Güncelleme Tarihi:
Ezgi Aydoğan, uzman dans ve hareket psikoterapisti. Yüksek lisansını İngiltere’de Derby Üniversitesi’nde en yüksek derece olan ‘distinction’la tamamladı. Bu süreçte çocuklar ve ergenlerle bedensel travmalar hakkında çalışmalar yaptı. Bitirme tezi ‘dans-hareket terapisi ve yeme bozuklukları’ üzerindeydi. Salgın döneminde evde, hareketsiz kaldık, yeme alışkanlıklarımız da değişti. “Gençlerimiz çok yoğun olarak üzüntü, stres ve kaygı yaşıyor ve bedenlerine ağır, katı cezalar uyguluyorlar” diyen Aydoğan’dan vücudumuzla olan ilişkimizi dans ve hareket terapisiyle nasıl iyileştirebiliriz, öneriler aldık...
Dansın psikolojimiz üzerinde ne kadar etkisi var?
Çok! Dans kendi başına zaten bir terapi. Hareket ve duygular arasında yakın bir ilişki var. Hareket ettiğimizde duygularımız da değiştiriyor. Bunun biyolojik bir açıklaması söz konusu. Beynimizdeki hareket merkeziyle duygularımızın yönetildiği merkez birbirine çok yakın. Dolayısıyla biri aktive olduğunda diğeri de oluyor.
Dansın faydaları neler?
Anksiyeteyi azaltıyor, duygusal esnekliğimizi ve dayanıklılığımızı arttırıyor. Bu da depresyon semptomlarının azalması demek. Ayrıca bir beyin proteinini de arttırarak daha iyi hissetmemizi sağlıyor, odaklanmamızı ve hafızamızı güçlendiriyor ve stres hormonlarının seviyesini düşürüyor. Dans ve hareket psikoterapisindeyse, dans ve hareketin keyif verme özelliğinin ötesinde terapötik ve tedavi edici özelliği ön plana çıkıyor. Bu yüzden sadece lisanslı dans ve hareket psikoterapistleri tarafından uygulanması uygundur.
Evde kaldığımız günlerde nasıl ‘harekete geçebiliriz’?
Ben şöyle yapıyorum... Sevdiğim müziği açıp günlük hareketlerimi dans ederek yapıyorum. Yemek hazırlarken veya temizlik yaparken bile dans edebilirsiniz. Bunu ailenizle, çocuklarınızla veya partnerinizle de yapabilirsiniz. Dans etmek herkesin kendini bireysel olarak ifade etmesini sağlayan harika bir grup aktivitesi!
Dans etmeyi hiç bilmiyorsak nasıl öğrenebiliriz?
Dans ve hareket psikoterapisinde herhangi bir dans türü öğretmiyoruz. Terapi seanslarımızda doğal beden hareketlerinize odaklanıyoruz. Yargıdan ve estetik kaygıdan uzak bir alanda, kendinizi beden yoluyla ifade etmenizi sağlıyoruz.
Beden algısı üzerine de çalışıyorsunuz. ‘Beden algısı’ deyince ne anlamalıyız?
Fiziksel görüntünüz hakkındaki düşünceleriniz ve duygularınız beden algınızı oluşturuyor.
Beden algımızın yanlış olduğunu nasıl anlarız?
Şunlar var mı diye bakabilirsiniz: Bedenimize karşı aşırı eleştirel olmak, onu başkalarıyla kıyaslamak, aşırı zayıflığı normalleştirmek, bedenimizin genetik yapısını kabul etmemek, katı diyetler uygulamak, aşırı egzersiz yapmak, yediklerimizle ilgili yoğun suçluluk duymak...
Nasıl iyileştirebiliriz?
Daha ince olduğumuzda daha pozitif bir beden algısına sahip olmuyoruz. Odağımız kilo vermek değil, yiyeceklerle ve bedenimizle olan ilişkimizi iyileştirmek olmalı. Beden algısı ve yeme bozuklukları tedavisinde mutlaka bir ekip çalışması gerekiyor. Böyle bir sorununuz varsa profesyonel bir yardım almanızı öneririm. Biz bu konuyla alakalı çok kapsamlı bir program tasarladık. Temel amacımız ‘vücut bilgeliği’ kazandırmak ve bedenle olan bağı onarmak. Ekibimizdeki diyetisyenimizle sezgisel beslenme ve yeme farkındalığı üzerinde çalışmalar yapıyoruz. Klinik psikoloğumuzla da olumsuz beden algısını oluşturan düşünce kalıplarını değiştirebilmelerini hedefliyoruz.
