Eski limanlara sığınmak isteyenlere üç ‘yüce ses’

İstanbul Büyükşehir Belediyesi bünyesindeki Kültür A.Ş., güzel işler yapıyor; büyük ve güzel işler. Son çıkardıkları albüm üç hafızın kayıtlarından oluşuyor. Cumhuriyetin ilk yıllarına ait bu kayıtların dijital ortama transferi, üç emsalsiz sesi kaybolmaktan kurtarıyor. Bu dahi başlı başına mühim ve takdir edilesi bir iş. Ama bu kadar da değil. Seslerin/kayıtların bizzat kendileri de olağanüstü ve tam da bu aralar sığınacak yeni limanlar arayan kalplere kapılarını açıyorlar.

‘Muzıka-i Hümayun’dan yetişme Hafız Osman, Filibe’den göç edip İstanbul’a yerleşmiş bir ailenin çocuğu Hafız Sami ve gazel-mevlit okuyuşu ile tanınmış Hafız Kemal’in, Columbia ve Odeon gibi öncü plak firmalarının taş plaklar üzerine kayda aldığı çok güçlü sesleri, inanılmaz bir etkileyiciliğe sahip. Her bir kayıt, birer ses gösterisi olarak da görülebilir. Üç hafızın üçünde de tiz seslere çıkış ve iniş, mucizevi bir yetkinlikte.

Albümün tek bir kusuru var. Bu kadar eski ve tarihi kayıtların üzerinde biraz daha çalışılmalı, seslerin iyileştirilmesi için biraz daha çaba harcanmalıydı. Bu kadar eski kayıtlar dinlenebilir bir biçimde önümüze geldiğine göre, bu konuda emek harcandığı kesindir. Ama bir parça daha gayret gerekirmiş. Günümüzde, ses mühendislerinin elinden bir şey kurtulamıyor. Çok soluk, belli belirsiz seslere dahi yeni bir can veriliyor. Üç hafızın tarihi kayıtları, fazladan bir iyileştirme çabası gerektirirdi.

SİBEL TÜZÜN’DEN LATİN ESİNTİLERİ

Sibel Tüzün dinlemek her zaman iyi gelir insana; 90’larda da öyleydi, sonrasında da, şimdi de. Sesi güzel ve tatlıdır; iyi ve doğru şarkı söyler. Bunlar günümüzde zor bulunur özellikler ama 90’lardaki patlamada da kolay rastlanmıyordu bu tür bir yeteneğe. Dijital platformlarda yayımlanan son şarkısı ‘Senden İmzalı’ iyi bir şarkı; hem bizim buraların havasına sahip hem de İspanyol ya da Latin esintiler taşımakta. Tansel Doğanay, gayet ritmik bir kıyafet biçmiş şarkıya; ne uzun/ne kısa, sarkmayan/sıkmayan bir kıyafet.