Güncelleme Tarihi:
İz sürmek… Yaklaşık 1850-1950 arasında Türkiye’de yaşamış ve yaratmış sanatçı kadınların eserlerinden bir seçkiye yer veren ‘Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı’ sergisinin hazırlık sürecini bu iki kelimeyle özetlemek mümkün. Serginin küratörü Deniz Artun ve ekibi bildiği, işlerini yakından tanıdığı bir sanatçı kadınla yolculuğa başlamış. Önce çevresine bakmışlar. Atölyesini paylaştığı başka sanatçı kadın var mı? Birisi ona modellik etmiş mi? Hocası kim? Aynı hocanın başka kadın öğrencileri var mı?
Bu soruların yanıtları onları bir sanatçı kadından diğerine ulaştırmış. Ailelerle görüşülmüş; dostlukları, mesleki dayanışmaları araştırılmış. Yaklaşık 1.5 yıllık hazırlık sürecinin ardından ortaya 117 sanatçı kadından 232 eserin yer aldığı ‘Ben-Sen-Onlar: Sanatçı Kadınların Yüzyılı’ sergisi çıkmış. Bu sanatçılardan birçoğu küratör Deniz Artun’un da ilk kez karşılaştığı isimler olmuş. Görünen o ki, yapılan çalışma sadece bir dönemin üzerindeki toprağı kaldırmış. Toprağın derinliklerinde kim bilir sanat tarihi tarafından ihmal edilmiş başka hangi sanatçı kadınlar yatıyor?
Bugün İstiklal Caddesi’ndeki Meşher’de açılan sergi, adını diller üzerine çalışmış sanatçı Şükran Aziz’in ‘Ben-Sen-Onlar’ eserinden alıyor. Meşher binasının üç katına yayılan serginin girişteki ‘Ben’ bölümü, şöhretsiz kadınlara odaklanıyor. Bu katın farklı köşelerine yerleştirilen aynalar tek bir kadının birkaç yüzünü görmemizi sağlıyor. Bu bölümle ilgili açıklamada şöyle deniyor: “Kadınların tarihten kendi kendilerini sildikleri, adlarının üzerini bile bile karaladıkları da oluyor. Dolayısıyla ayna bazen de, eskiz aşamasında terk edilmiş eserleri ya da kariyerleri bir dev aynasına yansıtmaya ve onları ‘büyütmeye’ yarıyor.”
İlk kattaki ‘Sen’ bölümünde, portrelerin ve otoportrelerin çoğu anne olmanın ya da olmamanın deneyimi, aile olmanın tanımı, şefkat, sanatçı olmanın gücü ve ölümsüzlük üzerine düşünmeye teşvik ediyor. İkinci kattaki ‘Onlar’ bölümünde pek çok sanatçı kadının, ‘güvenli ve zarif’ olanı resmetmesi beklendiği için ancak vazoda çiçekler boyayarak resim yapabildiklerini görüyoruz.
27 Mart 2022’ye kadar devam edecek sergi, kadınlara kendilerinin kahraman oldukları bir yüzyıl (1850-1950) armağan ediyor.