Diyelim ki sabah uyandınız ve kendinizi çok bitkin hissediyorsunuz...
“Ayağa kalkın ve tüm bedeninize güzelce bir masaj yapın. Bu oksitosin salınımını arttıracak, kendinizi mutlu hissedeceksiniz. Daha sonra kollarınıza ve bacaklarınıza yapacağınız minik vuruşlarla kan akışınızı hızlandırabilir ve bedeninizi uyandırabilirsiniz. Bu sayede bedenden beyne ‘harekete hazırım’ mesajı göndermiş “oluyoruz.”
Bedenimiz bizimle pek çok farklı şekilde iletişim kurar
Dans ve hareket psikoterapisti ne demek?
Her bedenin bir öyküsü var. Yaşadığımız olaylar, stres, travma, duygusal problemler sadece zihnimizde değil, bedenimizde de değişimlere sebep oluyor. Örneğin, en sık duyduğum cümleler şunlar: “Bedenimi hissetmiyorum”, “Bedenimi sevmiyorum”, “Bedenimden gelen sinyallere (açlık, tokluk, tatmin) güvenmiyorum”, “Bedenimde ağrı hissediyorum”. Bedenimiz bizimle pek çok farklı şekilde iletişim kurar. Dans ve hareket psikoterapistleri bedeninize tekrar bağlanmanızı sağlar. Bunu yaparken de çeşitli hareket analizi metotlarını , terapötik dans ve hareket uygulamalarını kullanır.
Bu alanda uzman olmak için ne okumak gerekiyor?
Dans ve hareket terapisi/psikoterapisi yüksek lisans eğitimini tamamlamanız gerekiyor. Bu eğitim henüz Türkiye’de yok. Amerika, İngiltere, Avrupa veya Avustralya’da master olanakları mevcut.
Siz eğitiminizi nerede aldınız?
Lisans eğitimim Koç Üniversitesi, başarı burslu, kimya-biyoloji mühendisliği. ‘MA dance and movement psychotherapy’ yüksek lisansımıysa İngiltere’de Derby Üniversitesi’nde yaptım.
Bu terapiden kimler faydalanabilir?
Psikolojik bir sorunumuzun olmasına gerek yok. Bunu bir özbakım olarak düşünebilirsiniz. Danışanlarımdan örnek verebilirim. İngiltere’de travma sonrası stres bozukluğu yaşayan çocuklarla ve ergenlerle projeler yürüttüm. Fiziksel ve zihinsel engelli bireylerle çalıştım. Polonya’da duygusal zekâ gelişimi üzerinde çalışmalar yapan bir anaokulunda çalışmalar yaptım. Ebeveynlere ve öğretmenlere eğitimler verdim. Ekimden beri Türkiye’deyim. Şu anda yoğunluklu olarak yeme bozuklukları, beden algısı üzerine çalışmalar yürütüyorum. Bunun yanı sıra Fransız Lape Hastanesi’nde psikiyatrik hastalıklarla grup seansları düzenliyorum. Fransız Fakirhanesi’ndeyse gönüllü olarak yaşlılarla çalışıyorum. Soho House’ta, Advayta Bomonti’de ve kurumsal firmalarda atölyeler düzenliyorum.
Diyelim ki kendinizi bir duyguda takılı kalmış hissediyorsunuz...
“Bedeninizi dilediğiniz şekilde esnetin. Hazır olduğunuzda beden bölgelerini tek tek dansa davet edin. Ayaklardan başlayın, sonra dizler, bacaklar, kalça, göğüskafesi, sırt, kollar, eller, boyun ve baş... Sonra da tüm bedeninizle dans edin. Aynaları, ‘nasıl görünüyorum acaba’ları bir kenara atın. Bedeninizi hissedin.”
Bedenimize nasıl saygı duyarız?
- Onu katı diyetlerle, açlıkla, aşırı egzersizle cezalandırma.
- Besin, su, hareket etmek, uyku, hijyen gibi temel ihtiyaçlarını karşıla.
- Bedenin için kurduğun cümleleri not et, yargılayıcı olanları daha nötr bir dille ifade etmeye çalış.
- Bedenine dokun!