Esiyor ama uçurmuyor

AYNALAR KIRIK ŞİMDİ

Prodüktörlüğünü emsalsiz Bülent Ortaçgil’in yaptığı; Ediz Hafızoğlu, Çağrı Sertel ve Erdal Akyol gibi memleketin en namlı müzisyenlerinden bir bölümünün katkıda bulunduğu ‘Ayna Kırıldı’, genç yaşına rağmen çok sayıda iyi ve farklı sanatçıyla çalışmış Barlas Tan Özemek’in, kendi sesinden ilk şarkısı. Fiziki baskısı olmayan ve yalnızca dijital platformlarda sunulan şarkı, böyle bir kadrodan beklenebileceği kadar iyi değil. Kötü hiç değil; sözleri etkileyici, melodisi çekici. Ama bu kadro eşliğinde Özemek’in uç(ur)ması beklenirdi. Şu aralar albümünü hazırlamakta olan genç müzisyenin, vokal konusunda profesyonel destek alması çok iyi olurdu; pek güçlü olmayan sesini daha iyi kullanabilmenin yolunu bulabilirdi büyük ihtimalle; bariz Ortaçgil etkisini de ardında bırakabilirdi. Şarkı sözlerinin telaffuzu da kısmen sorunlu; sesin yet(işe)mediği noktalarda, alttan akanın ahengine aldırmadan
kırılıp/bükülüyor. Profesyonel vokal desteği ile bu da çözülebilir belki.

BİR ŞARKI KAÇ KAFİYE EDER?

Çok yetenekli bir müzisyen ve yorumcu olan Melisa Uzunarslan’ın yeni şarkısı ‘Bu Gece Kaç Şişe Eder?’in ismine bakarak bunun, alkolün/eğlencenin tavana vurdurulduğu bir yaz şarkısı sanmanız kuvvetle muhtemel. Öyle değil ama. Uzunarslan yine ayrılıkları, kalp kırıklıklarını ve sonrasını aktarıyor. Günümüz popunda ‘aşk’ yeterince fazla ve yeterince çeşitli biçimlerde anlatılmış/aktarılmıştır. Ama iş ayrılıklara, terk edi(li)şlere geldiğinde, herkes tutulur kalır; aynı kafa, aynı mantık, aynı cümlelerle aktarılır her şey. Biraz zorlanarak da olsa, bu çerçevede yazılanları, yağan yağmuru ‘Tabiat bizim için ağlıyor’a sıkıştırmak dahi mümkün. Uzunarslan’ın farkı burada işte; gayet doğal, gayet kendiliğinden bir biçimde söylemiş söyleyeceklerini.Ama işte, kontrol edilememiş bu doğallık ve kendiliğindenlik bazı anlamsızlıklara yol açmamış da değil. Kafiyenin suyunu çıkarmak diye bir şey varsa, bu şarkı örneklerinden sayılabilir: “Bu gece kaç şişe EDER, hayatım zaten KEDER, kanıyorum ah çok BETER, seviyorum seni desen, gelmesen bile bana YETER...” Aktarılan duyguların sahiciliğinden, samimiyetinden şüphe etmenin âlemi yok ama kurgu başka bir şeydir; duyguları değil ama dile getiriliş biçimlerini gözden/elden geçirmek şarttır. Şarkının klibinde ise mevsim yaz. Güzeller güzeli Uzunarslan’ı bir sahil boyu yürütmüş yönetmen; en ufak bir abartıya yüz vermeden. Şarkı dinlendiğinde kulak tırmalayan ter-ter/der-der heceleri, klip seyredildiğinde o kadar da batmaz oluyor; büyük ihtimalle göz, kulağı alta/arkaya ittiği içindir.