‘Durumlar kötü ama iyileştirebiliriz de’

Güncelleme Tarihi:

‘Durumlar kötü ama iyileştirebiliriz de’
Oluşturulma Tarihi: Mart 16, 2024 07:00

İklim krizinin etkileri çoktan denizlerimize yansıdı. Ecem Kodak bu gerçeği çocuklarımıza anlatıp gelecek kuşaklara farkındalık kazandırmayı kendine misyon edinmiş, görsel yönetmenimiz Serhat Gürpınar’ın resimleri eşliğinde bir kitap yazmış. Hikâyenin kahramanları lüferler, kalkanlar, ahtapotlar ve hatta fitoplanktonlar olmuş. Bilimsel gerçekler pek parlak değil belki ama bu kitap çocuklara umut veriyor. Çünkü ne yapmaları gerektiğini anlatıyor.

Haberin Devamı

Denizlerimizdeki canlıların birçoğunun nesli tükenmek üzere. Geride kalanlar hem istilacı türlere karşı mücadele ediyor hem de iklim krizi ve kirlilik nedeniyle yaşam savaşı veriyor. Ecem Kodak, İstanbul Üniversitesi’nde su bilimleri mühendisliği okurken deniz canlılarının onu büyülediğini ama durumları kötü olduğu için çok üzüldüğünü anlatıyor. İşte bu yüzden kolları sıvamış ve gelecek kuşakları bilinçlendirmek için bir çocuk kitabı yazmış. Hürriyet Ekler Görsel Yönetmeni, arkadaşımız Serhat Gürpınar’ın çizimleriyle renklenen ‘Deniz Dinozorunun Sırrı’ 18 Mart’ta raflarda olacak. Öncesinde onlarla buluştuk, bu hikâyenin çocuklara neler anlattığını konuştuk.

◊ Şu an Altın Kitaplar Yayınevi’nde çalışıyorsun. Sualtı merakın nasıl doğdu?

Evet, kurumsal iletişim koordinatörüyüm ama öncesinde İstanbul Üniversitesi’nde su bilimleri mühendisliği okudum. Sualtı dünyasına âşık oldum. Gün geçtikçe de kirliliğin arttığını ve iklim krizinin etkilerinin denizlere yansıdığını gördüm. Farkındalık yaratmak istedim ve yazmaya başladım. Küçük yaşta böyle bir bilincin gelişmesi önemli diye çocuklara yöneldim. İstanbul Drama Sanat Akademisi’nde yaratıcı drama eğitmenliği eğitimi de almıştım. Orada özellikle çocuklara drama atölyeleri ve etkinlikler hazırlıyordum.

Haberin Devamı

◊ ‘Deniz Dinozorunun Sırrı’ bilimsel temelli bir çocuk kitabı. Biraz hikâyeden bahseder misin?

Mimi ve Lili isimlerinde iki lüfer kardeş göçe hazırlanıyor. Hikâye 2021 yılında Marmara Denizi’nde yaşadığımız o müsilaj zamanında geçiyor. Bu iki kardeş müsilaja çözüm bulmaya çalışıyorlar. Arayışları onları nesli koruma altındaki türlere götürüyor. Deniz dinozorunun bu sırrı bildiği söyleniyor. Kahramanlarımız onu bulmaya çalışıyorlar ve o sırada da orfoz, ahtapot, fitoplankton gibi deniz canlılarıyla tanışıyorlar. 7 yaş ve üzeri için uygun, 18 Mart’ta da yayımlanacak. Çocukların anlayabileceği şekilde yazılan bilimsel bir kitap diyebiliriz.

◊ Epeyce de araştırma yapmışsın gördüğüm kadarıyla...

Evet, makaleler okudum, bilgilerimi tazeledim ve üniversitedeki arkadaşlarıma danıştım. Bu süreçte İ. Ü. stanbul Üniversitesi Su Bilimleri Fakültesi’nden Prof. Dr. Bayram Öztürk’ün hikâyeye çok katkısı oldu. Müsilaja çözüm bulan ekip bizim fakültedeydi, onların çalışmalarından da ilham aldım.

Haberin Devamı

◊ O dönemde yararlı bakterileri denize bırakmışlardı...

Evet, denizin kendi kendini temizlemesini sağlayan bazı bakteriler var. Deniz sağlıklıyken sudan bir miktar toplamışlardı. Laboratuvarda onları korudular ve sonra yenilerini ürettiler. Denizin müsilajı temizlemesine katkı sağlamak için de bu bakterileri tekrar denize bıraktılar.

