Güncelleme Tarihi:
- İzmir Tepecikliyim. 19 yaşındayım. Roman kızıyım. Anne ve babam çiçek satıcısıydı. Üçü kız, beş kardeşiz. Annemle babam ben 13 yaşındayken ayrıldı.
Roman kültürüyle büyümek ne demektir?
- Romanlar zararsız ve sıcakkanlıdır. Anı yaşarlar. Kavga ederiz ama iki dakika sonra müzik duyunca oynarız.
Ayrımcılığa uğradığınız oldu mu hiç?
- Bazen. Ama halimden memnunum. İyi ki Roman doğmuşum. Her ırk güzel ama ben Roman olmaktan memnunum. Açlığı tokluğu gördüm. Mahallede arkadaşlarımla çekirdek çitler, hortum, ip atlardık. Lüksle hiç işim olmadı. Şimdi bile en lüks yere de gitsem, ayağımda terliklerim olur. Kendimi değiştirmem. Dünya değişir, Solmaz değişmez.
Okul?
- Tabii ki de okudum. Sekizinci sınıfa kadar gittim. Ama âşık olunca okulu bıraktım. Mahallede arkadaşlarım nişanlanıp sözleniyordu, onlara özendim. Anneme “Ben de nişan olacağım” dedim.
Nişanlınız ne oldu?
- İlk aşkımdı, bitti. Ben açık liseyi bitirdim. Bu sırada mahallemde kaldım, büyüdüm. Önce börekçide kasiyerlik yaptım. Sonra telefoncuda kontör yüklemeye başladım. Ardından evlenmeye karar verdim, yuva kurmak istedim ve evlilik programına başvurdum. Hiç beklemediğim şekilde bir anda programa çağrıldım.
Henüz 18 yaşında neden evlilik programına katıldınız?
- Bizim mahallede yakışıklı çocuklar vardı. Ama mahalleden çıkmak istedim. Bir de o programlarda adayları araştırıp soruşturuyorlar. Kimin ne olduğunu anlıyorsun. Seda Sayan’ın programına katıldım. Seda Abla beni çok sevdi. Kendimi tanıttıkça taliplerim çıkmaya başladı. Ama bekledim, aşk yaşamak istiyordum. Önce Nurullah’la aşk yaşadık ama olmadı, kavga ettik. O sırada Kaan programa katıldı. Geliş o geliş... Kaan’a bütün kızlar sulanıyordu. Ben ona çiçek attım, o da benden elektriği aldı ve ilişkimiz başladı.
Orada her şey gerçek miydi? Oyunculuk ajansından değil misiniz?
- Yok ayol ne ajansı. Herkes rol yaptık sanıyor, benim çok paralar kazandığımı düşünüyor. Oysa ben normal hayatıma devam ediyorum.
BEN DİZİDEN NE ANLARIM!
Sosyal medyada 700 bin takipçiniz var. Bu popülerliği bekliyor muydunuz?
- Valla beklemiyordum. İçimde art niyet, kötülük olmadığını insanlar algıladı herhalde. Çocuklar özellikle raga dansımı sevdi.
Önceden oryantallik yapıyor muydunuz?
- Bizim mahallede düğün çok olur. Doğum günlerimiz bile davullu zurnalıdır. Ben de evimde dans ederdim. Programda bir gün dans edince iş teklifleri gelmeye başladı. Ben de meslek haline getirdim. İşler yürüdü gitti. Sonra da dizi teklifi geldi.
Nasıl cesaret ettiniz başrol oynamaya?
- Ben diziden ne anlarım!
Peki neden siz?
- O ışığı bende gördüler herhalde... Oyunculuk dersleri aldım, koçlarla çalıştım. Bana “Tonlama yap” falan diyorlardı ama ben anlamıyordum ne demek istediklerini. Sonunda “Senden bir şey olmaz” dedi herkes.
Ne oldu ilk set günü?
- O atmosfere girince kendimi oraya adapte ettim. Ve oyuncu koçum “Emeklerim boşa gitmedi” dedi.
‘Aşkı Roman’ yeni ‘Gırgıriye’ mi?
- Hem ‘Gırgırıye’, hem de içinde entrika var. Ağlamaklar, hoplamaklar, zıplamaklar... Benim canlandırdığım karakter Solmaz... Aynı yarışmadaki gibi, dizide de onu seven erkeklerin arasında kalıyor. Kendimi oynuyor gibiyim. Elimden geleni yapıyorum. Bundan sonra da bu işin mutfağına gireceğim. Bu diziden sonra elit kızı da avukatı da oynamak istiyorum yani.
Dizide, yarışmadaki sevgiliniz Kaan’la başrolü paylaşıyorsunuz. Nedir son durum?
- Nişanlandık! O benim canım aşkım. Kaan yaşına göre olgun, elit bir çocuk. Ben delidoluyum ve beni taşıyabiliyor.