Güncelleme Tarihi:
Emir Özden oyunculuğa lisenin ilk yıllarında, Kadıköy’de Duru Tiyatro’da eğitim alarak başlamış. Profesyonel olarak oyunculuk yapmaya lise 3’te karar vermiş. “Oyunculuk önceleri kendimi tanımamda aracı olarak gördüğüm bir hobiyken daha sonraları bunun hayatımın geri kalanında yapmak istediğim şey olduğunu fark ettim ve şu anda karşınızdayım” diyor gülerek.
İki sezondur ‘Masumlar Apartmanı’ dizisinde Ege karakteriyle ekrana geliyor. Başlarda, annesini kaybetmiş, ablası ve dedesiyle yaşayan asi ve serseri ruhlu bir gençken ablasını kaybetmesiyle yaşadığı dönüşümü izliyoruz şu sıralar...
Bu performansı Özden’in geniş kitlelerce tanınmasını sağlasa da aslında bir kesim onu ‘Bir Zamanlar Osmanlı-Kıyam’daki oyunculuğuyla da hatırlıyor.
‘Böyle Bitmesin’, ‘Not Defteri’ ve ‘Kanatsız Kuşlar’ gibi dizilerde de gördüğümüz Özden’in dikkat çeken bir başka rolü de geçen ağustosta gösterime giren ve festivallerden ödüllerle dönen ‘Bilmemek’ filmi. Canlandırdığı Umut karakteri, lise son sınıfa giden bir genç. Akran zorbalığına uğruyor, nedeniyse arkadaşlarının onun eşcinsel olduğunu düşünmesi...
“Umut, yıllardır tanıdığını düşündüğü insanları hiç tanımadığını fark ediyor. Cinsel yönelimine dair -ki nedir bilmiyoruz yapılan yorumlardan öte onu asıl kızdıran şey, yaşadığı hayal kırıklığı” diyen Özden’e filmin senaryosunu ilk okuduğunda ne hissettiğini soruyoruz, anlatıyor: “Film bize, orta gelirli bir ailenin hikâyesi üzerinden önyargılarımızın bizi ne kadar şekillendirdiğini, bu hayatta kapladığımız alanın önyargılarımız kadar olduğunu gösteriyor. Senaryonun beni en çok heyecanlandıran yanı, hayatın her alanında; cinsel yönelim, etnik köken, dil, din, fiziksel stereotipler olmadan da kendimizi ve birbirimizi ötekileştirdiğimizi göstermesi oldu.”
Özden’e göre ‘Bilmemek’ filmi bize, eğitim düzeyimiz yüksek olsa da her an birine etiket yapıştırabileceğimizi anlatıyor. Genç oyuncu 31. Ankara Uluslararası Film Festivali’nde bu filmdeki performansıyla En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu ödülünü aldı. Özden “Bir karakteri sırtlanmak ve bir hikâyeye hizmet etmek benim için tarifi olmayan bir duygu” diyerek ekliyor: “Tüm bu karakterler ve hikâyeler sayesinde hem kendi içinizde bir keşfe çıkıyorsunuz hem de çok farklı insanlar tanımış oluyorsunuz. Her geçen gün yepyeni bir deneyim yaşamak çok özel.”
Setlerden artakalan vakitlerdeyse arkadaş grubuyla zaman geçiriyor; onlarla film izlemeyi, izledikleri film üzerine konuşmayı seviyor. Yakın zamanda tenise geri dönmüş, “Son zamanlarda yaptığım en harika şey” diye anlatıyor. İlerisi için hayallerini de soruyoruz. Büyük cümleleri yok. “Her gün çok ufacık bir şey de olsa yeni bir şey öğrenmek, kendime bir şey katabilmek bence en güzel hayal... Bunun dışında herkes gibi mesleğimi yurtdışında da yapabilmek, çalışmak istediğim yönetmenler, özellikle içinde olmaktan büyük mutluluk duyacağım hikâyeler var... Ama ben galiba o büyük, uzun vadeli hayallerden ziyade her gün gerçekleştireceğim küçük hayaller kuruyorum.”