‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’

Güncelleme Tarihi:

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’
Oluşturulma Tarihi: Temmuz 20, 2024 07:00

Nice kadın onun tasarladığı elbiseleri giydi. 40 yıldır eskimeyen, hâlâ kullanılan tasarımları var. Yıldırım Mayruk mesleğinde 65 yılı geride bırakırken şimdi bir de bir parfüm koleksiyonuna imza attı. Ünlü modacıyla modayı, yeni markasını konuştuk.

Haberin Devamı

Dile kolay, 65 yıl... Yıldırım Mayruk Türkiye’de moda denince akla ilk gelen isimlerden. Hep yaratıcı, hep yenilikçi oldu. Onun yüksüğünün değdiği her bir parça nice mutlu ana şahitlik etti. Dünyaca ünlü isimleri giydirdi, sayısız defileye imza attı. Usta, şimdilerde adıyla anılan ve Cyprus, Kulis ve Podyum adlı parfümlerden oluşan bir koku koleksiyonu da çıkardı. Doku kadar kokunun da önemli olduğunu, çok önemli bir eksiği kapattığını söylüyor. Parfüm koleksiyonunun heyecanını yaşarken Mayruk’la bir araya geldik.

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’
- Yıldırım Mayruk artık sadece özel müşterilerine elbise dikiyor.

- Kongo’da Afrika Genç Stilistler Yarışması.

Haberin Devamı

Ailenizde var mıydı başka terzi? Sizin ilginiz nasıl başladı?

Ablam çok güzel dikiş diken bir terziydi. Lise yıllarımda, hiç bilmediğim, hiç şapkacı tekniği görmediğim halde şapka yaptım ve inanın çok sattım. Bu noktadaki cesaret, beceri ve keşif beni başarıya sürükledi. Annem benim memur olmamı istiyormuş içten içe. Ben dikiş dikmeye karar verdiğimi söyledim kendisine. Çocukluktan beri, dikiş dikmesem de; ne bileyim, iğne iplikle alakam olmasa da yakın çevremiz aileme “Yıldırım terzi olsun” telkininde bulunurmuş. Ablamla çalışırken, İstanbul ziyaretimizde, bijuteri satan bir dostumuzun dükkânına gittim. Söz bir şekilde işten açılmışken “Yukarıda bir daire var, tutar mısın” dedi. “Tutarım” dedim. Bursa’ya döndüğümüzde aileme “İstanbul’da yer tutuyorum” dedim. Bakar mısınız cahil cüretine!

Neye güveniyordunuz?

Önemli bir sermayem vardı, elbise dikmeyi biliyordum. Söz ağzımdan çıktığında onun en büyük kefili olurum. Sözümü tutarım ve asla dönmem. İstanbul’a taşınıp yerimi açtığımda bir müşterinin dikilmesini istediği elbise için bıraktığı kumaş, yerleştirdiğim ilk eşyaların arasındaydı. Güvenilir olmak budur… Sonrasında ilk karma defilemde yaptığım transparan elbiseyle moda dünyasında bir şeylerin değiştiğinin ispatını da gerçekleştirdim. İlk tasarımdan çok ilk defile diye bakarım o esere…

Haberin Devamı

2020’de mesleğe veda ettiğiniz bir defile gerçekleştirdiniz. Neden bırakma kararı aldınız?

Aslında tek kelimeyle özetleyebilirim; yoruldum. Kaldı ki yaşamadığım dünyanın da yaşanmaya hakkı vardı. Günü farklı bir pencereden selamlamak, kaybedilmiş sayılmayacak anlar ve anılar biriktirmek istedim. Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep. Öyle de oldu…

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’
Mayruk ve Bülent Ersoy.

65’inci sanat yılınız. Nasıl geçti bu yıllar?

Rüzgâr gibi geçti. Dolu ve anlamlı yaşanmaya çalışılmış, bana göre de şanslı ve başarıyla noktalanmış bir anlar ve anılar albümü. Her sayfası birbirinden değerli. Bu yüzden insan hızını ölçerken şaşkınlığa uğruyor…

Haberin Devamı

Neden Kıbrıs’ta yaşamaya karar verdiniz?

İki sevdiğim niteliği buldum burada: Öncelikle sakinlik. Yaşadığım, büyüyüp kendimi geliştirdiğim kent hakikaten içine almaz olmuştu beni. Kalabalık, atölyenin dışında bile olsa, üzerinize geliyor. Bu üretmeyi ve ilhamla yüz yüze kalmayı seven biri için büyük bir düş kırıklığı. Öte yandan sıcak iklimleri hep daha samimi buldum. Fiziksel olarak ve ruhen iyi geliyor bana. Sade istekler de bir konfordur aslında. İyiyim özetle…

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’
1998 İlkbahar-Yaz Koleksiyonu defilesi.

‘Yüksük izimi bıraktım’

Yaklaşık 20 yıl önce Victoria Beckham’ın giydiği, sizin tasarımınız olan elbiseyi geçen günlerde Demet Özdemir giydi. Bir elbisenin tasarımının üzerinden yıllar geçmesine rağmen trend görünebilmesinin sırrı sizce nedir?

