Foto: Aylin GÜNGÖR
Oluşturulma Tarihi: Mart 28, 2020 07:00
On parmağında on marifet: Şiir yazıyor, besteliyor, söylüyor, resim yapıyor, klip çekiyor; “Günün sonunda mesele, zamana güzel şeyler bırakmak” diyor. ‘Sahne hayvanı’ lakabının aksine gülmeyi güldürmeyi seven ve gayet sakin biri olduğunu anlatıyor. Can Bonomo’yla yeni şarkısı ‘Sen Bunları Duyma’ vesilesiyle konuştuk.
Karşıma yeni bıraktığı bıyıklarıyla çıkıyor. Biraz Sadri Alışık’ı, biraz Sammy Davis Jr.’ı anımsatıyor. Bunun yeni şarkısı için özel bir imaj çalışması olmadığını anlatırken, “Denk geldi. Değişiklik güzeldir” diyor. O da bugünleri evde, eşi Öykü Karayel’le şimdiye kadar biriken film, kitap ve dizi seçkilerini eriterek geçiriyor ve kendi ifadesiyle ‘günde 25 kez ellerini yıkıyor’... Yüzü her zamanki gibi gülüyor. Yeni şarkısı ‘Sen Bunları Duyma’ için sözleşip müzikten evliliğine, geçmişine, hayat hikâyesi ne uzanıyoruz: “Hayatımın geldiği yerden çok memnunum. Buraya başarılarımla olduğu kadar hatalarımla da geldim. İyi ki yapmışım ne yapmışsam...”
◊ Müzisyenliğin yanında resim yapıyor, şiir yazıyor ve klip çekiyorsunuz... Nedir bu her şeyi yapma arzunuzun sebebi?
Çünkü neden olmasın? Hiçbirini zorla yapmıyorum ki. Bir derdiniz var ve bunu insanlarla paylaşmak istiyorsanız araçların bir ehemmiyeti yok. Eliniz yatkınsa çizerek anlatırsınız, dilinize güveniyorsanız şiir yazarsınız. Günün sonunda mesele paylaşmak, zamana güzel şeyler bırakmak.
◊ En özgürleştiren hangisi?
Beni çalışmak özgürleştiriyor. Genlerimde var. Nihayetinde bunlar fikir, nereden geldikleri, samimi olmaları önemli. Form kafama taktığım bir mesele değil.
◊ 30’lu yaşların başındasınız. 30’ların insanlara hep büyük değişimler getirdiğinden bahsedilir. Sizi nasıl etkiledi?
Büyüyorum hâlâ. Bazı çocukça kaygılar geride kaldı, onları görüyorum. Yetişkin olmanın zorlukları varmış, onlarla tanışıyorum. Alışana kadar da herhalde yaşlanırım.
Eşim beğeniyor, bıyıklarımı kesmiyorum◊ Dövmeleriniz, ‘Sahne Hayvanı’ lakabınız... Hep uçlarda yaşayan biri gibi görünüyorsunuz. Gerçek sizi biraz anlatsanıza...Sahnedeki manyaktan çok daha sakinim. Orada bir ‘mask’ var, o adamı eve alamazsın. Sorunun cevabına gelirsek; eşini, dostunu, evini ve çalışmayı çok seven, sakin bir adam var karşında. Arkadaşlarım benimle dalga geçecek. O kadar da sakin değilim, tamam. Konuşkan, gülmeyi, güldürmeyi seven bir adamım.
◊ Yeni şarkıyla birlikte tarzınızda bir değişime gittiniz. Bıyık bırakmaya nasıl karar verdiniz? Denk geldi. Değişiklik güzeldir. Eşim beğeniyor diye kesmiyorum, ben sıkılmaya başladım bile.
◊ İzmirlisiniz. İzmir’de büyüdüğüm için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bir harikadır İzmir.
◊ İstanbul’a 17 yaşında sinema okumak için gelmişsiniz. Müzik nereden çıktı?Sekiz yaşından beri gitar çalıyorum. Dedem TRT korosundaymış, anneannem kıskanınca bırakmış. Beraber şarkılar söylerdik. Üniversitede ilk müzik grubumu kurup besteler biriktirmeye başladım. O dönem ‘WUFI’ diye bir grubu olan Can Saban’la yollarımız kesişti ve olaylar gelişti.
◊ Ve tam o sırada, kariyerinizin başında, 24 yaşındayken annenizi kanserden kaybettiniz. O süreç sizi nasıl biri yaptı?Eksik bir adam yaptı. Anneniz bir kere öldükten sonra hep ölüdür artık! Alışmak mümkün değil. Ama bununla yaşamayı bir noktada öğrenirsiniz. Öyle de oldu, hayat devam ediyor. Müzik de...
◊ Topluma dair sizi en düşündüren ve sorguladığınız şey ne?Büyük fikirler küçük fikirleri yutuyor. Bir fikrin büyük ya da küçük olduğuna karar veren sistem bozuk halbuki. İnsanlar yeteri kadar kendine güvenmiyor. Olmak istedikleri gibi olmak yerine, olmaları gerektiği gibi olmaya çalışıyorlar.
