Güncelleme Tarihi:
Pandemi, yeme-içme alışkanlıklarınızı nasıl dönüştürdü? Sokağa çıkma kısıtlamaları sırasında ilk kez ekmek yapan gruptan mısınız? Yoksa evden günlerce çıkmadığı halde kilo vermeyi başaranlardan mı? Marttan bu yana, soframızda nelerin değiştiğini beslenme ve diyet uzmanı Berrin Yiğit’le konuştuk. Yiğit, “Pandemiyle birlikte bağışıklığın önemini anladık. Biz beslenme uzmanları bu konuda daha çok soru alır olduk” diyor.
Dukan, protein, karbonhidrat gibi diyetler son yıllarda daha az tercih edilir olmuş, ‘sürdürülebilir diyet’ ve ‘aralıklı oruç’ gibi kavramlar öne çıkmıştı. Salgınla birlikte, bütün bildiklerimiz sil baştan mı oldu?
Kafamız şu an çok daha karışık. Salgın döneminde geç saatlerde kahvaltı yapabilme lüksümüzün olması, erken biten akşam yemeğiyle aralıklı oruç diyeti üst sıralara çıktı. Bunda insanların bu diyeti “O iki öğünde istediğini yemekte özgürsün” olarak algılaması da etken oldu. Ama yapılan araştırmalarda diyet yapanlar arasında hâlâ yüzde 29’un protein diyetlerini tercih ettiği, yüzde 19’un kendi kafasına göre diyet yaptığı ve sadece yüzde 17’nin Akdeniz diyeti uyguladığı gözlendi.
Hangisi bağışıklık sisteminde etkili?
Akdeniz diyeti. Vitamin, mineral, antioksidan ve liflerden zengin, dengeli hayvansal ve bitkisel proteinler, sağlıklı yağlar sunuyor. Her öğünde tabağımızın en az yarısı renkli mevsim meyve ve sebzeleriyle, çeyreği sağlıklı tahıllar, çeyreği de kaliteli proteinden oluşursa bağışıklığımızı ve formumuzu koruruz.
Bu sefer kışa giriyoruz
Bir dönem eczanelerde C vitamini bulunamıyordu; kiminle konuşsak zerdeçaldan, zencefilden bahsediyordu.
Kendimizi daha önce hiç olmadığı kadar güçlendirmeye odaklandık. Daha doğal, daha organik beslenmeye yönelim yüzde 44 artmış durumda. Pandemiyle birlikte bağışıklığın önemini anladık. Biz beslenme uzmanları bu konuda daha çok soru alır olduk.
Koronayla birlikte yeme-içme alışkanlıklarımıza en kötü neler eklendi?
Daha fazla hamur işi, tatlı ve abur cubura yönelim oldu, mutlu eden gıda arayışıyla birlikte besleyiciliği düşük, kalorisi yüksek gıdalara eğilim arttı. İnsanların özellikle sosyal medyada birbirine yanlış örnek olduğunu düşünüyorum çünkü herkes pişirdiklerini paylaştıkça tarif denemeleri arttı. Salgının ikinci dalgasında hiçbirimiz aynı hataya düşmemeliyiz çünkü bu sefer belirgin bir fark daha var: İlk dalgada havalar ısınmaya başlamıştı, metabolizma uyanış modundaydı ve bir süre sonra kendimizi toparlayabildik. Ama ikinci dalga kış soğuklarında yaşanıyor, havalar erken kararıyor ve yeme ataklarımız ve tercihlerimiz kötü yönde etkilenecek. Soğuklarla hareketsizlik de artacak ve bu, artan kilolara davetiye çıkaracak.
Kilo kontrolünde ne durumdayız?
Adeta rahatlamak için yemek yer olduk. Bu da ortalama yüzde 50’mizde dört kilo artışıyla sonlandı. “Başımızda bu kadar dert varken diyet mi düşüneceğim” diyen çok oldu.
Bu dönemde zayıflama sürecine ara verenlerin sayısı arttı mı?
Arttı. İnsanların doyuramadığı en büyük açlık mutsuzluktur. Bu boşluğu deşarj olmamızı sağlayacak açık hava yürüyüşleri, su ve besleyici gıdalarla doldurmak gerçek çözüm.
