Güncelleme Tarihi:
Uzman klinik psikolog Esra Ezmeci, Haliç Üniversitesi mezunu... Yine aynı üniversitede klinik psikoloji yüksek lisansını tamamlamış. Uzun yıllar Balıklı Rum Hastanesi Bağımlılık ve Psikiyatri bölümünde çalışmış. Şimdi Üsküdar Üniversitesi’nin Adli Bilimler bölümünde doktora yapıyor. Kendi kurduğu klinik olan Terapi Evreni’nde de danışanlarını ağırlıyor. Ezmeci’nin Instagram (@esraezmeci) canlı yayınlarına başlamasının sebebiyse pandemi. Pazar akşamları saat 22.00’de... Aynı anda 6-7 bin kişiyi programda ağırlıyor.
Uzman klinik psikolog Esra Ezmeci
◊ Ne zamandır canlı yayın yapıyorsunuz?
Pandemiyle başladım. Kısıtlamalarla birlikte psikolojik olarak zorlanmalar ve ilişkilerde bozulmalar başladığı için ben de bu yönde çok fazla soru aldım. Herkese tek tek cevap vermek yerine bilgi ve pratik önerilerimi insanların her zaman kolayca ulaşabileceği bir şekilde aktarmak istedim. Her pazar saat 22.00 gibi başlıyorum, yaklaşık bir buçuk saat sürüyor.
◊ Ortalama katılımcı sayısı nedir?
Aynı anda aktif olan ortalama 6-7 bin kişi...
◊ Bu yayınlarda neler anlatıyorsunuz?
Genelde insanlar ilişkilerle alakalı tavsiyeler istiyor. İlişkileri yönetmenin çok önemli bir beceri olduğunu düşünüyorum. Bu nedenle narsist insanlarla iletişim, ilişkilerde denge, ilişkileri dönüştürme, şiddet gibi konularda yayınlar yapıyorum. Ayrıca öfke problemi ve takıntılar gibi bireysel konuları ele aldığım da oluyor.
◊ Katılımcıları da yayına alıyorsunuz. En çok ne gibi problemler anlatıyorlar?
Çoğunlukla ilişki problemleri... Aşk acısı, iletişim problemleri, travmalar, yaslar, takıntılar... İlişkiler çok çeşitli dinamiklere sahip. Bu nedenle ‘anormal’ çift dinamikleri dinleyebiliyoruz. Bazen de istismar ve tecavüz gibi ağır konular... Böyle durumlarda Terapi Evreni olarak ayrıca destek sağlamaya çalışıyoruz.
Tüm dünya yalnızlaşıyor
◊ İnsanlar kalabalığa aldırış etmeden dertlerini anlatıyor. Sizce pandemiyle birlikte çok mu yalnızlaştık? Yalnızlık hissini bu şekilde mi gidermeye çalışıyorlar?
Genelde bir insanın kısa süreli dönemlerde yalnız hissetmesi ya da herhangi bir sebepten dolayı yalnız kalması hayatın olağan bir parçasıdır. Fakat pandemi uzadıkça yalnız kaldığımız süre ve dolayısıyla yalnızlık hissi de daha köklü ve kalıcı bir hal almaya başladı. Yani tüm dünyada bir yalnızlaşma var diyebiliriz. Bu sıkıntıyla çevrimiçi sosyalleşmeye ayırdığımız vaktin artması da anlaşılabilir. Fakat insanların yaşadıklarını paylaşma ihtiyacı yeni değil.
◊ Daha çok kadınlar mı katılıyor?
Yoğunluk kadınlarda. Bunun nedeni, kadınların ilişkilerden doğan problemlerden daha çok etkilenmesi ve daha sık çözüm arayışına başvurmak istemesi...
◊ Salgınla birlikte ilişkilerde ne değişimler gözlemliyorsunuz?
Bunu birlikte yaşayanlar ve ayrı yaşayanlar olarak ayrı ayrı inceleyebiliriz. Birlikte yaşayanlar için bu dönem yoğun bir tekrar tanışma dönemi oldu. Bastırılan duygular ya da geçiştirilen problemler çiftlerin birlikte geçirdiği vaktin artmasıyla su yüzüne çıkmaya başladı. Öte yandan bunu iyi yönetebilen, birbirine karşı anlayışlı yaklaşan çiftler bu dönemi bir fırsat olarak kullandı, yakınlaştı. Ayrı yaşayan çiftler içinse farklı zorluk ve avantajlar doğdu. Birbirlerine fiziksel olarak yakın olamadılar ama görüntülü konuşma gibi iletişimi arttıran teknolojiler ilişkiye dahil oldu. Olumlu ya da olumsuz bir etkiden söz etmek zor. Tüm dünyada boşanma oranları arttı. Buradan pandeminin ilişkiler üzerinde yıkıcı bir etkisinin olduğu söylenebilir. Öte yandan pandemiyle birlikte birbirine kenetlenenler de mevcut.
80 milyon hikâye var
◊ Şaşırdığınız sorular oldu mu?
Dinlerken hem şaşırıyor hem öğreniyor, bazen de üzülüyoruz. 80 milyon farklı insan, 80 milyon farklı hikâye var. Bazen konuklar sıradışı olaylar anlatıyor: Kayınpederiyle kaçanlar, değişiklik olsun diye eşine ünlü kadınların maskesini taktıranlar, makyaj malzemeleri, sünger, sabun ya da cam yiyenler... Temizlik takıntısı sebebiyle çocuğunu çamaşır suyuyla yıkayanlar... Bir kadın, kocasının eve yardımcı diye getirdiği kadının kuması olduğunu öğrendiğini anlatmıştı. Başka bir kadın, kayınvalidesi evlerine kalmaya geldiğinde eşinin annesiyle uyuduğunu söylemişti. Bu gerçekten beni çok şaşırtmıştı.
◊ Şaşmamak mümkün değil...
Bir adam uyku halindeyken, yani bilinçsizce eşini boğmaya kalkışmış, tokat atmış, gözlerini oymaya çalışmış... Buna da çok şaşırmıştım.
◊ Eşi mi anlattı size? Nasıl bir yol gösterdiniz?
Böyle bir şiddet gerçek kızgınlıktan doğabiliyor. Bu insanlar normalde de şiddet uygulayabiliyor. Ya da çok farklı bilinçaltı süreçlerinden doğan ve ilişki dinamiğiyle alakası olmayan bir durum olabiliyor. Kadın için güvenli ortam yaratmak gerek. Bu yüzden o çifte profesyonel bir destek almalarını tavsiye ettim.
◊ Sizi en çok üzenler hangileri?
Doğrudan bir olay değil ama beni en çok aile içi şiddet olayları üzüyor. Kadının kaburgaları kırılmış, bedeninde izler var fakat ilk yakınması kocasının onu aldatma ihtimali. Örneğin başka biriyle mesajlaşmasını yakalamış. Oysa ilişkinin temelinde çok daha önemli ve tehlikeli bir problem var...