Güncelleme Tarihi:
Kariyerinde kısa sürede Çağatay Ulusoy’dan Timuçin Esen’e ülkenin en iyi jönleriyle yolunun kesişmesi tesadüf olmasa gerek. Çünkü yetenekli olduğu kadar ekranda göründüğü gibi duru bir güzelliğe sahip. Bir yanıyla alabildiğine sakin, bir yanıyla da sürprizli ve ilginç bir kadın. Şifa, enerji ve doğru nefes teknikleriyle ilgileniyor. Olumlamaya inanıyor; “İnsan olmak kendini keşfetme süreciyle başlıyor ve her gün yeni bir keşif yolculuğuna dönüşüyor” diyor.
İzmir Karşıyakalısınız. Hikâyenin geri kalanını sizden dinlesek...
Dört kişilik çekirdek bir ailenin en küçük üyesiyim. Ablamla birlikte memur bir babayla ev hanımı bir annenin mutlu çocukları olarak büyüdük.
Sizi hiç tanımayan birine kendinizi nasıl anlatırsınız?
Sevgi ve iyiliğin içinde olduğu her şeyi seven, komik biriyim.
Genç, güzel, yeteneklisiniz... Ama sizi magazin sayfalarında görmüyoruz. Adınız aşk dedikodularına karışmıyor. Nedir bu steril duruşun sebebi?
Bilerek yaptığım bir şey değil; çizilmiş sınırlarım, kurallarım yok. Bir oyuncu olarak mesleğimle ilgili haberlerin içinde olmayı tercih ederim. Bir de aşk o kadar değerli bir duygu ki sık sık dedikodulara konu olan insanlara küsüyor diye düşünüyorum. Küstürmemek lazım, aşk güzel şey.
Peki böyle yaşayarak ‘star’ olabilir misiniz?
Olunuyorsa ilerde bir gün olurum belki, bu sorunun cevabını da o zaman hep beraber öğrenmiş oluruz.
Aşkın mutluluk
verdiğini düşünmüyorum
Konusu gelmişken ikili ilişkilerde nasıl birisiniz?
Aşkın mutluluk verdiğini düşünen biri değilim ve böyle insanlardan çok korkarım.
Oysa tam tersi olduğunu söylerler hep...
Çünkü bu düşünce beraberinde büyük bir bağımlı olma durumu getiriyor. Mutluluğu karşınızdaki insanın size getirdiğini düşünüyorsunuz ve o giderse mutluluğunuz da gidecek sanıyorsunuz. Bu da beraberinde kaybetmemek için kendin olma muhteşemliğinden vazgeçmeyi ve karşındaki kişinin özgürlüğünü kısıtlamayı getiriyor. Ben zaten mutlu bir insanım. O yüzden ilişkilerimi bu mutluluğa ortak edebileceğim kişilerle özgür, sadakat ve sevgi dolu bir zemin üzerine kurmaya özen gösteriyorum.
Âşıkken nasıl biri oluyorsunuz?
Şu anda nasılsam öyle oluyorum.
Şimdi âşıksınız o halde...
Olmayı çok isterim.
Hislerim bana ‘korkma’ dedi...
-Dokuz Eylül’de ikinci yılımı bitirdiğimde bir tiyatroda staj yapmam gerekiyordu. Özellikle İstanbul’da yapmak istiyordum. O dönem menajerim Yasemin Özbudun’la tanıştım. ‘Kara Para Aşk’ dizisiyle profesyonel olarak başlamış oldum.
- Oyuncu olmaya karar verdiğimde sektörün zorluklarını anlatan binlerce insanla karşılaştım. Ama hislerim korkmamam gerektiğini söyledi. Hayat beni biraz sever, korur, torpilliyimdir. Çoğu zaman her şey kolaylıkla yoluna girdi.
- Bir Almodóvar (İspanyol yönetmen Pedro Almodóvar) kadını olarak, onun bir filminde oynayıp hayal dünyasına dahil olabilmeyi çok istiyorum.
Hastanelerde doktorlarla
zaman geçirdim
‘Hekimoğlu’ dizisinde ‘Doktor Zeynep’ karakterini canlandırıyorsunuz. Daha önce ‘Dr. House’u izlemiş miydiniz?
İzlememiştim ama bir gün bir arkadaşım izlerken denk gelmiştim, büyük bir coşkuyla ‘House’un nasıl bir doktor olduğunu anlatmıştı. O yüzden dizinin yapısı konusunda biraz olsun bilgim vardı.
İmmünoloji (bağışıklık bilimi) doktoru karakteri için nasıl bir hazırlık süreci geçirdiniz?
Farklı iki hastanede, doktorlarla zaman geçirdim. İzinlerini alarak, hastaların kontrollerine dahil oldum. Çok ilginç bir deneyimdi.
Bir doktoru canlandırmanın en zor yanı ne?
Bu röportajı ilk birkaç bölümü çekerken yapmış olsaydık kesinlikle terimler derdim. Ama zamanla onlarla nasıl anlaşacağımı çözdüm. Senaryoyu okurken terimleri not ediyor ve o sahneler çekilene kadar, hayatımın içine dahil ediyorum. Günlük işlerimi yaparken içimden sürekli tekrarlıyorum.
Bu virüs tüm dünyaya bir bütün olmayı hatırlattı
Bütün dünya koronavirüs salgınıyla mücadele ediyor. İçinden geçtiğimiz bu süreci siz nasıl değerlendiriyorsunuz?
Bu virüs tüm dünyaya sevgiyi, yardımlaşmayı, bir ve bütün olmayıhatırlattı.
Ne gibi önlemler aldınız?
Bol bol ellerimi yıkayıp, bağışıklığımı güçlendirecek bir beslenme düzeni sürdürmek dışında, başka insanlara zarar vermemek adına, evden çıkmıyorum. Bu süreç bitene kadar da çıkmayacağım.
Evde kalmak size neleri sorgulattı?
Bu süreç kesinlikle beni kendime getirdi. Yaşadığım hayatın harika olduğunu fark ettirdi. Özgürlük ve sağlığın kıymetini anlamamı sağladı. Tüm o hayat kargaşasında dev gibi gördüğüm küçük sorunları büyütmemem gerektiğini anlamama yardım etti. Yaşamımdaki beni ben yapan her şeye sakince durup, şükretmemi sağladı.
Bu aralar neler okuyor, izliyor ve dinliyorsunuz?
Günlerdir evdeyim ama hâlâ yapmak istediğim birçok şey ertesi güne kalıyor. Şu sıralar oyuncuların otobiyografilerini okumaktan keyif alıyorum. Kendime yönetmenler belirledim. Her birinin tek tek araştırmasını yapıp, filmlerini izleyip, film açıklamalarını okuyorum. Çocukluğumdan beri akordeon çalmayı öğrenmek istiyorum. Bu dönemi atlatır atlatmaz ders almaya başlayacağım. O yüzden bu sıralar akordeonla çalınmış şarkı cover’larına taktım kafayı.
Timuçin Esen’in başrolünde olduğu ‘Hekimoğlu’ salı, saat 20.00’de Kanal D’de.