliliğinden çocukları var. Filmde izlediğimiz, aslında ‘üçüncü eş’. İlk eş ve çocuğu çıktı, yapımcılara “Yanlış eşle pazarlık masasına oturdunuz” diye dava açtı. Wright, Seal’ın eşiyle tanışmamış fakat yapımcı aracılığıyla tanışmış kadar olmuş, birçok gerçek hayat anekdotu toplamış. Uçaktaki seks sahnesi de bunlardan biri olabilir mi? “Evet! Tabii ki!” diyor kahkahalar eşliğinde. Yuvarlak masa etrafındaki herkesin gözünden yükselen heyecan sonrası, bir tık geri vites: “Hahaha... Belki... Bilmiyorum. Şurası gerçek: Onun sayesinde hikâyeyi daha eğlenceli ve gerçek kılabildik.”
İşin gerçeği tartışmaya açık fakat eğlenceli olduğu kesin. Aslında son derece politik ve dramatik potansiyele sahip kumaş, yer yer ‘video klip’ tadında geçişler ve anlatımlar sayesinde daha çıtır, daha çerez bir forma dönüşüyor. Bu, bilinçli bir tercih olabilir mi? Filmin yönetmeni Doug Liman’a ilk soru bu: “Olması gerektiği kadar politik bence. Bir dönem filminden dolandırıcılık tarihinin en ‘insani’ hikâyesini anlatmaya yöneldik.”
EN PAHALI DUBLÖR
Barry Seal’ın hikâyesi bir Hollywood yapımcısı gözünde bir ‘cevher’, Liman’a göre bir tür “hayatın sana verdiği sınırların ötesine geçmeyi kutlarcasına yaşayan” bir hayat bu. Liman, aynı zamanda tıpkı Tom Cruise gibi amatör pilot ki bu da filmin çekim hikâyelerini çok daha gerçek ve enteresan kılıyor. Liman ve Cruise’daki ‘Barry Seal’ sempatisinde de bunun etkisi olabilir mi? Arkasına yaslanıp ellerini ovuşturduktan sonra: “Uçmak ve kuralları yıkmak/sınırları aşmak arasında tehlikeli bir ilişki var. Uçmaya meraklı herkes, bir şekilde tuhaf bir tahrik duyar kurallardan ve sınırlardan. Tom ile birlikte Barry’yi daha sempatik gösterme gibi bir çabamız olmadı fakat cesaretinden ve uçuş becerisinden etkilenmemek elde değil tabii.” Arada sık sık “Tom Cruise adına da rahatlıkla konuşabilirim” demesinin sebebi, Cruise’un uzun süredir basınla konuşmaması, film tanıtımı için bile röportaj vermemesi.
‘Barry Seal: Kaçakçı’da havada geçen çoğu artistik sahne Tom Cruise prodüksiyonu. Sessiz ve sakin seyrederken, eğlence olsun diye, uyku halindeki yolcuları yerinden zıplatma ‘esprisi’ dahil. “İşin komik tarafı tüm bunları önce bizim üzerimizde denedi” diyor. Bir başka detay daha var ve evet, o da Tom Cruise hakkında: “Filmdeki çoğu sahne aktörlüğünün değil pilotluğunun başarısı. Tüm uçuş sahnelerini bizzat kendisi çekti. Hayatımda hiç bu kadar para kazanan bir dublöre denk gelmemişimdir.”