Evden çalışan anne, hâlâ orada mısın?

Güncelleme Tarihi:

Evden çalışan anne, hâlâ orada mısın
Oluşturulma Tarihi: Ocak 08, 2022 07:00

COVID-19 salgını henüz bitmese de insanlar yeni normal düzende iş ve özel hayatlarına bir şekilde döndü. Çalışmaya evden devam eden annelerse pandeminin kara deliğinde kayboldu. Elimizi tutun!

Haberin Devamı

Köşeyi birlikte yazdığım arkadaşım Melis Çalapkulu rahatsızlandığı için bu hafta baş başayız sevgili okur. Biraz evden çalışan annelerin dramından bahsetmek istiyorum, çünkü bu satırları okula göndermeye ikna edemediğim Lorin’le birlikte yazma çabasındayım. Geçen hafta öksürük ve hafif ateş başlayınca evde dinlensin diye okula göndermemiştim. 5 günün sonunda alışkanlığı bozuldu ve şimdi okula gitmeyi reddediyor, ne yapsam olmadı.

Bu tür durumlarda düşünüyorum da evden değil de eskisi gibi ofise giderek çalışsaydım ne olacaktı? Babası mı işten erken çıkacaktı yoksa ben mi Lorin’i alıp ofise götürecektim? Babasının dönmeyeceğinden adım gibi eminim ama belki de gözyaşlarını önemsemeyip bir şekilde okula bırakacaktım Lorin’i. 2 yıla yakın zamandır evden çalışıyorum ve anladım ki insanlar bu durumu ‘çalışmıyorum’ olarak algılıyor. Hayır, sevgili eşler, eşlerin anneleri, babaları, komşular ve de arkadaşlar! Durum öyle zannettiğiniz gibi değil. İstediğimiz saatte yatıp istediğimiz saatte kalkmıyoruz. Hatta mesela ben çok uzun zamandır yatmıyorum. Evde olduğumuz için yemek yapmaya, çamaşır yıkamaya ya da nasılsa evdeyiz diye temizlik yapmaya vaktimiz olmuyor. Hele ki evde küçük bir çocuk varsa siz istediğiniz kadar işleri planlayın, gün mutlaka başka bir akışta ilerliyor. Karantina günlerini hatırlamak dahi istemiyorum.

Haberin Devamı

O dönemler bir uzman, yazısında çocuklarla birlikte evden çalışan ebeveynler için ipuçlarından bahsetmişti. Teoride muhteşem sayılabilecek tavsiyeler pratikte sizi hayattan soğutacak birer girişim olarak kalıyor.

Misal ilk tavsiyeye bakalım: “Sabah çocuğunuz henüz kalkmadan uyanıp dikkat ve odaklanma gerektiren işlerinizi bitirebilirsiniz. Üstelik araştırmalara göre uyandıktan sonraki ilk 2-4 saat, beynin zirvede olduğu saatler.” Eğer gece uyuyabildiyseniz ilk 2 saat beyniniz zirvede olur elbette. Benimki ‘yüzüme akıyor’. Ayrıca çocuk uyanmadan kalkmak diye bir şey bizim evde işlemiyor. Çünkü Lorin’in doğuştan gelen anne sensörü ben yataktan kalktığım anda sinyal göndermeye başlıyor.

Haberin Devamı

Buyurun ikinci tavsiyeye: “Çalışırken çocuğunuzla oyun oynamadığınız için üzülüyor musunuz? Siz çalışırken o da gözünüzün önünde kendi oyununu oynayabilir. Serbest oyun, yetişkin güdümünde olmayan oyun demektir. Gelişimine faydası çoktur.” İlk soruyu hemen cevaplayayım: Yoo, üzülmüyorum. Ama zaten o da ben çalışırken asla gözümün önünde kendi oyununu oynamıyor. Bu adeta bir hayal, filmlerden bir sahne. Birazcık sesi çıkmıyorsa ya duvar boyarken yakalıyorum ya da un banyosu yaparken.

Gelelim üçüncü ve en sevdiğim tavsiyeye: “Kendini seven ebeveyn olmak.” Burada bana bir gülme geliyor ama yazının sonuna gelmek üzereyim. Şöyle açıklıyor uzman bu tavsiyeyi: “Bir çocuğa hayatta sevgi, neşe ve mutluluğu en çok yaşatacak şey, kendini seven bir anne tarafından sevilmiş olmaktır. Kendini sevmek, bencillik ve narsisizm anlamında değildir. Kendine ait bir hayatın olması, kendi ayakların üzerinde durma çaban, kendine ait zamandan zevk almak, çocuğa da kendini sevmesi yolunda bir mesajdır. Kendinize ait bir işinizin, alanınızın ve zamanın olması çocuğunuza şu mesajı veriyor: Dünyanın merkezi ben değilim. Anne-babamın da bir hayatı var.” Hah! İşte biz, bizim çocuğa bu mesajı hiç veremedik sanırım. Çünkü doğduğundan beri asla kendi hayatı olamayan bir annesi var. İş, ev ve çocuk arasında 30 aydır kendimi bulamıyordum. Kreş hem onun gelişimi hem de benim ruh sağlığım açısından iyi oldu. Ancak yeterli değil.

Haberin Devamı

Öncelikle babalar, sonra tüm destek verenler (anneanne, babaanne, hala, teyze vs.) lütfen ilk hedefiniz çocuğu değil, anneyi rahatlatmak olsun. Çünkü bir çocuk için enerjisi değişen, kafası rahatlayan, azıcık bedeni dinlenen bir anneden daha mükemmeli yoktur. Not: Yazıyı bitirdiğim saat 15.00, artık kahvaltı edebilirim.

 

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!