◊ Müsilaj denizin kendi savunma mekanizması aslında, değil mi?

Tabii. Fitoplanktonlar patlıyor. Bu doğal bir döngü. Kimyasal bir şey değil ama denizin oksijeni azalıyor ve su kirlenmeye başlıyor. Fitoplanktonlar aşırı çoğalıyor. Bir yerde yoğunluk artınca sıkış tıkış olur ya, işte bir nevi o yaşanıyor. Deniz oksijensiz kalıyor.

Haberin Devamı

◊ Çocuklara bu bilimsel gerçekleri çok güzel bir kurguyla aktarmışsın.

Kitap bu işin ilk aşaması. Türkiye’deki deniz canlılarını anlatan bir dizi drama atölyesi de planlıyorum. Onun için de Türk Deniz Araştırmaları Vakfı’yla (TÜDAV) bir proje geliştiriyoruz.

◊ Çizimler çok güzel olmuş, gerçek gibi...

İllüstrasyonları Serhat Gürpınar yaptı. “Aslına uygun yapalım balıkları, bilimselliği bozulmasın” diye karar vermiştik. O kadar iyi çizdi ki hikâyeye ruhunu verdi.

◊ Adı neden ‘Deniz Dinozorunun Sırrı’?

Mersinbalığı literatürde deniz dinozoru olarak geçer. Tipi de benziyor. Eski bir balık olduğu için fakültede hocalarımız bize “Yeryüzünde dinozorların yaşadığını düşünün. Denizlerde de mersinbalığının rolü öyle” derdi. Nesli tükeniyor. Havyarı için yok ediliyor.

Haberin Devamı

◊ Çocuklar sualtına meraklı. Bunda ‘Kayıp Balık Nemo’nun da etkisi var sanki. Bu kitap da çizgi film olabilir mi?

Evet, Nemo’nun etkisi oldu. Bu hikâye de çizgi film olabilir tabii. Devamı da geliyor. Bu kez rotayı Akdeniz’e kıracağız.

◊ Hikâye Marmara Denizi’nde başlıyor. Marmara’nın durumu nasıl?

Denize baktığımızda kirlilik yok gibi ama aslında suyun içinde erimiş mikroplastikler var. Deniz canlılarını da bizi de etkiliyor. Gemiler sefere çıkmadan önce, yolda devrilmemek için kendi içlerine bir bölgeden deniz suyu alıyorlar. Buna balast suyu deniyor. Oradaki canlılar bu suyla gemiye yükleniyor. Gemi Marmara’ya onu boşalttığında balonbalığı ve aslanbalığı gibi istilacı türler denizlerimize geliyor. İstilacı türler saldırganlar, deniz canlılarımızı yok ediyorlar.

Haberin Devamı

◊ Çocuklara kötü bir durumu anlatıyorsun ama hikâye umut veriyor...

“Dünyayı çocuklara tozpembe gösterelim” diyen biri değilim. Olduğu gibi yazdım her şeyi ama kendi içimde de umut taşıdığım için bu hikâyeye yansıdı. Hani durumlar kötü ama iyileştirebiliriz de... Bu da bizim elimizde.

 

‘ASLINA UYGUN, MİNİK BİR BELGESEL OLSUN İSTEDİK’

80’lerde Gırgır dergisinin çizerlerinden olan, sonra da uzun yıllar medya sektöründe çalışan Serhat Gürpınar, bizim görsel yönetmenimiz. Serhat ‘Deniz Dinozorunun Sırrı’ için yaptığı çizimler hakkında şunları anlatıyor...

“Hikâyede beni cezbeden taraf, bilgiyi çocuklara akıcı bir şekilde vermesiydi. Çizimler de karikatür gibi olsun istemedik. Bu yüzden mümkün olduğunca deniz canlılarının gerçeğe yakın halini resmettik. ‘Bir parça sevimli görünsün ama aslına uygun, minik bir belgesel gibi olsun’ dedik. Çünkü ölümü bile çocuklara uygun bir dille anlatmak gerekiyor bence. Onlara hayatın zor yanlarını açıklayabilmek için çizimler ideal bir yol. Bizden çok daha akıllılar zaten şu an. Bütün bilgilere sahip doğuyorlar. En acı gerçeği de bilmelerinde fayda var. İlk kareleri çizmek aslında biraz zordu çünkü konuya müsilajla giriyoruz. Kirli bir deniz olmalı sonuçta. Ama kitap sonlara doğru renkleniyor, aydınlanıyor.”

BAKMADAN GEÇME!