Filiz Akın’a Batı tonlu, Türkan Şoray’a dolgun dudaklı...

Belkıs Özener... Yeşilçam aktrislerinin sesi soluğu olmuş, kapalı gişe oynayan 300 filmde şarkı söylemiş bir dublaj ve ses sanatçısı... İlk nostaljik albümü ‘Sahibinin Sesinden’in yayımlanmasından 15 yıl sonra yeni albümü ‘Benim Sesim Sinema’ ile karşımızda. Bu albümde de tıpkı ilkinde olduğu gibi, duyduğumuz an hep bir ağızdan söylemeye başladığımız ‘Severek Ayrılalım’, ‘Anma Arkadaş’ ve ‘Sensiz Saadet Neymiş’ gibi hiç eskimeyen şarkıların kayıtlarını dinliyoruz.

Kimdir aktrislere sesini verirken kendisi ön plana çıkmamış Belkıs Özener?

Ben o yıllarda mesleğimi yaptım sadece... Dublaj odalarına sabah gidip gün içinde sayısız şarkıyı aktrisin dudaklarına oturtup kusursuz senkronu yakalamak için ter döker, akşam eve gelirdim. Yıllar sonra bu şarkıların halkın kalbinde yer ettiğini gördüğümde biraz şaşkındım. Sonuçta benim günlük yaşam biçimimdi bu. Anlaşılıyor ki, Yeşilçam filmleri yayımlandıkça, tesadüfen girdiğim bu meslek sayesinde daha uzun yıllar Belkıs Ablanız sizlerle olacak.

Tesadüfen derken...

Film müziklerinin orkestrasını kuran ve film şarkıları besteleyen komşumuz Metin Bükey, bir gün kapımı çaldı. “Çabuk giyin, bir film stüdyosunda birkaç şarkı söylemen lazım” diyerek beni apar topar Acar Film’e götürdü. ‘Sinekli Bakkal’ filminin şarkılı sahneleri önüme geldi. Sahneleri seslendirdikten sonra koridorlarda “Türkan Şoray’ın gerçek sesini nihayet bulduk” diye sevindiklerini ve duygulandıklarını hatırlıyorum.

HEPSİNE HAKKIM HELAL OLSUN

O şarkıları okurken ne hissederdiniz?

Ağlamam veya filmin senaryosuna kahrolup üzülmem söz konusu olamazdı. Sesim kısılabilir veya moralsiz okuyabilirdim. Acıklı bir filmde de cıvıl cıvıl olmam mümkün değildi. Mendil ıslatmam gerekiyordu.

Çok zor ve özveri isteyen bir iş... Neydi zorlukları?

Her aktrise ayrı bir ses tonu ve tarzla okumam lazımdı. Filiz Akın’a daha Batı tonlu ve sarışın kız edasıyla, Fatma Girik’e kendinden emin, Türkan Şoray’a dolgun dudaklı ve davudi, Feri Cansel ve Mine Mutlu’ya cilveli okuyordum. Tüm şarkıları benim okuduğumun anlaşılmamış olmasının sebebi bu olabilir.

Seslendirmekte en zorlandığınız sanatçı kimdi?

Şu aktris beni zorluyordu demem mümkün değil. Hepsine hakkım helal olsun. Onlar oynadılar, ben okudum. Sonuçta bu bir ekip işidir ve dublaj işin mutfağıdır. Vitrinde olan aktris ve aktördür.

Bir anı var mı hatıranızda kalan?

Aynı filmde hem acıklı hem şen şakrak şarkılar okumak zordu. Bir filmimde bitkin ve perişan bir rolün şarkılarını okumam gerekmişti, Metin Bükey’in boğazımı sıktığını hatırlıyorum. Sesim açık ve pırıl pırılken boğuk bir sesi ancak böyle çıkarabilirdim.

‘Ben burada uğraşıyorum, onlar ünlü oluyor’ diye kıskanmadınız mı hiç?

