Emmy’ye giden yolda dört doğru adım

Güncelleme Tarihi:

Emmy’ye giden yolda dört doğru adım
Oluşturulma Tarihi: Kasım 24, 2017 11:23

‘Kara Sevda’, dünyanın en prestijli ödüllerinden birini aldı. Uluslararası Emmy Ödülü’nü kazanan ilk Türk dizisi oldu. Ekranın en sürükleyici melodramının tarihe geçmesini sağlayan başarılı formülünü mercek altına aldık.

Haberin Devamı

1) Antikahramanların gücü

Akademi üyeleri önlerine gelen projeleri yalnızca karizmatik jönlerin cazibesi üzerinden okumaz. Bir öyküyü derinleştiren her zaman sağlam kötü karakterlerdir. Size suçluluk duyduran, bir yandan saçınızı başınızı yoldurup bir yandan saygı uyandıran, hem anladığınız hem nefret ettiğiniz antikahramanlar ‘Romantik Kemal’lerden üstün gelir. ‘Kara Sevda’ da televizyon tarihimizin en esaslı kötülerinden birine, Emir Kozcuoğlu’na sahipti. Kaan Urgancıoğlu her hücresiyle manyaklık kuşanmış, efsanevi bir psikopata hayat verdi. Zaman zaman dizinin tüm çatışmasını, tüm düğümlerini üstlenen Emir, ödüle giden yolu intikam taşlarıyla döşedi.

2) Büyülü sinematografi

Dizi, pembe dizi kategorisinde ödül aldı. Ama biz iki sezon boyunca, bu türe özgü kötü stüdyo ışıklarını, cansız planları, cam gibi derinliği hiç görmedik. Hilal Saral; Kemal ve Nihan arasında, rüyayla kâbus arası gidip gelen aşkı kalbinden yakalayan bir dünya yarattı. Nihan’ın küçük bir kız çocuğu gibi umudunu sakladığı saf bahçeye, Kemal’in tırnaklarıyla Nihan’ın adını kazıdığı yaralı duvarlara, müthiş İstanbul manzaralarına, Ağva’da bir sığınağa, Emir’in içindeki hayatı emdiği gri odalara incelikle hayat verdi. ‘Kara Sevda’nın ışık, kamera, kurgu alanındaki özeni ödülün önünü açtı.

Haberin Devamı

3) Tiryakilik yaratan anlatı

Akademi üyeleri, her biri 2.5 saatten 74 bölümü elbette izlemedi. Ama birkaç bölümle
bile bu dizinin müptelalık yaratacağı anlaşılır. Dizi iki uzun sezon boyunca, hiçbir an temposunu yitirmedi. Seyirciyi hep diken üstünde tutmayı başardı. Kemal ve Nihan’ın kavuşma ihtimaliyle aylarca tahrik edip hepimizi çileden çıkardı. Yine de öykü kendini tekrar etmeden, her trajik olayda yeni bir ‘Yok artık!’ efektiyle klişelerin kıyısından dönmeyi başardı.

Emmy’ye giden yolda dört doğru adım

4) Müthiş oyunculuk

Başrolde Burak Özçivit ve Neslihan Atagül, ekranın en unutulmaz çiftlerinden biri oldular elbette ama dizinin başarısının sırrı büyük ölçüde muhteşem yan rollerinde saklı. Zerrin Tekindor’un Leyla’sı erkeklerin, holdinglerin, hırsların, entrikaların içinde hâlâ hayat olduğunu hatırlatan kadın kadıncık bir çiçek, ikinci sezonda ona eşlik eden Kerem Alışık nefis bir talihsiz romantik... Ve en parlak alkış da Hazal Filiz Küçükköse’nin başlıbaşına ayrı bir hikâye olmayı hak eden Zeynep’ine.

 

Haberin Devamı

Bu hafta gülmeye doyamayacaksınız! - Sinefil

 

BAKMADAN GEÇME!