◊ Sosyal medya üzerinden artan bir kötülük ve öfke var. Bunu neye bağlıyorsunuz?Kapitalizme.
◊ Çözüm öneriniz?İzolasyon. Bir yerde öfke ve nefret olduğunu biliyorsam oradan uzak dururum. Öfkeye ihtiyacım yok ki... Sosyal medya bir yaşam biçimine dönüşmeden önce araçtı. Konserlerimizi, müziğimizi tanıtmak, göstermek için kullanıyorduk. Şimdi sosyal medya insanları kullanmaya başladı.
Müziğimizin evrilmesini istediğim yön...◊ Yeni single’ınız ‘Sen Bunları Duyma’. Çıkış hikâyesi ne?‘Ruhum Bela’ albümünün konserleri çok eğlenceli ama bir o kadar da yorucu geçiyordu. Eve her dönüşümde kendimi tatmin olmuş ama bir o kadar da perişan halde buluyordum.
Albüm turnesinden yaklaşık bir ay sonra yazıhanemde çalışıyordum. Bu şarkının taslak hali bitti. Taslağın içinde müziğimizin evrilmesini istediğim yönü işaret eden notlar vardı...
◊ Nedir onlar?‘Ruhum Bela’ punk düzenlemesiyle terör estiren, gürültücü, isyankâr adamların şarkısıyken bu yeni şarkının dinginliği, samimiyeti ve naifliği, turne dönüşü ruhsal ve fiziksel yorgunluğumuza ilaç gibi geldi. Ekip olarak bir şeyleri sevdiğimizde stratejik düşünmeyi bırakır, ne istiyorsak onu yaparız. ‘Sen Bunları Duyma’ da böylece çıkmış oldu.
Arkadaşlarım inanmasa klibimde oynamaz◊ Klibinizi kendiniz yönettiniz. Klip için nasıl bir dünya kurdunuz? Sözleri yazarkenki hislerime paralel bir hikâye kurmaya çalıştım. Hikâyeyi anlatırken de şarkıyı söyleyen, şarkıyı çalan insanlar göstermemeye karar verdim. Bir müzik klibinden ziyade, ‘Sen Bunları Duyma’nın film müziği olduğu, bir kısa film prensibiyle geliştirildi.
◊ İrem Sak ve Fatih Artman gibi isimler arkadaş kontenjanından mı klipte? Her ikisi de projeye inanmasa ya da senaryoyu beğenmese “Ben bu seferlik hayır diyeyim” diyebilecek kadar yakın
arkadaşlarım.
Öykü’yle günümüz müthiş geçiyor◊ İki yıl önce oyuncu Öykü Karayel’le evlendiniz. İnsan evlenince sorumluluklarında neler değişiyor?Sanırım insanlar sorumluluklarının bilincinde oldukları noktada evleniyorlar. Bu sebeple pek bir şey değişmiyor.
◊ Evlilik nasılmış?Çok güzel.
◊ Aşk evlilikle birlikte şekil değiştiriyor mu?Değiştirmiyor.
◊ Öykü Hanım’la bir gününüz nasıl geçer?Müthiş!
◊ Anladım, özel hayat konuşmak istemiyorsunuz ama yine de eşinize olan aşkınızı bir cümleyle nasıl anlatırsınız?Anlattım kendisine şimdi (gülüyor).
İnsanlara güvenmeyi öğreneceğiz◊ Tüm dünya koronavirüsle mücadele ediyor. Bu süreç, götürdüklerini bir yana koyarsak insanlara neler öğretecek?Pozitif çıkarımlar yapalım: Ailelerimizle daha fazla vakit geçiriyor, onlar için endişeleniyor, onların sağlığını daha fazla düşünüyoruz. Çok kısa sürede alışveriş rutinlerimiz değişti. Her gün bakkala, markete gitmiyor, alışverişlerimizi haftalık yapıyoruz. Daha az karbon salınımı ve daha az plastik poşet demek... Bir süre sokağa çıkmayarak başkalarını önemsemeyi, olur da bu işi toplumsal dayanışmayla geride bırakabilirsek de insanlara güvenmeyi öğreneceğiz.
◊ Evde eşinizle nasıl vakit geçiriyorsunuz? Bu durum uzun süredir listemde olan kitapları okumama vesile oldu. Akşamları arkadaşlarımızla görüntülü konuşma yapıyoruz. Pek sık dışarıdan
yemek söylemeyiz, yemek rutinimiz pek değişmedi. Geçen gün Twitter’dan “Film tavsiyesi olan var mı?’’ diye yazdım. Çok enteresan bir seçki birikti. Onları eritiyoruz.
◊ Bu son yaşananlar müziğinizi nasıl etkiliyor?Günde 20 kere haberlere bakıyor, 25 kere ellerimi yıkıyorum. Kafamı meşgul eden çok fazla şey var. Yazma işi dinginlik istiyor. Elbette alışacağım. Sonra da yine bildiğim ve sevdiğim şeyler yazmaya devam ederim.