Güncelleme Tarihi:
ISTHMUS’un ilham kaynağı neydi?
- Serginin çıkış noktası İstanbul’a ilk geldiğim zaman diyebiliriz. İstanbul’u ilk kez 1998’de ziyaret ettim ve burada bir şeyler yapmak istediğimi hissettim. Bu şehirle direkt bağ kurdum çünkü bana Küba’yı çok anımsattı. Denizin kenarında olmak, havası, insanların sıcakkanlılığı çok benzerdi. Mesela hiç tanımadığımız insanlar bizi Büyükada’da evlerinde misafir etmişlerdi. Yıllar sonra Demet ve Alphan’la (Eşeli) New York’ta tanışıp arkadaş olduk. Beni ISTANBUL’74 tarafından düzenlenen İstanbul Uluslararası Kültür ve Sanat Festivali’ne davet ettiler ve festivale son gelişimde bireysel bir sergi açma fikrimi konuştuk. 2016’daysa ise gerçek anlamda planlamaya başladık.
Peki isminin bu olmasına nasıl karar verdiniz?
İtalya’da bir müzede tesadüfen Demet’e rastladım ve beraber yemeğe gittik. Bu yemekte sergi ve yapabileceklerimiz hakkında uzun uzun konuştuk. O akşam İtalya’da araştırma yaparken ‘ISTHMUS’ kelimesi karşıma çıktı ve serginin konsepti o andan itibaren gelişmeye başladı. Avrupa ve Asya kıtalarını birbirine bağlayan, bunu yaparken sembolik olarak Doğu ve Batı’nın kesiştiği noktayı temsil eden bir konsept oluştu.
İzleyiciler sergide nelerle karşılaşıyor?
Yaptığım işler, İstanbul’daki tecrübelerimi ve buraya ait anılarımı yansıtıyor. Büyük boyutlu tabloların yanı sıra orta boyda çalışmalar var. Ayrıca New York’taki stüdyomda kâğıt üzerine çalıştığım kaligrafik eserler de bu sergide yer alıyor. Farklı şekil ve boyutlardaki eşsiz seramik işlerini de bu sergiye özel olarak hazırladım.
Çağdaş Türk sanatçıları arasında takip ettiğiniz isimler var mı?
Burhan Doğançay benim için önemli bir ilham kaynağı. Taner Ceylan da takip ettiğim isimler arasında.