Güncelleme Tarihi:
Gizem: Melis, geçen hafta bahsetmiştin. Deniz’in bir arkadaşının annesi “Başka çocuklar savaşta ölüyor, siz burada şımarıyorsunuz” demişti. Kadını aradın mı sonra, ne yaptın?
Melis: Aramadım. Çünkü 40 yaşında bir kadını ben eğitemem, değiştiremem. Ama kendi çocuğuma doğrusunu anlatabilirim. Açıkça söyledim, “Bazen büyükler de hata yapabilir ve arkadaşının annesi size böyle söyleyerek hata yapmış” dedim.
Gizem: Doğru, haklısın ama insanın uyarmamak için kendini tutması çok zor, “Çocuğumun yanında daha dikkatli konuşun lütfen” diye...
Melis: Onu uyarsam bir başkası yapabilir. Sonu yok ki... Çocuklar her yetişkinin hep doğru davranacağını düşünüyor. Mesela gelip bana “Arkadaşımın annesi kola içmesine izin veriyor, sen niye vermiyorsun” diyorlar. Ben de “Herkesin ailesi, doğru bildikleri ve yanlış buldukları farklıdır. Ben çocuklarım için kolanın çok sağlıksız olduğunu biliyorum ve o yüzden içmenizi istemiyorum” diyorum.
Gizem: Ben de Lorin’e hep söylüyorum: “Düşünemedim, hata yaptım, özür dilerim, anneler de yanlış yapabilir...” Çocuklara küçüklükten itibaren her şeyi dürüstçe anlatmak en güzeli. “Anlamaz” diyerek geçiştirmemek lazım, en çok anladıkları ve her şeyi inşa ettikleri bir zaman aslında. İleride zihinlerinde oluşan yanlış algıları düzeltmek daha zor bence.
Melis: Aynen öyle, diğer türlüsü çocuğu kandırıp aptal yerine koymak zaten. Ben olabildiğince bana yapılmasını istemediğim bir şeyi onlara da yapmamaya çalışıyorum.
Gizem: Yani onu da kötü niyetle yapmıyor ebeveynler. “Dur şunu kandırayım, aptal nasılsa bu” demiyordur. Sadece anlamayacağını düşünüyordur ya da ardından çıkacak küçük krizlerle karşılaşmamak için günü kurtarmayı seçiyordur.
Melis: Küçükken gördüğümüz yanlış davranışlara rağmen kendi çocuklarımızı doğru yetiştirmeye çalışıyoruz!
Melis: Ahh, o küçük krizler yok muuuu! Evet tabii, insanız sonuçta. Bizim çocukken gördüğümüz muamele buydu ayrıca. Şimdiyse biz daha küçücükken içselleştirdiklerimize rağmen çoğumuz kendi çocuklarımızı doğru yetiştirmeye çalışıyoruz, elimizden geldiğince. Peki sen, biri Lorin’e yanlış bulduğun şekilde davrandığında ne yapıyorsun?
Gizem: Aileden biriyse tatlı tatlı meramımı anlatıyorum. Çünkü devamlı görüşüyoruz. Nereye kadar görmezden gelebilirim ki? Tanımadığımız ya da az tanıdığımız biriyse de (yanlış bulduğum durumun hassasiyetine göre) ben de o kişiye bir şey dememeyi tercih ediyorum. Ama Lorin’le o an hemen orada doğrusunu konuşuyorum. O sırada da duyuyor zaten diğer insan. Fakat çocuk psikoloğu bana demişti ki: “Kimin nasıl konuştuğu çok da önemli değil, çocuk dışarıda her şeyi görür ama çoğunlukla ebeveynini rol model alır.” Gerçekten de öyle.
Melis: Bir örnek verebilir misin?
Gizem: Misal babam Lorin’e istediği bir şeyi yaptıramayınca “Küserim ama sana” diyor. Ben de hemen o anda, ikisinin de duyacağı şekilde “Küsmek yok dedesi. Biz ne olursa olsun birbirimize küsmüyoruz, iletişimi kesmiyoruz ve birbirimizi bununla tehdit etmiyoruz” diyorum. Hem Lorin dedesini uyardığımı duyuyor ve ‘doğru’ pekişiyor hem de babama yumuşak bir bildiri oluyor (gülüyor).
Melis: Akıllı kadının hali başka tabii. Ben de hemen annemle bir randevu ayarlayayım (gülüyor).