Güncelleme Tarihi:
Melis: Gizem, sen depremlerin ikinci gününden itibaren afet bölgesindeydin haber için. Sormaya korkuyorum ama... Oradaki çocuklar nasıldı?
Gizem: Hatay merkezde, enkazların etrafında öyle düşündüğün gibi çocuklar yok Melis. Maalesef çok insan enkaz altında, kurtulanların birçoğu da şehri terk etti ya da başka alanlara sığındı. Ben çocuk şurupları götürmüştüm yanımda. Dağıtmak için Arpahan Köyü’ne gittim. Küçük bir köy ve her evde en az 3-4 çocuk vardı. Annelerine şurupları verdim, çocuklara da oyuncak... O minik bir arabaya, minicik bir bebeğe gösterdikleri sevinci tarif edemem. Durumun hem farkındalar hem de değiller.
Melis: Nasıl yani?
Gizem: Köylerinde yıkım yok şükür ama evlerine giremiyorlar. Yardım almak için şehre inmişler, o arada gördükleri kazınmış zihinlerine. 7 yaşındaki bir çocuk bana “İyi ki deprem oldu abla” dedi.
Melis: Neden?
Gizem: Sorduğumda “Evimiz yemek doldu abla, bir sürü cipsimiz bile var artık” dedi. O an nasıl bir yumruk oturdu göğsüme, sana anlatamam. Çocukların dünyası bambaşka, anlamamız mümkün değil. Abisi de “Bu deprem zenginle fakiri bir etti abla” dedi bana. Ne kadar kendi dünyalarında gibi görünseler de aslında her konuşulanı dinliyor ve kaydediyorlar.
Melis: Bu arada ilk söylediğin yanlış algım konusunda çok haklısın. Nedense etrafta çocuklar göreceğini düşünmüştüm. Çok mantıksız tabii. Bu tarz başka mantıksızlıklar da oldu burada sen yokken.
Gizem: Ne oldu? Ben orada internetsizlikten hiçbir şey takip edemedim.
Melis: Sosyal medyada “Depremde ailesini kaybeden çocuklara koruyucu aile olmak için şuradan iletişime geçin” gibi bir mesaj yayıldı önce. Çok iyi niyetli ve nahif bir toplum olduğumuzu bir kez daha gördüm orada. Pek çok kişi hemen evini depremzede bir çocuğa açabileceğini, onu koruyup kollayabileceğini hayal etti.
Gizem: Bu iyi niyet her alanda kendini gösterdi. 20 yaşında gençler de enkazda çalışmaya gelmişti ama onların deneyimsizliği kimseyi çıkarmaya yetmedi maalesef. Herkes iyi niyetli, ama iyi niyet böyle bir durum için yeterli olmuyor.
Melis: Öyle. Sonra ortalıkta dolaşan bu mesajın doğru olmadığını, çocukları eve alamayacağımızı, ancak gidip, sosyal hizmetlerde düzenli olarak ziyaret edip ilgilenebileceğimizi söyleyen başka bir mesaj yayıldı.
Koruyucu ailelik deprem öncesinde de olan bir sistem. Koruyucu aile olmak uzun ve detaylı bir prosedür.
Çocuk seçmek yok
Gizem: E, neymiş peki doğrusu?
Melis: Doğrusunu öğrenmek için Koruyucu Aile, Evlat Edinme Derneği’nden (KOREV) sosyal hizmet uzmanı Beyza Dönmez ile görüştüm. Birincisi, koruyucu aile olmak konusunda dolaşan çoğu bilgi yanlış. Koruyucu ailelik deprem öncesinde de olan bir sistem. Koruyucu aile olmak çok uzun ve detaylı bir prosedür. Ve “Depremzede bir çocuğa koruyucu aile olmak istiyorum” gibi bir tercihte bulunamıyorsunuz. Prosedür tıpkı deprem öncesindeki gibi işliyor. Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı yaptığı incelemelerle hangi çocuğa hangi ailenin uygun olduğuna karar veriyor. Çocuk seçmek diye bir şey yok yani. Çocuklar birbirinden farklı, travmaya sebep olabilecek olumsuz olaylar nedeniyle koruma altına alınıyorlar ve hepsinin güvenli bir ailede büyümeye hakkı var. Aslında çocukların yararını düşünüyorsak ani duygularla hareket etmemeli ve başvuru için yeterince düşünmeliyiz. Ancak depremin ardından e-devlet üzerinden yaklaşık 290 bin başvuru olmuş. Bunlar da daha önceki başvuruların ardından işleme alınacakmış.
Gizem: Peki, gidip çocukları ziyaret etmek, maddi-manevi destek olmak konusu nasıl oluyormuş? Çünkü pek çok insan şu an
‘O çocuklar için ne yapabilirim’ diye düşünüyor.
Melis: Aslına bakarsan o da şu an pek mümkün değilmiş. Çünkü depremzede bir çocuk, hele de ailesini kaybetmişse, travmatize olmuş bir çocuk demek. Ve böyle bir çocuğa ruh sağlığı uzmanlarından başka herhangi birinin temas etmesi ilk etapta doğru değilmiş.
Gizem: Melis gerçekten kalbim acıyor. Gözümden yaş akmıyor artık. Orada ölen çocuklar için mi ağlayayım, yoksa kendi kurtulup annesiz kalan sübyanlar için mi! Aslında hepimiz öldük, sadece oradakileri gömüyorlar.
Melis: Bu duyguyu ben de iliklerime kadar hissediyorum arkadaşım. Ben şimdi bazı dernekleri arayıp çocuklar için -eğer mümkünse- kendi çocuklarımızla birlikte neler yapabiliriz diye araştıracağım biraz. Öğrendiklerimi seninle paylaşırım. Daha sonra da bunları yazarız belki. Bizim gibi hissedenlere rehber olur.
Koruyucu aile olmak isteyenlerin kendilerine sormaları gereken sorular:
◊ Koruyucu aileliği ne kadar biliyorum?
◊ Koruyucu ailelikten beklentilerim neler?
◊ Bir çocuğun sorumluluğunu alma, onun hayatına eşlik etme konusunda yeterince sabırlı ve istekli miyim?
◊ Çocukların gelişim dönemlerinin farkında mıyım?
◊ Koruma altındaki bir çocuk koruyucu ailesinden neler bekliyor olabilir?
◊ Travma geçmişi olan bir çocukla iletişim kurmaya hazır mıyım?
◊ Çocuğu olduğu gibi kabul edebilecek miyim?
◊ Yalnızca duygularımla mı karar veriyorum? Bundan birkaç ay, birkaç yıl sonra da koruyucu aile olmak isteyecek miyim?