Hayır, sonuçta bu ‘star’lar şarkıcı değil. Onlar oyuncuydu ve usulüne göre şarkı okumaları beklenemezdi. Şarkıyı ne kadar biliyorlarsa, ağızlarını o kadar oynatıyorlardı. Bana düşen senkronu tutturmaktı.

Tercih edilme sebebiniz neydi?

Size şunu söyleyeyim: O dönem benden katbekat güçlü sesi olan birçok isim vardı. Fakat yönetmenin ve halkın istediği bülbül gibi şakıyan bir ses değildi. Duygulu ve hazin bir sese sahip olunmalıydı ki seyirci ağlayabilsin. Ayrıca hangi ünlü assolisti bütün gün karanlık bir odada tutabilirdiniz ki... Bu şartları herkesin kabul etmesi mümkün değil. Dublaj sanatçılığı gönül işidir.

Ve siz bu zorluklara gönüllü oldunuz...

Bu memuriyet düzeni, benim aile hayatıma uygun olduğu için devam ettim. Ünlü olup sahnelerde boy göstereyim diye bir hırsım yoktu.

Yeni plağınız hayırlı olsun. Eski şarkıları sizin sesinizden dinlemek çok güzel...

Bazı şarkıları okuduğumu unutmuşum. Dinleyince çok ağladım. Uğur getirdiğine inandığım için Orhan Gencebay’ın şarkısının ilk şarkı olmasını çok önemsedim. Onun ‘Sevemedim Karagözlüm’ şarkısı benim en hit şarkılarımdandır. İnşallah ‘Severek Ayrılalım’ da aynı ilgiyi görür.

Nostaljik şarkıları dinlemek bize mutluluk veriyor. Sizce neden?

Yeşilçam filmleri hiç unutulmadı. Çünkü bizi naif ve duygu dolu yıllara götürüyorlar. İçlerindeki şarkıların her biriyle babamızı, annemizi, çocukluğumuzu, aşklarımızı hatırlıyoruz. Bu şarkıların iz bıraktığı nesiller gittikçe çoğalıyor. Demek ki güzel şeyler yapmışız. Samimiyet ve karşılıksız sevgiyle yaptığımız işler yıllar sonra gelip sahibini buldu. Şükürler olsun, bu günleri gördüm.

‘BU HASTALIK DİZLERİMDE DERMAN BIRAKMADI’

Siz de COVID’i atlatmışsınız. Nasıl geçti hastalık süreci?

Çok zordu. Ölümden döndüm herhalde. Halen etkisini yaşıyorum. Ben hiperaktif bir Koç burcuyum. Yerimde duramaz ve bol bol da Nişantaşı’nın tozunu attırırdım. Fakat bu hastalık dizlerimde derman bırakmadı. Bununla yaşamaya ve hayatta kalmaya çalışacağız.

Torununuz Atilla (Ateren) Bey’i bu hastalıktan kaybettiniz… Başınız sağ olsun.

Konservatuvar mezunu, kanun sanatçısı, daha 37 yaşında bir çocuk… Çok güzel tasavvuf müziği okurdu. Ne yazık ki aşı olmadığını biz de sonradan öğrendik ve tabii kahrolduk. Benim elimde büyüdüğü için çok sarsıldım. 15 yıldır yolunu gözlediğim ikinci albümümün sevincini yaşayamadım. Allah kimseye yaşatmasın.

‘SİBEL CAN KIZIMI VE MERVE ÖZBEY’İ BEĞENİYORUM’

Şu anda Yeşilçam yıllarında olsaydık sizce filmlerdeki şarkıları kim seslendirirdi?

Ses sanatçısı Çiğdem Gürdal olurdu diye düşünüyorum. Onunki Allah vergisi, büyük bir ses. Benim gibi duygulu, coşkulu, eğlenceli ve tavırlı bir okuyuşu onun yakaladığını düşünüyorum.

En çok beğendiğiniz şarkıcılar kimler?

Oldum bittim Sibel Can kızımı ve yeni dönemde Merve Özbey’i beğeniyorum.

Beğendiğiniz oyuncu var mı?

Burak Özçivit ve Nurgül Yeşilçay’ı sinemaya hep yakıştırmışımdır.