Zorla brokoli yedirilmez
Salgında kilo verenler de olmuştur ama değil mi?
Yüzde 10’luk çok küçük bir grup bu süreci fırsata çevirdi, her zaman hayalini kurduğu o sağlıklı yemekleri pişirdi, hareketini arttırdı.
Bu dönemde başlayan iyi beslenme eğilimi kalıcı olur mu?
Kendi yaşam tarzınıza özelleştirirseniz, kesinlikle olur. Önemli olan, bir anda her şeyi değiştirmeye odaklanmadan en hatalı beslenme davranışlarınızı düzeltmeniz. Mesela brokoli sevmeyen birine zorla “Yemen lazım” demek yerine alternatif sebze önermek veya cazip bir tarif sunmak mantıklı olur. Ya da brokoliyi ince ince doğrayıp, biraz yumurtaya bulayıp, baharatlayıp az peynir rendesiyle fırınlanmış halini sunarsak o kişiyi kazanırız.
ATIŞTIRMA ARTTI
Araştırma şirketi Nielsen’in 12 ilde yaptığı araştırmaya göre pandemiyle birlikte öğün saatlerinde ciddi farklar oldu. Geç kahvaltılar çoğaldı, öğle yemekleri atlanır oldu. Atıştırmalar da arttı. Halkın yüzde 63’ü mutluluk amaçlı atıştırıyor. Yüzde 55’se yatmadan 1-2 saat önce atıştırmalık yiyor.
SAĞLIKLI SEÇENEKLER...
Pizza: Rondodan geçirilmiş karnabaharın veya rendelenmiş kabağın suyunu sıkıp yumurta ve tuzla karıştırın, böylece bir pizza tabanı elde edin. Üzerini domates sosu, kaşar peyniri ve sebzelerle süsleyin.
Gece atıştırması: Salatalık, domates ve kereviz sapını sınırsız yiyebilirsiniz. Tatlı istiyorsanız yabanmersini, bir avuç kuru dut, üç-dört adet kuru kayısı, iki hurma tercih edin. Çiğ badem veya az patlamış mısır da geceye uygun.
Tatlı: Paketli gıdaları, pastayı boş verin. Hurma, yulaf ve bir tatlı kaşığı fıstık ezmesini blender’dan geçirip topçuklar yapın. Olgunlaşmış avokado, muz ve kakaoyu blender’dan geçirerek puding de yapabilirsiniz.
Pratik kahvaltı: Bir su bardağı laktozsuz süt veya yoğurdun içine üç yemek kaşığı öğütülmüş yulaf veya iki yemek kaşığı granola, meyve, tarçın ve çiğ fındık ekleyin. Veya esmer ekmeğe beyazpeynir ve söğüşle sandviç yapın.
Ekmek: Tam tahıllı, çavdar, ekşi mayalı, siyez unlu gibi esmer ekmekler daha sağlıklı. Evde kendiniz de yapabilirsiniz. Ancak yanına muhakkak et, bakliyat gibi bir protein kaynağı ekleyin.
'Gazsız' içecek: Kefir, nane, tuz ve buzu karıştırarak ayran kıvamında bir içecek ya da şeftali, elma, mango gibi meyvelerle soğuk çay yapabilir; limon, nane, yeşil elma veya narla detoks suyu hazırlayabilirsiniz.
KIŞIN MUHTEŞEM BEŞLİSİ
Balık: Kalp ve damarları koruyucu etkisi, bağışıklık güçlendirici özelliği salgın döneminde önemini arttırdı.
Sarımsak: Güçlü biyoaktif bileşikleriyle antiviral etkisi var.
Lahana: Sülfür içeriği yüksek olan bu mucize sebzenin her rengi COVID-19’a karşı güçlü silahlarımızdan biri.
Yeşil çay: Antioksidan etkili. İçine limon dilimi ve hakiki bal ekleyerek içebilirsiniz.
Sumak: Yemeklere ekleyin. Hatta tuzsuz sumak alıp çay gibi demleyin.