Güncelleme Tarihi:
Aslında her şey İtalya’nın Bologna kentinde, Federico Bastiani’nin komşularıyla bir türlü tanışma imkânı bulamadığı ve oğlunun arkadaş edinmesini kolaylaştırmak istediği için Facebook’ta ‘Fondazza Sokağı Grubu’nu kurmasıyla başladı. Hemen peşinden Avrupa ve Güney Amerika’da yüzlerce mahalle grubu açıldı. Bu akımın Türkiye’ye de gelmesi uzun sürmedi. Açılışı yapan ve bugün 5 bin 500 üyesi olan ‘Kurtuluş Komşuluk Ağı’ grubunda yaşananlar değişen komşuluk ilişkilerimizi özetliyor...
Komşularımıza güvenmiyoruz
Uzun yıllardır unuttuğumuz ‘ev alma, komşu al’ atasözü pandemi döneminde bize kendini sertçe hatırlattı. Hal böyle olunca da Facebook’taki semt bazlı komşuluk gruplarına alternatif daha mahalli haritalama sistemleriyle oluşturulan mobil komşuluk uygulamaları ortaya çıktı. ‘eKomşu’ ve ‘komsu’ gibi platformlar en bilinen örnekler.
Üsküdar Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı geçen yıl, değişen komşuluk ilişkileri üzerine bir saha araştırması yaptı. ‘Komşularınıza çat kapı gidiyor musunuz?’ sorusuna katılımcıların yüzde 51.4’ü ‘hayır’, yüzde 29.2’si ‘evet’, yüzde 19.4’üyse ‘çok nadir’ yanıtını verdi. Süleymanlı’ya göre, komşuluk ilişkilerinin temelindeki iki temel unsur yardımlaşma ve güven. Ancak son yıllarda yapılan araştırmalara göre toplumda komşusuna güvenenlerin oranı yüzde 14-15 bandında. Yani toplumumuzda altı komşudan beşine güvenilmiyor.
Sıcak sohbetin yerini tutar mı?
Güven duygusunun zayıfladığı ortamlardaysa mesafeli ilişkiler ortaya çıkıyor. Nitekim büyük kentlerde apartman ve sitelerde yaşayan insanların birbirlerine selam vermekten kaçınmaları ve yabancı gibi davranmalarının altında yatan nedenlerden biri de bu duygu eksikliği.
Sosyal ağlarla sağlanan iletişim biçimleri, artık hayatımızın bir parçası haline geldi. Peki komşuluk ilişkilerini bu platformlar üzerinden yürütmenin sonuçları neler? Bu ağların komşular arasındaki yardımlaşmayı arttırabileceğini söyleyen Prof. Dr. Ebulfez Süleymanlı ancak komşuluk ilişkilerinin tümüyle bu platformlar üzerinden yürütülmesinin, ‘komşuluk’ olgusunun daha da zedelenmesine neden olacağını düşünüyor: “Bu tür sosyal platformlar, pandemi sürecinde evden çıkamayan komşuların birbirleriyle yardımlaşmasında büyük katkılar sundu. Fakat madalyonun bir de öteki yüzü var. Komşular arasında özellikle duyguların doğru aktarılmaması iletişim kazalarına neden olabiliyor. Yanlış anlaşılmalar nedeniyle tartışma, kavga çıkabiliyor. Öte yandan sosyal medya üzerinden kurulan bu tür etkileşimin komşular arasında yüz yüze etkileşimdeki sıcak sohbetin, duygu paylaşımının, birlikte geçirilen kaliteli zamanın yerini tutması mümkün gözükmüyor.”
Din ve siyaset konuşmak yasak
eKomşu’nun kurucularından Bülent Uygur, iletişim kazalarının önüne geçmek için platformda dini ve politik konuların konuşulmasına izin vermiyor. Pandemi sürecinde doğan ihtiyaç sonrası kurulan eKomşu şu an İstanbul, Ankara, Bursa, İzmir ve Konya’da komşuları buluşturuyor. Hedefleri bu ağı zaman içinde tüm Türkiye’de yaygın hale getirmek ve mahallelerdeki küçük esnafı ön plana çıkararak desteklemek.
Apartman aidatlarını tartışıyorlar
Nitekim şu anda da kullanıcılar mahallelerindeki iyi esnafı paylaşıyor. Apartman aidatlarını tartışıyor, elden çıkarmak istediği eşyaları uygun fiyatla çevresindeki insanlara satmak için ilan koyuyor, mahallede ne olup bittiğini öğrenmek istiyor.
