Serhan BALİ
Oluşturulma Tarihi: Mayıs 18, 2018 17:08
46. İstanbul Müzik Festivali bu yıl 23 Mayıs-12 Haziran tarihlerinde, ‘Aile Bağları’ temasıyla düzenlenecek. Haliyle sahnede bol bol kardeş, eş, evlat göreceğiz. İşte konser çizelgesi...
Bu yıl 23 Mayıs-12 Haziran günleri arasında düzenlenecek 46. İstanbul Müzik Festivali’nin teması ‘Aile Bağları’. Aile ve müzik deyince akla hemen piyano ikilileri geliyor. Güher-Süher Pekinel kardeşler İngiliz Oda Orkestrası’yla verecekleri kapanış konserinde Poulenc’in iki piyano konçertosunu seslendirecek. Ferhan-Ferzan Önder kardeşler ise Amsterdam Sinfonietta eşliğinde çıkacakları sahnede, yükselen genç bestecilerden Dobrinka Tabakova’nın, festivalin sipariş ettiği ‘Birlikte Hatırla Dans Etmeyi’ adlı piyano konçertosunu çalacaklar.
Ferhan-Ferzan Önder kardeşlerFestivaldeki ‘aile saadeti’ bu iki konserden ibaret değil elbette. İstanbul’un yolunu artık ezberleyen Mischa Maisky festivalde vereceği iki konserden birinde, sahneyi piyanist kızı Lily ve kemancı oğlu Sascha’yla paylaşacak (Benim öncesinde yapacağım konuşmada yaşamı ve sanatından kareler sunacağım öbür konserinde ise Maisky’ye ‘Yaşam Boyu Başarı Ödülü’ sunulacak).
Diğer bir tema konseriyse kemancı Baiba ve piyanist Lauma Skride kardeşler tarafından kurulan Skride Piyanolu Dörtlü tarafından verilecek.
İki büyük diva sahnedeBu yılki festivalde, son yıllarda şahit olduğumuz eğilimin doğal bir sonucu olarak, sayıca belki çok değil ama içerik olarak çok dolu ve kaliteli bir konser çizelgesi görüyoruz. Türkiye’de klasik müzik alanına verilen özel teşebbüs desteğinin son birkaç yıldır azalma eğilimine girmesinden en fazla etkilenen organizasyonların başında İstanbul Müzik Festivali geliyor. Artık 10 sene öncesinin sponsorluk rakamlarını rüyasında bile göremeyen festival yetkilileri konserlerin çapını küçültmeyi, program ve sanatçı kurulumunda daha fazla yaratıcı soslar kullanmayı önceliyorlar. Bu olumsuz gelişmeye rağmen Daniel Harding yönetimindeki La Scala Filarmoni Orkestrası’nın, son yılların piyanodaki müthiş fenomeni Daniil Trifonov’la festivale gelmesi büyük önem taşıyor. Bu konser kesinlikle kaçırılmamalı.
Festivalin günümüzün iki büyük divasını ağırlamasının da keza altı çizilmeli. Operanın ‘Kansaslı kızı’ mezzosoprano Joyce DiDonato tüm dünyada çok beğenilen ‘Savaşta ve Barışta’ adlı tematik programıyla, uluslararası şöhrette ondan geri kalmayan soprano Diana Damrau ise kocası bas-bariton Nicolas Teste ile (bu da festivalin temasıyla örtüşen konserlerden biri) söyleyeceği Verdi programıyla festivale konuk oluyorlar.
Alman romantizmi akşamı Açılış konserinin solisti, geçen yıl yapılan Van Cliburn Yarışması’ndan zaferle ayrılan Güney Koreli piyanist Yekwon Sunwoo. Genç sanatçı yarışmada kendisine altın madalya kazandıran Rahmaninov’un ‘3. Piyano Konçertosu’nu, festivalin yerleşik orkestrası olan Sascha Goetzel yönetimindeki BİFO eşliğinde yorumlayacak (Konserden önceki açılış töreninde Yekta Kara’ya onur ödülü sunulacak). Üstün yetenekli genç piyanist Can Çakmur ise bu kez yanına, kemanda dünya çapındaki genç yeteneğimiz Alican Süner ve viyolonselci Jamal Aliyev’i de alarak, bir Alman romantizmi akşamı yaşatacak.
Genç kızları peşinden koşturan, kemanın yakışıklı ve aynı zamanda çok yetenekli prensi Charlie Siem’in, Aziz Shokakimov yönetimindeki Tekfen Filarmoni Orkestrası eşliğinde Çaykovski’nin keman konçertosuna getireceği yorum da kaçırılmamalı.
Bu ‘rota’ kaçırılmazFestivalin bu yılki ‘yıldız piyanistler’ kadrosuna dahil edilen Khatia Buniatishvili ise günümüzün bir başka yıldızı sayılan Fransız kemancı Renaud Capuçon ile birlikte gayet zevkli oluşturulmuş bir romantik sonat akşamı sunacak.
Ülkemizde tutkunları gitgide artan, ‘müziğin özü’ sayılabilecek oda müziği programlarından festivalde bir tanesi daha var ki, mekân itibariyle de dinleyici için her zaman ele geçmeyecek bir fırsat sunuyor. Neve Şalom Sinagogu, Capuçon’un bu kez viyolacı Gerrard Causse ve viyolonselci Clemens Hagen’a katılıp bir yaylı çalgılar üçlüsü oluşturacağı ‘Yıldızlarla Oda Müziği’ konserine ev sahipliği yapacak.
Ama ‘mekân’ demişken, bu alanda hiçbir konser, festivalin son yıllardaki en güzel buluşlarından biri olduğu söylenebilecek ‘Müzik Rotası’yla boy ölçüşemez. Biletleri en erken biten etkinlikler arasında başta gelen Müzik Rotası, gezgin müzikseverleri bu yıl Galata’da başlayıp Karaköy’de biten Musevi ve Hıristiyanlara ait ibadethanelerde 12.30’dan 18.00’e kadar bir müzikli geziye çıkaracak.
Piyanist
Gülsin Onay’ın genç yönetmen Murathan Özbek’in dünyanın dört bir tarafında çektiği görüntüler üzerine seslendireceği piyano klasiklerinden oluşan ‘Yolda’ projesinin nasıl bir ses-görüntü işbirliği olacağını ise, daha önce denenmemiş bir proje olması bakımından, ancak konserde anlayabileceğiz ama
İstanbul Kültür ve Sanat Vakfı’ndan kulağımıza ulaşan ilk izlenimlerin gayet olumlu olduğunu söyleyelim...