Haberin Devamı

Devirsizlik. Benim tasarımlarım için en çok kullanılan tanım bu. Son kullanma tarihli bir şey üretemem. Zamanın karşısında kazanacağınız tek maç, zamansız davranmakla mümkündür. Hiç abartmıyorum,
40 yıldır giyilen elbiselerimi görüyorum. Bu bir övünç olduğu kadar o bahsedilen zamansızlığı da hissettiriyor bana. Misal bir sergi yapmıştık; 60’lı yılların sonlarından günümüze. 60 sonlarında tasarladığım elbise için talep aldım. Ve insanların söyleyişiyle hâlâ ‘günün elbisesi’ olarak tanımlanmıştı. Harikulade bir histir bu, anlatılamaz…

Trend olan parçalar sürekli değişiyor. Sizin çizgilerini en çok sevdiğiniz hangi yılların tarzı?

Ben herhangi bir trende, moda akımına, sezon ya da yıla takılı kalmam hiç. Öyle olsaydı Yıldırım Mayruk imzası hiç doğamazdı. Bu anlayışa takılmak yerine değişimi hızlı kabullenen, hatta mümkünse değişimin mimarı olan çizginin sahibi olmayı tercih ettim.

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’
Mayruk ve Türkan Şoray.

Haberin Devamı

Dünyaca ünlü isimleri, Türkiye’nin en tanınır isimlerini giydirdiniz. Şu isim çok iyi bir askıdır diyebileceğiniz, giydirmekten haz duyduğunuz isimler kimler?

Askı tanımı üstü kapalı bir romantizmin tanımıdır. Böyle bakınca insana olan aşkınız, her parçasını onurla yerleştirdiğiniz bir askı dolabıdır. Ben, insanlar mutlu oldukça heveslenir ve tatmin olurum. Biliyorsunuz ki mutluluğun da dereceleri var. Güzel günler için yaratıldığımı düşünüyorum. Güzel günlerine yüksük izimi bıraktığım her insan çok mutlu oldu. Bu da her müşterimi, diğerinden ayırt etmeden mutlu etmekten haz alan bir insan haline getirdi beni.

Tarzını çok iyi bulduğunuz isimler kimler?

Burada öncelikle tarz tanımını doğru yapmak gerekiyor. Şıklığın temelinde tarz vardır. Günün modasını tarzına adapte edebilen kadın şıktır. Tarz sahibidir yani. Türk kadınımız her sezon değişiyor.
Bu da tam olarak tarz sahibi olabilmesinin önünde ciddi bir engel aslında. Yine de birkaç isim verebilirim; giyim tercihlerini beğenin veya beğenmeyin. Rahmetli Belma Simavi, Yüksel Behlül üst basamaklara koyduğum isimlerdir hep.

Şık bir kadının, erkeğin olmazsa olmazı nedir? Nasıl giyinmiş olmalı size göre?

Şıklık; zaman, mekân ve davetin özelliği üçgeninde belirlenir. Bu üç kenarı da eşdeğer bir şekilde üstünde taşıyorsa o insan şıktır. Yine de bir Mayruk ipucu koyalım buraya. Misal, her kadının bir tayyörü, siyah bir imza elbisesi olmalı. Erkeğin de mutlak bir koyu renk, bir de spor elbisesi olmalı. Günlerin ve anların bize ne getireceği belli olmaz. Hazırdaki iki parça bazen inanılmaz bir illüzyon yaratabilir…

‘Eski kadar yeninin de değerli olduğuna inandım hep’

‘Dokuya koku eşlik etmeli’

Yeni bir parfüm koleksiyonu çıkardınız, hayırlı olsun. Nedir yola çıkış hikâyesi?

Her moda imzasının, tasarımcının, tarihe not düşen koleksiyonların üreticisinin bir kokusu vardır. İlhamını o kokuyla paylaşır. Bazen sadece kendisi alır o kokuyu. Ama paylaşmak, kendini ifade etmenin de en değerli eylemidir. Bu anlamda koku koleksiyonumuzun üretim ve satış temsilcisi olan aile dostlarımız, Doruklara şirketinin sahibi Ahmet Nadir Bulut ve Ebru Bulut’tan “Moda dünyasının duayenisiniz, neden bir imza parfüm yapmıyorsunuz, istemez miydiniz” diye bir teklif geldi.

Parfüm koleksiyonunuzu oluştururken nelerden ilham aldınız?

Yıllarca dünyanın belki de en güzel çiçek desenli ipek emprimeleri ile kadını saran kostümler ürettim, kumaşın kendi kokusuna ahenk verecek bir esintinin eksikliği, beni dokunun yanında koku duyusunun da eşlik etmesi gerektiğini düşünmeye itti. Kimsenin hissetmediği bir eksikliği tamamlamış oldum böylece…

Haberle ilgili daha fazlası:

BAKMADAN GEÇME!