Görünen o ki, komşuluk ilişkilerinin zayıfladığı büyük şehirlerde koronavirüs salgını sona erse bile çoğunluk eskisi gibi komşusuyla birlikte zaman geçirmeyecek. Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı olsa da ‘sanal komşuculuk ağları’ yaşadıkları mahalleye yabancı kalmak istemeyenlerin bir numaralı adresi olacak...
Camdan çöp atanlar ifşa ediliyor
Facebook’ta kapalı bir grup olan Kurtuluş Komşuluk Ağı platformu Kurtuluş, Feriköy, Bomonti, Pangaltı sakinlerinin hayatını kolaylaştırıyor. Referansla üyelerin kabul edildiği grubun öncelikli hedefi bölgede sorunlara çözüm üretmek. Duyurular bölümünde komşular memnun kaldıkları badana ustası, veteriner, doğalgaz tamircisi, terzi, yabancı dil eğitimi, yoga-pilates dersleri, nakliyecileri birbiriyle paylaşıyor. Böylece hem bölgedeki esnafa katkı sağlanıyor hem de ihtiyaçlar kısa sürede gideriliyor.
Mahallelerde yaşanan sorunların da dile getirildiği platformda örneğin camdan çöp atılan apartmanlar ve atan kişiler ifşa ediliyor. Bu platformun ayrıca ‘Komşuluk Ağı Pazar Yeri’ diye bir alt grubu var. Bu gruptaysa ihtiyaç fazlası ürünler satılıyor; uygun fiyatlarla ya da ücretsiz olarak öğrencilere, işsizlere veya ihtiyacı olanlara veriliyor. Sokak hayvanlarına sahip çıkılması, beslenme, barınma ve tedavileri de platformun temel gündemleri arasında yer alıyor. Sokağa kaçan, kaybolan evcil hayvanlar da yine grup üzerinden paylaşılıp bulunabiliyor. Komşuluk ruhunu yaşatmayı hedefleyen bu platform pandemi öncesinde Maçka Parkı’nda piknik, ikinci el ürünlerin satıldığı ‘garaj satışı’ gibi etkinlikler de düzenliyordu.
DAYANIŞMA AĞLARI ÜRETMEYE İHTİYACIMIZ VAR
Prof. Dr. Demet Lüküslü, Yeditepe Üniversitesi Sosyoloji Bölüm Başkanı
Komşuluk ilişkilerini her şeyden önce bir dayanışma ağı olarak düşünebiliriz. Sosyolojinin kurucu isimlerinden Emile Durkheim, geleneksel toplumdan modern topluma geçilmesiyle dayanışmanın bir şekilde devam ettiğini ancak şekil değiştirdiğini belirtir. Bugün de
21’inci yüzyılı deneyimleyen ve olağanüstü gelişmeler yaşayan bireyler olarak dayanışmanın şekil değiştirse de vazgeçilmez olduğunu görüyoruz. Bu sebeple bir yandan komşuluk eskisi gibi devam edemiyorken diğer yandan sanal ortamda sürdürülüyor ya da sürdürülmüyü çalışılıyor.
İçinde yaşadığımız dünya ve dijitalleşmenin gündelik hayatımız içinde sahip olduğu yer, artık ‘gerçek-sanal’ dünya ayrımını yapmamızı zorlaştırıyor, zaten sanal ortam gerçek dünyanın çok önemli bir parçası. Bu sebeple de nasıl gündelik hayatımız ve ilişkilerimiz dijitalleşmenin etkisiyle bir değişim yaşıyorsa dayanışma da bu değişimden payını alıyor. Tabii bu tür değişimlerde adaptasyon için süre gerekiyor. Dayanışma ağlarını yeniden üretmeye ihtiyacımız var. Yaşanan felaketler, zorlu dönemler bu dayanışma ağlarına ne kadar ihtiyacımız olduğunu gösteriyor.
SANAL KOMŞULUK UYGULAMALARI
Pandemi sürecinde komşular arasındaki yardımlaşmanın ön plana çıkması, komşuluk üzerine sosyal platformların hızla artmasına vesile oldu. ‘eKomşu’, ‘Konu Komşum!’, ‘komsu’, ‘Komşum Var’, ‘Komşular’, ‘Yuvino’, ‘ZINGR’, mobil uygulamaları olan sosyal ağlardan bazıları. Ayrıca Facebook’ta kurulan yüzlerce mahalle, komşuluk ağı mevcut.